ORTADOĞU KARMAŞASI….

1179499423281.jpg

Günümüzün Ortadoğu Haritası

“Zayıfa acımak doğaya ihanettir.”
Adolf HITLER

”Amacımız bölmek ve hükmetmek olmalıdır.
Biz gercek ideali dinmiş gibi davranacak, çıkarcı bir grubu idareci olarak takdim etmeye çalışacağız.”

A. RYAN

“O gün Rab Abramla ahd edip dedi : Mısır ırmağından büyük ırmağa,FIRAT ırmağına kadar senin zürriyetine verdim.”
TEVRAT Tekvin Bölümü, 18.Ayet, 13.Sayfa

Osmanlı Padişahı Sultan Selim Han (Yavuz) Mercidabık savaşında Memluk ordusunu, iki – üç saat içinde yenerek 24 Ağustos 1516 da Filistini Osmanlı topraklarına kattı.

Güçlü Osmanlı İmparatorluğu eğemenliği altında geçen sessiz, pürüzsüz 401 yıl sonra, 1917′de, şöyle yazmıştı mektubunda, Bölgeye gönderilen Yedinci Ordu Komutanı Mustafa Kemal Paşa : “Yoğun Propaganda var İngiliz gizli servisi her yerde. Silahla yenemezler ama ahali bizden nefret ediyor…”

Çünkü I. Dünya Savaşının sonu yaklaşıyordu. Osmanlı İmparatorluğu parçalanıp yıkılmak üzereydi. O sıralar yayılımcıların başını çeken İngiltere Kırallığı, petrol alanlarına eğemen olabilme yolunda, Orta Doğu bölgesini karıştırmak için elinden geleni ardına koymuyordu. Bölgede çalışan İngiliz casusu Thomas Edward Lawrence (Lawrence of Arabia) Arapları Türkler’e karşı ayaklandırıyor, onları Türklere karşı nefretle, kinle dolduruyor, başarılı da oluyordu..

İngiltere üstlendiği bu karıştırma görevini, zayıflığa düştüğü için, sonradan ABD ye devretmiştir. Dahası Rusyanın bile Ortadoğu işlerine karıştığını görebiliyoruz.

israil124.jpgİşte, I. Dünya savaşıyla birlikte Ortadoğudaki karmaşa böyle başladı. Günümüze kadar, tam 92 yıl kesintisiz sürüp geldi. Ortadoğuda yaşanan karmaşa yayılımcıların tam da istediği ortamdı. Çünkü “Böl ve yönet” ilkesine uygun geliyordu. Bu arada “aklı evvel” batılılar, kendileri yetmiyormuş gibi, 1947 yılı Kasımında bölgeye bir çıbanbaşı daha eklediler : Birleşmiş Milletler, İngiltere ile ABD nin dayatmasıyla, musevilerin orta doğuda devlet kuracağı kararını aldı. Bu devletin adı Israel idi. Gerçi museviler bölgeye daha Osmanlı İmparatorluğu zamanına hileli yoldan yerleşmeye başlamıştı. Ama Birleşmiş Milletler kararına kadar devlet olamamışlardı. İsrael’e “vadedilmiş topraklar”ın sınırları, tevrat’a göre bu günkü Israelden çok daha geniş bir alanı kaplamaktadır. İlk Siyonist kongresinde sözü edilen bu “arzı mevud” sınırlarının, bugünkü israil için bir hedef olup olmadığı bilinemez. Ama bu düşüncenin bir çılgınlık olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü bu, ancak ortadoğudaki bir çok devletin yok olmasıyla gerçekleşebilecek bir ütopyadır (yukardaki harita).

Ortadoğuda 92 yıldır yaşananlar, çözümü bekleyen bir matematik denklemine benzer. Ne var ki bu denklem yanlış kurulmuştur. Ayrıca içine orada olmaması gereken parametreler konulmuştur. Bundan ötürü denklemi çözebilecek bir babayiğit ortaya çıkamamıştır. Aslında problemi bilip, buna göre denklemi kuranlar çözümü de getirecek ipuçlarını biliyorlar. Ama bunlar bir kenara çekilip, çözmeye uğraşanların umutsuz çabalarını zevkle izlemeyi yeğliyorlar. İlerde tarih bu saptamayı görüp yazacaktır.

