DİL KONUSU – Türkiyede Türkçe mi, Yoksa Başka Bir Dil mi?…

#alttext#
“Türk demek dil demektir. Ulus olmanın en belirgin niteliklerinden biri dildir. Türk ulusundanım diyen kişi, her şeyden önce ve kesinlikle Türkçe konuşmalıdır. Türkçe konuşmayan bir kişi, Türk kültürüne ve ulusuna bağlılığını öne sürerse buna inanmak doğru olmaz”
Mustafa Kemal ATATÜRK

Bazıları Türkçe konuşurken, kullandıkları sözcükler arasına yabancı dilden sözcükler, özellikle de İngilizce sözcükler katıyorlar. Bununla sanki İngilizceyle tanışık olduklarını anlatarak böbürlenmek istiyorlar. Ya da İngilizceyi o kadar iyi biliyorlar ki, sözcüğün Türkçesinden önce akıllarına İngilizcesi gelivermiş gibi davranıyorlar.

Bu sözcüklerden bir tanesi var ki, çok sık kullanılmakla birlikte İngilizcedeki yeri hiç bilinmeden tüketilmektedir. Bu sözcük bir ünlem olan (wow!…) sözcüğüdür. Bunun İngilizcede argo olduğu bilinmiyor ki, uluorta her konuşmada, en ciddi olması gerekenlerde bile, ortaya konmaktadır.

Fiil biçimiyle (to wow), hayrete düşmek demektir. Ama yalnız başına (wow!…) argo bir deyiş olup, büyük başarı anlamını taşır. Bunu öğrenmek için bir İngilizce sözlüğe bakmak yetecektir.

Ayrıca Türkçede (wow!…) anlamını tam karşılayan (Vay!…) ünlemi vardır. Ama biz İngilizceyle tanışığız (aşina) ya, bunu göstermek için (vay!…) ı unutup (wow!…) deriz. Bunu da marifet sanırız.

Bizim dil konusundaki bu gevşekliğimizi çok iyi bilen Kürt vatandaşlarımız da, şimdilerde Doğu Anadoluda mahkemelerde yapılan savunmaların Kürtçe yapılmasını, yer adlarını bildiren levhaların iki dilde yazılmasını, lokantalardadaki yiyecek listelerinin iki dilde yazılmasını istemektedirler.

Kendilerine verilen değerden yüreklenerek yersiz, aşırı davranışlarda bulunmada o kadar ileri gidilmiştir ki, BMMM inde de konuşmaların Kürtçe yapılması gerektiği söylenir olmuştur.

Bu önerileri yapanların amacı bellidir. Dil, bir ulusu ulus yapan öğelerden en önemlisi olduğuna göre, Doğu İllerinde bir Kürt ulusu oluşturmaya çalışıyorlar!…

Bu BOP un doğrultusunda, yıllar önce ortaya çıkan PKK terör örgütünün de başlıca hedefiydi. Aslında Kürtçenin yukarda anlatılan bayraktarlığını yapan DTP liler de PKK ile yakınlıklarını yadsımıyor, tam tersine bölücübaşı ile devletin konuşarak anlaşmasını istediklerini açık açık söylüyorlar.

Siyasetle uğraşanlarımız da bu konuda “şöyle mi olsun, böyle mi?…” diye ciddi ciddi tartışıyorlar.

Yaptıkları “abesle iştigal” dir. Doğuda bir Kürdistan oluşumuna onay vereceksek, bu tartışma yapılabilir. Tersi durumda, Cumhurbaşkanının sözlerine kulak vermek, hem de derin derin düşünerek kulak vermek gerekir.

Lütfen aklımızı başımıza toplıyalım. Çünkü bu gidiş iyi bir gidiş değildir!…

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*

Şu HTML etiketlerini ve özelliklerini kullanabilirsiniz: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <strike> <strong>