Verdi’nin Nabucco operasından bir sahne
Bunlardan ilki tarihten gelen bir kişidir.
Nebukadnezar Chaldea hanedanından gelen birden fazla babil kralının adı olup, özellikle tapınaklar, yollar, sulama kanallarının yanısıra eşinin hatırına Babil’in Asma Bahçelerini yaptırdığı söylenen ii. Nebuchadnezzar (mö 630-561) imparatorluğun sınırlarını Suriye’den Mısır’a dek genişletmiş (mö 605) Kudüs’ü (jerusalem) ele geçirerek (mö 587) halkını tutsak etmiştir.
İkincisi ünlü bir opera yapıtıdır.
Operanın Hikayesinde M.Ö. 586 yılında Kudüs ile Babil’de yaşanan, tarihte “Babil Esareti” diye bilinen bir olay anlatılmaktadır. Avusturya’nın İtalya’yı işgali sırasında Giuseppe Fortunino Francesco Verdi’ nin (Parma, 1813-Milan 1901) yazdığı dört perdelik Nabucco operasında, aşk, entrika, savaş ile mücadele gibi bugünün petrol ile doğal gaz oyununun vazgeçilmez öğelerinin tamamı kendi yerini almıştır. Müzik tarihinin en iyi opera bestecilerinden biri olan Verdi “Nabucco Operası”nı sanki bugünkü Nabucco Projesi için yazmıştır.
AB Enerji Bakanlarının 2003 tarihinde Viyana’daki toplantısında, ilk temsili 1842 yılında Milano’daki Scala Tiyatrosu’nda yapılan “Nabucco Operası”nı izlemeleri “Enerji Güvenliği” konusunda sıkıntılı olup, yeni arayışlar içerisinde olan AB Enerji Bakanlarının yeni kaynak arayışlarında verilecek isme esin kaynağı olur. AB’ye doğal gaz getirecek olan boru hattına Nabucco Doğal Gaz Boru Hattı ismi verilir.
Rusya ile Ukrayna arasında yaşanan son doğalgaz krizi Washington’da tartışılan konular arasında olmayı sürdürüyor. En son Brookings Enstitüsü ile Uluslararası, Stratejik Araştırmalar Merkezince ortak düzenlenen bir panelde uzmanlar Rusya ile Ukrayna arasında yaşanan krizin ayrıntılarını ile geleceğini tartıştı. Tartışılan konulardan biri de Rusya – Ukrayna boru hattına alternatif bulunup bulunamayacağıydı. Toplantıda tartışılan alternatif projeler arasında Nabucco boru hattının da adı geçti. Ancak panele katılan uzmanlar Nabucco boru hattının bazı yapısal sorunlarla karşı karşıya olduğunu, bu sorunlar halledilmeden projenin yaşama geçirilemeyeceğini savunuyor.
Toplantıya konuşmacı olarak katılan Brookings Enstitüsü Enerji Uzmanlarından Jonathan Elkind bu durumu şöyle açıklıyor : “Nabucco boru hattı projesi şu anki yapısıyla bir çok sorunu da beraberinde taşıyor. En büyük sorun doğalgazın nereden ve kimden sağlanacağının hala belli olmaması. Projenin ortağı şirketlerin koalisyon temsilcileriyle yaptığım son görüşmede iki farkı kaynaktan sağlanmak üzere yılda 14 ila 16 milyar metreküp doğal gaz akışı sağlamak istediklerini söylemişlerdi. Şu ana kadar bu talebi karşılayacak kaynak bulunamadı. Öte yandan Nabucco projesinin yapılandırılması da alışılmışın dışında. Normalde bu tür projeler kaynağı hazır olan özel şirketler tarafından başlatılır. Nabucco ise aracı ülkeler ortaklığı ile yapılıyor. Ben Nabucco işlemez ya da işleyemez demiyorum ama büyük sorunlarla karşı karşıya olduğu açık ve bu sorunların üstesinden gelinmesi için de yaratıcı ve ticari açıdan pratik çözümler gerekiyor”
Toplantıya katılan bir öteki uzman Edward Chow Rusya ile Ukrayna arasında yaşanan son krizin iki ülkeye de hem ekonomik hem siyasi açıdan zarar verdiğini söylüyor. Rus ile Ukraynalı uzmanların bir gecede yeni bir anlaşma imzalamalarını da gerçekçi bulmadığını belirten Chow normalde bu tür kontratları yenilemenin yıllar alabileceğini, aceleyle yapılan bir anlaşmanın da güvenilir olamayacağını söylüyor.