Çünkü işin içinde olan arap devletlerinin hiç biri ötekilerle barışık değildir. Hepsi birbirinin kuyusunu kazmaktadır. Buna karşılık hiç bir Arap devletindeki halk ile yönetim de aynı koşutta düşünüp davranmamaktadır. Birinin ak dediğine öteki kesinlikle kara demektedir.

Şimdi Israel Gazzede soykırım uyguluyor diyoruz. Ama 1970 li yıllarda Ürdünde çoğunluğu Filistinliler oluşturuyordu. Yönetim bunların yok edilmesine karar vererek bu günkünden çok daha büyük bir soykırımı gerçekleştirdi. Demek ki aynı ırktan, aynı dinden olanlar yok edildi. Günümüzde bunu pek aklımıza getirmiyoruz.

Öte yandan ABD, sanki demokrasinin alt yapı gereklerinin neler olduğunu bilmiyormuş ya da bunların hepsi Filistinde varmış gibi, burada illaki seçim yapılmasını istedi. Bunu başardı da. Ama seçimin sonunda terörcü parti olan Hamas iktidarı kazandı. Hamas iktidara gelince terörü bir yana koyup, asıl görevi olan yöneticiliğe girişmesi gerekirken, Israelin sıkıştırmalarıyla yaptığı terörü sürdürdü. Aslında bu Israelin bir tuzağıydı. Hamas bu tuzağa düştü. Hamasın oyları alıp iktidara gelmesinin nedeni de halkın artık baskılardan bunalıp, çözümü Hamasta bulmasının bir sonucudur.

Öte yanda Israel, küçük bir devlet olmasına karşın, çevresindeki Arap devletlerinin hepsinden hem altyapı bakımından, hem arkeri bakımdan, hem kaynaklar bakımından (arkasında ABD nin bulunduğunu unutmayalım), hem bilgi birikimi yönünden, hem de en önemlisi ZEKA bakımından açık-ara öndedir.

Deyim yerindeyse ağır sıklet bir boksörün çevresinde bulunan bir kaç çocuktan söz ediyoruz diyebiliriz. Bu birbirine hiç bir yönüyle denk olmayan iki yarışmacı arasındaki karşılaşmaya hakemlik yapacak her kimse, sözü edilen ağır sıklet boksörü yeri geldiğinde durdurabilmelidir. Bu hakem (ara bulucu) görevini bu günkü günde ABD den başkası yapamaz. Yapmaya kalkarsa, ya başarılı olamaz ya da bir dayak ta o yer.

Bu yüzden çevredeki Arap devletleri, Avrupalılardan birisi ya da Türkiye, tek tek ya da hep birden bu işe giriştiklerinde başarısız olacaklardır. Bunu görüp ona göre davranmak gerekir. Bu günlerde arabuluculuk işlemine Mısır ile Fransa girişmiş bulunuyor. Bir Israel dışişleri yetkilisi “Başlanılan harekat gayesine ulaşınca bitecektir” demiştir. Buna göre az önce sözü edilen iki devletin girişimlerinin sonuç vermeyeceğini düşünüyoruz. Çünkü sonuç alabilecek tek hakem olan ABD suskundur. ABD işe el komayı istememektedir.

ABD nin bu çekimserliğinin altında buradaki etkin Yahudi Lobisi bulunmaktadır. Amerikadaki Yahudi Lobisi etkinliğini sürdürebilmek için karmaşanın sürmesini istemektedir. Eğer Israel ile Filistin arasında bir barış gerçekleşirse Yahudi Lobisinin etkinliği sona erecektir. Lobinin barış istememesinin nedeni budur. Yoksa Israelde bile barış isteyen bir kitle vardır.

İçerdeki bazı politik çıkar gereksinimleri yüzünden bu insanlık dramına girişimde bulunmak ise hiç yakışık almayan bir davranıştır. Israelin yaptığı budur.

Sonuçta ne olur?… Denirse!…

Grünen o ki, 92 yıldır süregiden ortadoğu karmaşası aynen yoluna devam edecek gibi görünüyor. Ta ki birilerinin aklı başına gelene dek!…

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*

Şu HTML etiketlerini ve özelliklerini kullanabilirsiniz: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <strike> <strong>