“Sigara içmeyi terketmek çok kolaydır, ben yüzlerce kez terkettim.”
Mark TWAIN (Samuel Langhorne Clemens)
Bu konu, yurdumuzda son çıkan yasaklar yüzünden gündeme gelmiş bulunuyor.
İnsanoğlu ilk olarak milattan önce keşfetti tütünü. İbadet amacıyla yaktıkları tütün yapraklarının verdiği keyfi farkeden insanlar, o günden beri onu hayatlarında vazgeçilmez kıldı. Tütün, tarih boyunca çeşitli uygarlıklarca biçimlendirildi. Pipo oldu, puro oldu, sigara oldu, ağızlarda çiğnendi.
Tütün patlıcangiller familyasından bir bitkidir. Özgününde tropikal bir bitki olmasına karşı günümüzde geniş bir tarım alanında üretilmektedir. Dünyanın en önemli endüstri ürünlerinden birisidir. Gıda maddesi olmamasına karşılık dünyada tüketimi ile ekonomik etkinlikleri yüksek bir bitki olarak dikkat çekmektedir.
Tütünü öteki bitkilerden ayıran en önemli özellik yapraklarında bulunan nikotindir. Nikotin organik azotlu maddelerden oluşan bir alkoloiddir.
Tütünün, Avrupalı kâşiflerin Kuzey Amerika’ya gidip, oranın yerli halkıyla barış çubuğu tüttürmesine kadar uzanan çok eski bir tarihçesi var. Bunu kronolojik olarak incelemeye alırsak :
19. Yüzyıldan Önce Tütün Kullanımı
1492′den önce: Amerika kıtasının yerlileri sağıtma ile dini amaçlarla tütün üretimi yapıyorlardı.
1492: Kristof Kolomb Amerika’yı keşfetti. Avrupa’ya döndüğünde yanında bu kıtada daha önce hiç görülmemiş olan tütün tohumları ile yaprakları vardı. Kolomb’un mürettebatından Rodrigo Jerez tütün içerken görüldü, şeytanca ele geçirildiği savında bulunularak hapis cezasına çarptırıldı.
1535: Montreal Adasına ulaşan Jacques Cartier oradaki yerli halkın kendisine tütün sunmasından sonra günlüğüne vücutlarını, ağızları ile burunları sanki birer bacaymışlar gibi tütene kadar, dumanla dolduruyorlar”, “biz de onları taklit ettik, ancak duman biber gibi acıydı, ağzımızı yaktı” diye yazmıştı.
1556: Fransa ilk defa tütünle tanıştı. Jean Nicot kısa zamanda tütün içmeyi popüler hale getirdi (19. Yüzyıl bilim adamları “nikotin” olarak tanınan kimyasal maddeye onun adını verdiler). 1565 yılına gelindiğinde, tüm Avrupa’ya yayılan tütün alışkanlığı, ünlü İngiliz aristokrat ile şairi Sir Walter Raleigh’nin tütün içmeye başlamasıyla, İngiltere’ye de girdi.
1610: Japonya’da tütün üretimi ile içimi yasaklandı.
1612: Amerika’da Virginia’da ilk kez ticari tütün ekimi yapıldı, başarıya da ulaştı. Amerikalı tütün ekicisi John Rolfe daha sonra ünlü Kızılderili kızı Pocahontas’la evlendi. On yıl içinde, tütün Virginia eyaletinin en önemli ihraç maddesi haline geldi. Tütün ekimi için köle iş gücü kullanılmaya başlandı.
1618: Virginia 20.000 libre tütün üretti.
1622: Virginia, bir Kızılderili saldırısında kolonisinin üçte birini kaybetmesine karşın 60.000 libre tütün üretti.
1627: Virginia, 500.000 libre tütün üretti.
1629: Virginia tütün üretimini üç katına çıkararak 1.500.000 libre tütün üretti.
1634: Maryland kuruldu. Maryland’de de tütün üretimine başlandı. Rus Çarı tütün içimini tüm Rusya’da yasakladı. Tütün içerken yakalananların ceza olarak burnu kesiliyor, suçun tekrarı halinde ölüme mahkum ediliyorlardı.
1660: Tütün üreticisi olan Virginia ile Marland kolonilerinde kölelik başladı. Sayıları azalan beyaz uşaklar yerini kölelere bıraktı. Köle fiyatları tütün fiyatlarına göre belirlenmeye başlandı.