Eski diplomat Steven Pifer da Rusya ve Ukrayna arasında yaşanan krizin sıradan bir ticari anlaşmazlık olmadığını, krizin asıl boyutunun siyasal olduğunu belirtti. Pifer Rusya’nın amacının NATO ile Avrupa Birliği’ne yakınlaşmayı hedefleyen Ukrayna’yı Avrupa’nın gözünde güvenilmez bir ülke olarak göstermek olduğunu söyledi. Ukrayna’ya gönderilen gazın kesilmesi kararını da Rusya Başbakanı Vladimir Putin’in verdiğini söyleyen Pifer Putin’in Ukrayna’nın dış politikasından rahatsız olduğunu belirtti. Pifer Rusya ile Ukrayna arasındaki sorun kalıcı olarak çözülmediği sürece iki ülkenin de ekonomik açıdan büyük riskle karşı karşıya olduğunu ve Nabucco projesinin Rus doğalgazının müşterisinden çalacağını savundu.
RUSYA ile Ukrayna arasında yaşanan gaz krizinin ardından bir anda Avrupa’nın gündemine oturan Nabucco Projesi’nde rüzgar Türkiye’den yana esmeye başladı. Avrupa’da projenin en sert karşıtları bile kış ortasında gazsız kalınca geri adım atarken, Türkiye’nin ortak olduğu, yüzyılın projesi olarak adlandırılan Bakü-Tiflis-Ceyhan hattından daha stratejik önemi olan boru hattı için Avrupa içindeki en sert karşıt Macaristan’dan sonra tüm politikalarını Nabucco’yu baltalamak üzere kuran Rusya da ‘U’ dönüşü yapmak zorunda kaldı.
Ortadoğu ile Hazar Bölgesi doğalgaz rezervlerini Avrupa pazarlarına ulaştırmayı amaçlayan NABUCCO Projesi, hedeflenen kaynak çeşitliliğini yaratabilmesi, benzer projeler için örnek olması, Türkiye ile AB’nin enerji alanında ortak çalışmasına taban yaratması ile var olan gaz sağlayıcılar karşısında AB’nin elini kuvvetlendirmesi açısından gerekliliğini her geçen gün arttırmaktadır.
NABUCCO kimin önceliğidir?… Bu noktada var olan anlaşmaları doğrultusunda sunuş güvenliği sorunu yaşamayan, sağlayıcı ülkelerle coğrafi olarak daha yakın olan Türkiye açısından bakıldığında, NABUCCO Türkiye’nin projeden sağlayacağı ek faydalar oranında önem taşıyacaktır. AB açısından alternatif kaynaklara ulaşılması yönünde NABUCCO projesi önemli aşama kaydetmiş olup, gerçekleşmesi en yakın projedir. Var olan durumda AB’nin sunuş güvenliği Rusya Federasyonu ile Ukrayna arasında gerçekleşecek kısa vadeli çözüm anlaşmalarına bağımlı durumdadır. AB ülkelerinin doğalgaz tüketimi her geçen yıl artmaktadır. Bütün bunlar göz önünde bulundurulduğunda NABUCCO, AB’nin enerji politikalarına paralel olup, AB için öncelikli bir projedir.
HAZAR, Mısır, Irak, İran ile Türkmen gazını Türkiye üzerinden AB ülkelerine taşımak amacıyla yapılması düşünülen projenin 12 milyar dolara mal olması bekleniyor. Toplam uzunluğunun 3 bin 300 kilometre olması öngörülen proje 2002 yılında BOTAŞ tarafından başlatıldı. Türkiye’den çıktıktan sonra terminal ülke Avusturya’ya kadar sırasıyla Bulgaristan, Romanya ile Macaristan’dan geçecek boru hattına bu ülkelerin enerji şirketleri de eşit oranda ortak oldu (6 ortak üklenin şirketlerinin payı yüzde 16.67. Gelir de maliyetler de eşit paylaşılacak). Proje son olarak Alman RWE firmasının Şubat 2008’de eşit ortak olmasıyla yeniden güç kazandı. Yatırım 2010’da başlayacak, 2014’te bitecek.
Unlü ekonomi dergisi Forbes’ te yayınlanan bir haberde, Nabucco projesi ile doğalgazda eli güçlenecek olan Türkiye’nin Avrupa için Ukrayna kadar tehlikeli olacağı belirtildi. Ukrayna ile Rusya arasında yaşanan doğalgaz sorununun Avrupa’ya sıçramasıyla birlikte, Avrupa Birliği’nin Rus doğalgazına bağımlılığı azaltacak projelere yoğunlaştığını belirten haberde, Avrupalı liderlerin yaşanan krizden ders almaları gerektiği vurgulandı.
Avrupa Birliği’nin ‘çocuğu’ olarak nitelendirilen Nabucco projesinde Türkiye’nin anahtar ülke olduğu kaydedilirken, enerji uzmanı Andrew Neff’in şu görüşlerine yer verildi : “71 milyon nüfuslu Türkiye Nabucco’nun temel taşı. Şöyle bir tehlike var ki eğer Türkiye’nin enerji ihtiyaçları karşılanmazsa, bir darboğaz oluşabilir. Avrupa Türkiye’nin insafına kalabilir. Eğer Türkiye transit doğalgazına mahkum olursa, Avrupa için tam bir Ukrayna örneği olur. Bu kapsamda Avrupa Birliği böyle bir bağımlılığın önüne geçmek için Türkiye’nin doğalgaz üretimine destek vermelidir.”