“Bir şey üreten ve olayları olduran küçük bir seçkin grup, Olup biteni seyreden oldukça büyük ikinci grup, Nelerin olup bittiğini bilmeyen muazzam kalabalık.”
Nicholas Murray Butler [*]
Bundan önce yazdığımız, 1.11.2009 tarihli “KÜRT AÇILIM”ının BU HALİLE GETİREBİLECEĞİ ZARAR!…” başlıklı makalemizde aynen şöyle demiştik :
[PKK Türkiyeye pişman olmuş teröristleri değil, tam tersine bazı özel görevler verdiği kişileri sokmuştur. Sonrasında benzerlerini de sokmak istemektedir.
Verilen görevlerin neler olduğunu bilemeyiz. Ama bazı çıkarımsamalar yapma olanağı vardır. Örnekse bunlar büyük kentlerde yapılacak bombalı eylemlerin elebaşıları olabilirler. Örgütün siyasal işlerini, Türkiyenin çıkarlarına ters bir biçimde yürütecek kişiler olabilirler. Yurt içinde gargaşa çıkarmakla görevli olabilirler. Üstelik bu kişiler Türkiyede serbestçe dolaşabilir, her yere girip çıkabilir vatandaşlar olup hiç bir zaman yaptıkları terörden ötürü “pişman” değillerdir!!..]
O günden bu yana gelişmekte olan olaylar bizim haklı olduğumuzu gösteriyor.
Geçtiğimiz günlerde değişik kentlerde, adeta sokak savaşlarını andıran molotof kokteylli, havai fişekli, taşlı sopalı, PKK saldırılarına tanık olduk. Kolluk güçleri bunları yapanları araştırdı. Sonunda bazı kişiler gözaltına alındı.
Bu göz altına alınanlar arasında, “Kürt Açılımı” kapsamında olup pişman oldukları ileri sürülen, ama aslında pişman olmadıklarını açık açık söyleyen, sonra da serbest bırakılan PKK lılar var.
Bu haber gazetelerde pek yer almadı. Televizyon haber programlarının bazılarında bir çırpıda söylenilip geçiştirildi. Oysa olanlar bir ya da birkaç tartışma programının konusu yapılıp enine boyuna tartışılmalıydı. Çünkü yaşanan bu olaylar “Açılım” ların iflas ettiğini gösteren açık kanıtlardır. Öyle “kol kırıldı, yen içinde kaldı” siyasasıyla işler yürütülürse, büyük kitle konu hakkında aydınlatılmamış olur. Bunun zararları da sandık başına gidildiğinde görülür.
Sonuç olarak bundan ne anlaşılıyor?…
Bu “Kürt Açılımı” ya da sonradan dedikleri gibi “Demokratik Açılım” ın yarardan çok zarar getirdiği… Öyle değil mi?…
Bu açılımların, PKK terörünün, daha doğrusu kan dökülmesinin sonlandırılması için gündeme getirildiği söylenmişti. Ama PKK tarafı bunu hiç te öyle anlamadığını göstermiştir.
Çünkü ABD desteği ile yüreklendirmesiyle PKK’ nın ortaya çıkmasındaki başlıca amaç Türkiyenin Doğu ile Güneydoğu bölgelerinde bir Kürt Devleti’ nin kurulmasıdır. Demek ki Türkiyenin bölünüp parçalanması isteniyor!…
Bu da yetmiyor!… Türkiyenin tez elden bir iç savaşa girmesi için, akla gelebilecek bütün düzenler, bütün tuzaklar bu günlerde gündeme getirilmeye çalışılıyor!…
Bu gerçekleşmeyince de kan dökülmesi sonlanamaz. Artık bunu anlamamız gerekmiyor mu?…
Bize düşen, “zararın neresinden dönülse kardır” sözü uyarınca, birliğimizi koruyarak, ne olursa olsun sonuna kadar PKK ile savaşmaktır. Bunu artık anlamak gerekir.
Bir problemin çözümünde ana sorun göz ardı edilip, başka konulara yönelik işlemler kullanılırsa, o problemin çözümüne olanak yoktur. Oysa, bu güne kadar PKK konusunda bizim yaptığımız olduğu gibi budur.
Allah bizleri, akıl ile uzgörü eksikliğinden korusun… Amin!…
—————————————————–
[*] Nicholas Murray BUTLER ABD’Ii öğretim üyesi ve yazar (NewJersey’de Elizabeth 1862 – NewYork 1974). Felsefe okudu, Columbia Üniversitesi’nde öğretim üyesi, 1901′den başlayarak rektör oldu. 1912 ve 1920 rektörlük seçimlerini kazanamayınca öğretim üyeliğinden de ayrıldı. Siyasal ve toplumsal görüşlerini açıklayan birçok eseri ona, 1931 Nobel Barış Ödülü’nü kazandırdı. Başlıcaları: Real and False Democracy (Gerçek ve Sahte Demokrasi) 1907; America: is She Worth While to be Saved? (Amerika Kurtarılmaya Değer mi?) 1920; Liberty, Equality Fraternity (Özgürlük, Eşitlik, Kardeşlik) 1942; The World Today (Günümüzün Dünyası) 1946.
