KARA TURP – Çok Şifalı Bir Bitki?!…

#alttext#
“Kara turbu yeme olanağını bulamadıysanız, yılda bir kez tarlasından geçiniz”
Türk Deyimi

Kara turp’ un (ing. black radish; Fr. radis noir) bilimsel adı Raphanus sativus ya da Raphanus niger‘ dir. Botanikte turpgillerden Raphantus sativus var. niger olarak bilinir.

Kara turp tarihte 2. Ramses’ce piramitleri yapan işcilere soğan ile sarımsakla birlikte dinç, sağlıklı kalmaları için verildiği bilinmektedir. Günümüzde ilk klinik araştırmaları 1935’de K. Eimer ile H. Heinrich, ayrıca 1938’de W. Golder ile ekiplerince yapılmiştır. Vatanının doğu Akdeniz ülkeleri ya da Türkistan olduğu düşünülmekte olan bu bitki günümüzde hemen hemen dünyanın her yerinde yetişmektedir.

Turp 40-100 cm boyunda bir ya da iki yıllık bir bitki olup, gövdesi yuvarlak, tüysüzdür. Yaprakları kanat biçiminde olup, her kanat 5-11 yaprakcıktan oluşur. Kanar yaprakların ucundaki yaprakcıklar büyükcedir. Yaprakcıkların kenarları kertikli, üzeri pörtüklü, koyu yeşil renklidir. Çiçeklerin raç yaprakları15-25 mm uzunluğunda ters yumurta şeklinde , beyaz ya da açık morumsu renkte olup, genelikle dört tanedir. Kupa yaprakları 6-10 mm uzunluğunda, mızrak biçimindedir. Kökleri küre biçiminde, 5-20 sm çapında, üzeri ağ şeklinde dışı siyah içi bayaz olup acımsı bir tadı vardır.

Bir kültür bitkisi olan turpu nemli ya da sulak olan hemen her yerde yetiştirmek olanağı vardır. Sonbaharda olgunlaşan küre biçimindeki kökler yıkanır, kurutulur, serin bir yerde saklanır.

Birleşimindeki maddeleri önemine göre şöyle sıralıyabiliriz :

a-) Glukosinolatlar (hardalyağglikozitler) : Glucobrassicin (3-indolyl-metiler), 4-metil -3-butenylglucosinolat, allylizotiosiyanat, glucophanin , butiltiosiyanat (butil-hardalyağı) ile allylhardalyağı içeir.

b-) C, B1, B2-Vitaminler ile beta-karotin

c-) Ayrıca raphanol ile raphanin içerir.

İçerriğindeki mineraller ile vitaminleri atrıntılı biçimde gösteren çizelge aşağıdaki gibidir :

#alttext#

En üste aldığımız deyim çok abartılı olmakla birlikte, kara turbun bir çok şifalı etkisi olduğu bilinmektedir. Genelde bu konuda yazılanlar arasında kalb hastalığını, felç riskini azaltma, katarağı önleme, kansızlığa karşı gelme, yüksek tansiyonu düşürme, böbrek ile safra taşlarını önleme, cinsel gücü arttirma gbi özellikleri sayabiliriz.

Ancak kara turbun bunların dışında olan iki önemli özelliği daha vardır.

Yapısında bulunan 4-metil -3-butenyl glucosinolat ile glucophanin maddeleri yüzünden bağışıklık sisteminin güçlendirmesi, allylizotiosiyanat ile butiltiosiyanat da antioksidan etkisi olmasından ötürü, grip gibi basit enfeksiyonlardan koruduğu gibi kanseri de önler [*].

Ayrıca içerdiği butil-hardalyağı, damarların genişlemesi, bundan ötürü özellikle beyincikte kan dolaşımının artmasıyla, ileri yaşlarda görülen denge bozukluklarını giderir.

Kara turbun şifalı etkisinden yararlanmak için, bununla hazırlanmış bir reçeteyi verelim :

Kara turp (Kabukları soyulup, rendelenmiş)
Havuç (rendelenmiş)
Soğan (yarım baş, piyazlık doğranmış)
Sarımsak (3 – 4 diş, ince doğranmış)
Zeytin yağı (yeteri kadar)
Bir limonun suyu

Bir küçük meze tabağına üç tutam turp rendesi, bir tutam havuç rendesi ile bütün öteki malzemeyi koyup harman ediniz. Karışıma tuz koymayınız. Bu tabaktaki karışımı bir öğün olarak tüketiniz. Bunu her gün yineleyin.