1676: New France Kolonisinde sokakta tütün içmek ile tütün taşımak yasaklandı. Bir süre için, perakende satışta yasaklandı ancak halkın kendileri için tütün yetiştirmeye başlamasıyla, Kanada’nın tütün endüstrisi düşüş gösterdi.
1732: Virginia’nın en zengin tütün üreticisi Robert King öldü. Öldüğünde 300.000 dönüm arazisi ve 700 kölesi vardı.
1739: Fransa, Kanada’dan tütün ithal etmeye başladı.
1761: İngiliz doktor John Hill, “Cautions Against the Immodetrate Use of Snuff” (Aşırı Enfiye Kullanımına Dikkat) isimli ve tarihte bilinen ilk tütün-kanser araştırması olan raporunu yayınladı.
1775: Virginia ve Maryland’in tütün üretimi 100 milyon libreye ulaştı.
19. Yüzyıl
1800: ABD’nin köle nüfusunun yarısından fazlası Virginia ile Maryland’deydi. Bu iki eyaletteki toplam zenci köle sayısı 395.000′di.
1800′lerin başı: Puro tüketimi, enfiye tüketimiyle rekabet etmeye başladı. Tütün çiğneme ve pipo kullanımı ortaya çıktı.
1854: 1856 yılında sona eren Kırım Savaşı başladı. İngiliz ile Fransız askerleri Türk tütünüyle tanışıp, onu Avrupa’ya götürdüler.
1878: Kanada’nın Ontorio bölgesinin rahibi Albert Sims “The Sin of Tobacco Smoking and Chewing Together With an Effective Cure for These Habbits” (Tütün İçme ve Çiğneme Günahı ile Bu Alışkanlıkları Bırakmak İçin Etkili Tedavi) isimli kitabını yayınladı.
1881: ABD’de, John Bonsack ilk sigara yapan makinenin patentini aldı. Böylece ABD, günde 120.000 sigara üretmeye başladı. Bir makine 48 kişinin yaptığı işi yapıyordu. Üretim maliyeti düştü, güvenli kibritin de icadıyla, sigara tüketimi bir anda patladı.
1889: Saint John Hastanesi sigaranın zararların ile gırtlak kanserine neden olduğunu anlatan bir kitap yayınladı.
1891: Kanada’nın British Colombia eyaletinde, 15 yaşından küçüklerin tütün içmesi yasaklandı.
1895: Sadece Kanada’da 66 milyon adet sigara satıldı.
20. Yüzyıl
1903: Kanada, İngiltere ile Amerika’da sigaranın zararları ciddi bir şekilde ele alınmaya başlandı, Kanada’da sigaranın yasaklanması için meclise kanun tasarısı verildi.
1914: Birinci Dünya Savaşının başlamasıyla, sigarayı yasaklama hareketi sekteye uğradı hatta tüm dünyada, cephedeki askerlere tütün yollama kampanyaları başladı.
1920′ler: Tüm dünyada sigara kullanımı hat safhaya ulaştı, bir yılda tüketilen sigara sayısı milyarları buldu.
1930: Almanya’nın Köln Üniversite’si bilim adamları sigara ve kanser arasındaki ilişkiyi istatistiksel olarak ortaya çıkardı.
1934: İlk mentollü sigara üretildi.
1938: John Hopkins Üniversitesi doktorlarından Raymond Pearl sigara içenlerin, sigara içmeyenlere oranla daha genç yaşta öldüklerini belirtti.
1939: Almanya Polonya’yı işgal etti ve İkinci Dünya Savaşı başladı. Cephedeki askerlere sigara taşınmaya başlandı.
Bu sırada Alman bilim adamları sigara ile kanser arasındaki ilişkiyi daha derinlemesine inceleyen yeni bir istatistiksel rapor yayınladı.
1943: Dünya yetişkin nüfusunun yaklaşık %60-%80′nin sigara içiyordu.
1944: Amerikan Kanser Derneği, sigaranın sağlığa zararlı olabileceğini belirtti. Akciğer kanseri ile sigara arasındaki ilişkinin henüz kesinlik kazanmadığını ama gene de dikkatli olunması gerektiği hakkında halkı uyardı.
1947: Kanadalı doktor Norman Delarue akciğer kanseri hastalarının %90′ının sigara tiryakisi olduğunu gösteren bir araştırma yayınladı.
