"AÇILIM"??….

“Yapamayacağın işler için kimseye söz verme.”
WASHİNGTON

İçişleri Bakanımız CNN televizyonunda bu gün “Kürt Açılımı” ya da kendi deyimiyle “Demokratik Açılım” konusunda basın toplantısı yaparak bilgi verdi.

İçişleri Bakanının konuşmasından anlıyoruz ki bu “Açılım” paketi henüz araştırma, bazı kurum ile kişilerle fikir alış verişi düzeyindedir. “Bu bir süreçtir, sonunda TBMM sine sunacağımız çözüm bilgileri sonunda açılımı TBMM saptayacaktır” diyor bakan… Sonra da ekliyor “Bu Demokratik Açılım paketi yıllardır süregelen terörü önleyecek, Türkiye bu dertten kurtulacaktır”.

Sayın bakan düşünülen “Açılım” ın ana hatlarını bile bildirmeyip, fikrin etrafında dolaşmayı yeğlediğinden, nasıl bir önlemi dile getirdiğini zannederim kimse anlayamadı. Bildirimden nasıl bir çalışma içinde olunduğunu ancak anlıyabiliyoruz.

Ne var ki, eğer konuya terörü bitirmek açısından yaklaşırsak, Karayılan denilen bölücü elebaşı bundan günlerce önce konunun kesin çözümünün ne olacağını bildirmiş bulunuyor. Onun kesin çözüm için önerisi şudur : “Türkiyenin Kürdistan parlamentosunun kurulmasına izin vermesi silahların bırakılması için yeterlidir”.

Karşı tarafın kesin fikri bu olduğuna göre, bunun dışında ortaya konulacak herhangi bir çözüm önerisi terörü sona erdiremeyecektir.

Aslında PKK nın silaha sarılıp saldırıya geçmesinin ana nedeni Doğu-Güneydoğu Anadoluda bir Kürt devletinin kurulması istemidir. ABD ile AB de bu fikri, farklı nedenlerle destekliyor.

ABD bu bölgeyi, daha doğrusu bütün ortadoğuyu gelecekteki çıkarları açısından değerlendiriyor. Bu çıkarlar içinde petrol, değerli madenler, büyük su kaynakları ile enerji ulaşım hatları var.

AB ise konuya çıkarcı açıdan da bakmasına karşın, daha çok hissi açıdan yaklaşıyor. Avrupa Lozan Barış Antlaşmasını bir türlü hazmedemiştir. Sevrin tekrar yürürlüğe konmasını istiyor. Bu da, Türkiyenin parçalanması sonucunu getirerek, onlara büyük çıkarlar da sağlayacaktır.

Dememiz odur ki, PKK terörü denen baş ağrısı bahanedir. Aslında Türkiyeyi yok etme planlanıyor. Bizim karşı durmamızı, çözüm getirmemizi gerektiren dert (gaile) budur. Bunu bir an önce görüp, gerçekçi çözümleri aramamız zamanı gelmiş, dahası geçmektedir.