KÜRT AÇILIMI : Ne Anlama Geliyor ya da Ne İşe Yarayacaksa?!!…

24323.jpg

“Kendin alabileceğin bir hakkı, asla başkasının sana vermesine izin verme”
NIETSZCHE

İlk PKK saldırısı bundan 25 yıl önce 14 Ağustos günü Eruh ilçesinde gerçekleşmişti. Şimdi, bölücübaşı bu olayın yıldönümünde Kürt sorununu çözecek bir yol haritasını açıklayacağını günler önce bildirmiş bulunuyor. Açıklama 15 Ağustos 2009 tarihinde Eruhta yapılacak bir kültür festivalinde DTP ileri gelenlerince yapılacakmış.

Bu yol haritasıyla neyin açıklanacağı bellidir. PKK yıllar önce başlattığı silahlı saldırıyı doğu ile güney-doğu illerinde kurulacak bir Kürdistan için gerçekleştirmiştir. Bu gün hangi söylemin ardına saklanırsa saklansın ana hedef budur. Önce bir federasyon sağlanacak (*); ardından bu federe kürt devleti Kuzey ırakta kurulmuş olan Kürt devleti ile birleştirilecek. Bunu böyle bilmemek ya da bunun böyle olduğunu kasıtlı olarak anlamazdan gelmek, doğrudan “abesle iştigal” olur.

Bölücübaşının bu açıklaması üzerine hükümet büyük telaşa kapılıp, öne geçmek için kendisinin bir “Kürt Açılımı” açıklayacağını bildirmiş bulunuyor. Ama bu güne kadar bu açılımın ne olduğunu bir türlü söylemiş değil (**).

Hükümet “Kürt Açılımı” diye nitelendirdiği bildirgeyi üç yönde yapabilir.

● Bu PKK ile DTP nin koşutu (paralelinde) bir açıklama olabilir ki, bu doğrudan vatana ihanet anlamını taşır.

● Ya da her zaman olduğu gibi bir takım sosyal, ekonomik,yönetimsel önlemleri anlatabilir.

● PKK ile ateş kesi sağlamak için PKK lıların affını içerebilir.

Bunlardan ilkini T.C. Hükümetinin yapmayacağı açık bir gerçektir. Bunu aklımızdan bile geçiremeyiz.

İkincisi bundan önce bir çok kez denenmiş ama bir sonuç vermemiştir. Çünkü karşı tarafın istemi gönenç (refah) değil, bağımsız bir devlet kurmaktır. İlla gönenç getirmede ayak diremek, sonuç alma olanağı olamayacağı için, boşa uğraş vermek, dahası akılsızca davranmak demektir.

Üçüncüsü ise bir çok sakıncaları da beraberinde getirecektir. PKK nın üst yönetim kadrosu da affedilecekse bölücübaşını da affetmek gerekecektir. Bu baştan olmasa bile önünde sonunda dış baskılarla kesinlikle sağlanacaktır. Sonuç olarak affa uğramış bu güruh yurt dışında “sürgünde hükümet” oluşturarak bu günkünden çok daha fazla gaileyi Türkiyenin başına saracaktır. Daha da kötüsü bölücübaşı ile öteki önde gelenlerin yurt içinde kalıp DTP nin başına geçmesidir ki, bu durumda TCBMM içinde saygın bir yer, bir makam kazanılacak demektir. Belli olmaz, bu gidişle zaman boyunca gerekli oyu sağlayabilirse sonuçta bölücübaşı T.C. Başbakanı bile olabilir!!!… Bu bakımdan geniş kapsamlı PKK affını düşünmek pek de akilla bağdaşamaz..

Durum budur. Bekleyip göreceğiz!…

Ancak karşı tarafın niyeti ayan beyan belli olduğuna göre, bir açılım yapmak için öne atılma yerine, telaşa kapılmadan soğukkanlılığını koruyup “gücünüz varsa gelin alın” diyerek bu güne kadar uygulanan durumu sürdürmek daha doğru olur kanısındayız. Çünkü PKK nın da, DTP nin de ortaya çıkış nedeni, ABD yi de arkalarına alıp, ayrı bir devlet kurmaktır. Bunu şimdilik, sakındıkları ya da uygun görmedikleri için bazı başka sözlerin ardına gizliyorlar. Ama “Güneş Balçıkla Sıvanmaz” diye bir Türk Atasözü olduğunu da unutmayalım.

Akıllı olalım ya da en azından akıllı biri gibi davranmayı öğrenelim!…

——————————————————–

(*) Konfederasyon nedir?
 
Sanırım hiç kimsenin reddedemeyeceği bir temel kaynağa başvuralım. Uluslararası Hukuk uzmanı Prof. Dr. Hüseyin Pazarcı, “Uluslararası Hukuk Dersleri” (Turhan Kitapevi, Ankara, 1990) başlıklı 3 ciltlik kitabının 2. cildinde “konfederasyon” kavramını devletlerin bir örgütlenme biçimi olarak ele alıyor ve “birleşik devletler” başlığı altında inceliyor:   
 
“Birleşik devletler de kendi aralarında aşağıdaki alt gruplara ayrılmaktadır:
 
1. Monarşi birlikleri
2. Federatif birlikler
 
…Federatif birliklere gelince onlar da ikiye ayrılmaktadır:
 
1. Federal devletler
2. Devletler konfederasyonu.
 
Konfederasyonlarda belli bir amaç (genellikle savunma) etrafında birleşen devletlerin, uluslararası hukuk açısından varlıklarını sürdürmelerine ve birliğin amacı dışındaki bütün uluslararası yetkilerini doğrudan kullanmalarına karşılık,  federal devlet durumunda birleşik birimler ilke olarak uluslararası varlığa sahip bulunmamaktadır.” (s.96)
 
Görüldüğü gibi bir konfederasyonun oluşturulabilmesi için, önce bu konfederasyonu meydana getirecek devletlerin var olması gereklidir. Bu tanıma göre, konfederasyonu oluşturan devletler;
 
1. Belli bir amaç etrafında toplanmıştır.
2. Uluslararası hukuk açısından varlıklarını sürdürmektedirler.
3. Birliğin amacı dışında bütün uluslararası yetkilerini doğrudan kullanmaktadı rlar.
 
Meydan Larousse da “birlik, ortaklık” şeklinde de isimlendirdiği konfederasyon kavramını şöyle tanımlıyor:
 
“Kendi hükümetlerini muhafaza kaydıyla genel bir iktidarın yönetimini kabul eden devletlerin kurduğu birlik.”
 
Bu tanıma göre de konfederasyonu oluşturan devletlerin her birinin kendi hükümetleri vardır ve bunların varlığı konfederasyon durumunda da devam etmektedir!

(**) Bu konuyla ilgili bana ulaşan Bekir Coşkunun bir makalesini aynen sunuyorum :

Picture 1.png
Picture 2.png

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*

Şu HTML etiketlerini ve özelliklerini kullanabilirsiniz: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <strike> <strong>