Tütün, ilk bulunduğu yıllarda pipo ile içilen, savaş sırasında pipo bulamayan bir fransız askerinin kağıda sararak içmeyi keşfetmesiyle, günümüzde yaygın olarak kağıda sarılarak kullanılan tütün içeren, genellikle 85-100 mm uzunluk, 4-8 mm genişliklerinde üretilen, sigara adı verilen keyif verici madde. Keyif (euphorie) etkisi için içilen sigara bir süre sonra FİZİKSEL BAĞIMLILIK olarak karşımıza çıkar!..
Bir görüşe göre, “tütün içindeki nikotin’in bağlandığı doğuştan vücutta olan nikotinik reseptörler sigara içildikçe artar, zamanla bunları rahatlatmak için içilen miktarda artmaya başlar. Sigara bırakılınca bu reseptörler rahatsız olur. Bir süre yoksunluk sendromu belirtileri görülür. Ancak zaman ile bu reseptörlerin sayısı azalmaya başlar, yoksunluk sendromu belirtileri azalır.” Ancak bu görüşün doğruluğu tartışmaya açıktır.
Tütün kullanımı ölümle sonuçlanabilir, ayrıca birçok organ üzerinde ve genel olarak tüm insan vücudunda sistemli şu zararlara yol açar :
▪ Diş ve dişeti hastalıkları
▪ Kulak-burun-boğaz rahatsızlıkları, bu bölgelerde kanser riskinde artış
▪ Kalp ve damar hastalıkları, yüksek kan basıncı, damar tıkanıklıkları
▪ Beyin hücrelerinde tahribat
▪ Katarakt riski
▪ Solunum rahatsızlıkları
▪ Mide rahatsızlıkları
▪ Hamilelerde erken ve yetersiz gelişmiş doğum
▪ Cinsel rahatsızlıklar, iktidarsızlık
▪ İnsanlarda sakatlık
▪ Kalp kanseri
▪ Cildi tahriş ederek hastalıklara sebep olur.
İnsanların sigaraya başlama ya da bırakmayı reddetme nedenleri çok açık değildir. Sigara içen bazı kişiler, özellikle sabah uyanmak ya da diğer zamanlarda uyanık kalmak için (örnekse, araba kullanırken) sigaralarının kendilerine enerji verdiğini bildirmektedirler. Nikotin, adrenalin benzeri bir etkiyle uyarıcı olarak iş görür. Örnekse, sigara içerken kalp atışınız hızlanır, kan basıncınız artar.
Sigara içen bazı kişiler ise, gerilim altında olduklarında sigaranın kendilerini yatıştırdığını anlatmaktadırlar. Bir dayanak olarak sigara, sinirli olduklarında ellerine oyalanacakları bir şey verir; ilgilerini başka birşeye yöneltmelerine neden olur. Dahası bir güvenlik hissi verir.
Yukardan beri tütün içme alışkanlığı için söylenenlere karşın, sigara ya da tütün içme alışkanlığı, her zaman bir nikotin bağımlılığı değildir. Öyle olanı da vardır. Bu durumda tütün içmeyi bırakmak kolaylaşır.
Ama çoğu kez bu bir “ORAL ÇAĞ FİKZASYONU” olarak karşımıza çıkar. Demek ki bebeklikte, meme emme çağında ağız yoluyla haz alma dönemine çakılıp kalmış kişiler ile sonradan bir bahane ile bu haz alma yolunu tekrar anımsayanlarda başlayan bir bağımlılık türüdür. Emziğe bağımlılık hali diye tanımlanabilir. Bu durumuyla bir zihin arızası olduğu için terk edilmesi oldukça zor olan bir alışkanlık, bir zihinsel hastalıktır.
Bu haliyle bebeklik döneminde uzun süre emzik ya da biberon kullanmış olanların erginlik çağında kolaylıkla sürüklenebilecekleri bir bağımlılık biçimidir.
Çoğumuz bu yönünü bilmediğimizden, tütün içme alışkanlığını bıraktırmak için çeşitli yöntemler geliştirilmiş, hala da geliştirme sürdürülmektedir. Oysa tütün tiryakilerini bu alışkanlıklarından kurtarmak için psikiatrik sağıtma yöntemlerinden birini kullanmak kesinlikle gereklidir!.. Yoksa en yukarıda Mark Twain’in anlatmak istediği tabloyla karşılaşılması işten bile olmaz!..