
“Biz okumadan âlim, yazmadan kâtip olmanın büyük ustalarıyızdır. Anamızdan doğar, her şeyi biliriz.. O hâlde öğrenmeye ne hacet…”
İlhan BARDAKÇI
Birisi şu aşağıda gördüğünüz bilgiyi yollamış. Önce okuyun. Sonra sözcüklerin nasıl yazılmış olduğuna dikkar edin!…
ÇOK İLNİGÇ
Bir ignliiz üvnsertsinede ypalın arşaıtramya gröe,
kleimleirn hrfalreiinn hnagi srıdaa yzalıdkılraı ömneli deliimş.
Öenlmi oaln brinci ve snonucnu hrfain yrenide omlsaımyış.
Ardakai hfralerin srısaı krıaşık oslada ouknyourumş.
çnükü kleimlrei hraf hraf deiğl btüün oalark oykuorumuşz.
Bakın nasıl da düzgün okudunuz, ilginç değil mi?
Buna benzeyerek, bir uzun metni hızlı okuma yeteneği düşünülüp, geliştirilmiştir. Bu iş için tümcelerin bir başları ile son sözcüklerini görerek, tümceyi anlayabilme olanağının var olduğu görülmüştür.
Bunu yapabilmek için gözün bir bilgisayar tarayıcısı (scanner) gibi çalışabilmesi gerekir. Göz küresini yönelten kasların, alışılmışın dışında hızlı çalışmaları bunu sağlayabilir. Bundan anlaşılabileceği gibi göz hareketlerinin bazı alıştırmalardan geçmesi gerekecektir. İstenen sonuca ulaşabilmek için bazı özel yöntemler geliştirilmiştir.
Bu 1945 te, savaş sırasında geçen uçakların kimliklerinin saptanabilmesi için Fransa’ da okullarda ders olarak okutuldu.
İşin aslı gözün sabit bakmasından sonra çeşitli yönlere, yavaştan başlanıp sonradan hızla yönlendirilmesinden geçiyor. Bu yeteneği kazanmak elbette bir zaman alacaktır. Bunun için düzenli olarak alıştırma yapılır. Sonra yazılı metinler üzerinde çalışmalar başlar.
Ancak burada yazılı metindeki tümcelerin kısa olup, açık bir anlam taşıması gerekir. Anglo-Amerikan yazımında böyledir. Fakat Fransız yazılım anlayışına göre tümceler çok uzun tutulur. Bir kezinde ben 13 satırlık bir tümceye rastladım. Böyle bir durumda tümcenin sonuna vardığınızda başında ne denildiğini unutuyorsunuz. Bu da okumada geri dönüp yinelemeği gerektiriyor.
Yinelemeye başvurma hızlı oluma tekniğini yok eder. Okuma hızını % 35 kadar azaltır. Hızlı okuma çabası sırasında uzun tümcelere rastlanıldığında, virgülden virgüle ya da (ve) sözcüğüne kadar olan bölüm bir tam tümce gibi alınıp okunur. Böylece uzun olan tümce daha kısa tümcelere bölünmüş olur.
Aslında olağan yazımda olsun, edebi bir metinde olsun uzun tümce kullanma biçemi (üslubu) bozar. Doğru olan derdini kısa kısa tümcelerle anlatabilmektir. Fransız yazınında neden hep uzun tümceye başvurulduğunu anlama olanağı yoktur. Belki de bu bir gelenek sorunudur.
Hızlı okuma alışkanlığı, bir insanın kendi çabasıyla elde edilebilir. Bunun için illaki ders almaya gereksinim yoktur. İş ki alıştırma esaslarını bilebilelim. Böyle olunca sonuç alma biraz zaman alacaktır.
Ancak herşeyden önce, toplumda okuma alışkanlığının yerleşmesi gerektiğini akıldan çıkarmamak gerekir. Okumayan insana “hızlı oku!…” diyemezsiniz.
O zaman, bu günden tezi yok hemen çalışmalara başlayabiliriz!…