Göreceksiniz o mevsim, çevrenizdekiler hastalansa da, hiç grip ya da soğuk algınlığına yakalanmayacaksınız!…

—————————————————–

[*] Cruciferae familyasında yer alan pek çok sebzenin bileşiminde yer alan izotiyosiyanatların insan sağlığı için önemini bir çok araştırmacı incelemektedir. Bu bileşiklerin insan vücudunda bulunan, faz 2 enzimleri olarak bilinen bir grup enzimi aktive ederek vücuttaki antioksidan kapasitenin artmasına yol açtığı belirtilmektedir. Bu biçimde indirekt antioksidan etki sağlayan bu bileşiklerin besinlerle alınan fenolik bileşikler, askorbik asit, β-karoten gibi direkt antioksidan etkili bileşikler gibi bazı kanser türlerinin, kalp ile damar hastalıklarının önlenmesinde olumlu etkili olduğu da bildirilmektedir.

Bugüne kadar glukosinolatların antikarsinojenik etkileri üzerine birçok araştırma gerçekleştirilmiştir. Bu araştırmalar Cruciferous sebzelerinin tüketimi ile kanser riski arasında çok güçlü bir ters ilişki olduğunu ortaya koymuştur. Glukosinolatların parçalanma ürünlerinin deney hayvanları üzerine antikarsinojenik aktiviteye sahip olduğu gösterilmiştir. Bu kimyasal koruyucu etki insan vücudunda faz 1 ile faz 2 enzimlerine etkisinden kaynaklanmaktadır. Dünya Kanser Araştırma Fonu, kanser ile beslenmeyi konu alan derlemesinde, Cruciferous sebzeleri ile zengin bir diyetle beslenmenin özellikle kolon, rektum, tiroid, akciğer, pankreas, prostat, deri, mide kanserlerine karşı koruyucu etkisi olduğunu bildirmifltir. Glukosinolatların parçalanma ürünlerinden izotiyosiyanatlar, faz 1 enzimlerinin inhibe ederek koruyucu etki gösterdiği saptanmıştır.

Avusturyalı Dr. R.Breuss‘a göre bir kanser hastası 42 gün sadece turp, havuç, kiraz ile patates yiyerek beslenirse bedenin kansere karşı direnci artar. Hastalık tümüyle iyileşmese bile tümörlerin olumsuz eylemleri ile başka organlara sıçraması önlenmiş olur.

——————————————————

İlgili Makaleler :

Agerbirk, N., De Vos, M., Kim, J. H., Jander, G. (2009) Indole glucosinolate breakdown and its biological effects. Phytochemistry Reviews 8, 101-120.

Clay, N. K., Adio, A. M., Denoux, C., Jander, G., Ausubel, F. M. (2009) Glucosinolate metabolites required for an Arabidopsis innate immune response. Science 323, 95-101.

Aiton, William Townsend. (1812.) “Hortus Kewensis; Or, A Catalogue of the Plants Cultivated in the Royal Botanic Garden at Kew, Second Edition, Vol. IV” Longman, Hurst, Rees, Orme, and Brown: London. Page 129. Retrieved on 2007-09-28.

Lindley, George. (1831.) “A Guide to the Orchard and Kitchen Garden: Or, an Account of the Most Valuable Fruit and Vegetables Cultivated in Great Britain.” Longman, Rees, Orme, Brown, and Green: London. Retrieved on 2007-09-2

McIntosh, Charles. (1828.) “The Practical Gardener, and Modern Horticulturist.” Thomas Kelly: London. Page 288.

Dashwood, RH; Delage, B; Williams, DE; Dashwood, RH (2007). “Cruciferous Vegetables and Human Cancer Risk: Epidemiologic Evidence and Mechanistic Basis”. Pharmacological research 55 (3): 224–236.

World Cancer Research Fund. 1997. Food, Nutrition and the Prevention of Cancer: a Global Perspective, American
Institute of Cancer Research, Washington, U.S.A

Keck AS, Finley JW. 2004. Cruciferous Vgetables: Cancer protective mechanism of glucosinolate hydrolysis products and selenium. Integrative Cancer Therapies, 3(1), 5-12.

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*

Şu HTML etiketlerini ve özelliklerini kullanabilirsiniz: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <strike> <strong>