‘‘ Milli benliğini bulamayan milletler başka milletlerin avıdır.’’
Mustafa Kemal ATATÜRK (20.03.1923, Konya)
TDK’nin kurucu ile koruyucu (hami) başkanı olan Yüce Atatürk, 12 Temmuz 1932 tarihinden başlıyarak ölünceye dek TDK ile yakından ilgilenmiş; çalışmalarını izlemiş, bazen Genel Merkez Kurulu ile Terim Kolu toplantılarına başkanlık etmiş, bazen de bazı yönetici ile üyelerle sofrasında uzun uzadıya Kurum çalışmalarını ele almış, yönlendirici uyarılarda, önerilerde bulunmuştur. Bu yazımızda, Atatürk’ün hayatında TDK’nin nasıl yer aldığını, tarih sırasına göre kısaca açıklamaya çalışacağız:
11 Temmuz 1932: I. Türk Tarihi Kurultayı’nda seçilen Türk Tarihi Tetkik Cemiyeti (Türk Tarih Kurumu) Merkez Heyeti üyelerinden Âfet (İnan), Yusuf (Akçura), Sâmih Rifat (Horozcu), Sadri Maksudî (Arsal), Hâmit Zübeyr (Koşay) ile Macar Prof. Zayti Ferenç, Cumhurbaşkanı, Türk Tarihi Tetkik Cemiyetinin de kurucu ile koruyucu (hami) başkanı Gazi Mustafa Kemal tarafından Çankaya Köşkü’ne davet edilirler. Prof. Clemens Holzmeister’in planını çizdiği yeni köşke yeni taşınılmıştır. Ruşen Eşref (Ünaydın) Bey de köşke davetlidir.
Türk tarihiyle ilgili konular görüşüldükten sonra Gazi, şu soruyu sorar:
“Dil işlerini düşünme zamanı da gelmiştir. Ne dersiniz?”
Düşüncesinin sevinçle karşılanması üzerine:
“-Öyle ise Türk Tarihi Tetkik Cemiyeti gibi bir de ona kardeş bir dil cemiyeti kuralım. Adı, Türk Dili Tetkik Cemiyeti olsun” der.
O akşam, Gazi’nin önerisiyle Sâmih Rifat Bey Başkan, Ruşen Eşref Bey Umumi Kâtip (genel yazman) olurlar. Ruşen Eşref Bey’in önerisi üzerine de Yakup Kadri (Karaosmanoğlu) ile Celâl Sahir (Erozan) Beyler de kurucu üyeliklere uygun görülürler. Ertesi gün, kuruluş izninin alınması kararlaştırılır.
12 Temmuz 1932: Türk Dili Tetkik Cemiyeti (TDTC)’nin İçişleri Bakanlığından kuruluş izni alındı. İzin yazısının ekindeki Türk Tarihi Tetkik Cemiyeti tüzüğünün benzeri ilk tüzük de yürürlüğe girdi.
18 Ağustos 1932: Gazi Mustafa Kemal, TDTC’nin kuruluş amacı ile yapması gereken çalışmalar konusunda gazeteci Yunus Nadi (Abalıoğlu) ile Yalova’da görüştüler. Yunus Nadi Bey, o sırada hazırlıkları sürdürülen I. Türk Dili Kurultayı’nı düzenleyen TDTC Teşebbüs Heyeti üyesiydi. Gazi’nin düşüncelerine çok değer verdiği bir yazardı. Kurul (heyet) toplantılarına düzenli olarak katılamadığından, daha sonra yerine başka bir üye alındı. TDTC kurulalı henüz bir ay geçmişti. Cumhuriyet gazetesinin 21 Ağustos 1932 tarihli baskısında yer alan, Söylev ile Demeçler kitabına girmemiş “Gazi Hz. ile Bir Hasbıhâl” başlıklı makalede yayımlanmış bu sohbette şunlar konuşulmuştur:
“Büyük Reis ve Rehber, birkaç gün evvel kendilerini Yalova’daki son ziyaretimizde maksadın Türk milletine kendi mazisinde mevcut ve kendi mazisinden mevrus (miras) ve bu itibar ile bittabi daha mütekâmil (gelişmiş) şekiller ile istikbaline de şamil kendi kültürünü ortaya çıkararak göstermek olduğunu izah ettikten sonra Türk Dili Cemiyetinin bu yoldaki mesaisinden ortaya cidden hayret olunacak neticeler, yani hakikatler çıkması muhakkak bulunduğunu bütün bir emniyet ve kuvvetle beyan buyurdular ve:
“İsterseniz”, dediler, “evvela mevzuubahsimiz olan kültür kelimesini ele alalım.”
Şöylece bir tesadüf bu kelime bile bizi tenvire (aydınlatmaya) kifayet etti.
Bunları söyleyerek büyük reis bize yanlarındaki bir kitabı uzatarak:
“Evvela”, dediler, “bu kitabın ismini, müellifini (yazarını) ve basma tarihini okuyunuz.”
Okuduk:
Lûgat-i Çağatay. Müellifi Şeyh Süleyman Efendi Buharî. İstanbul 1298
Sonra da:
“Şimdi”, dediler, “bu kitapta kilturmak kelimesini bulunuz!”
Bulduk.
“Kelimenin karşısındaki mana izahlarını okuyunuz.” dediler.
Şöylece okuduk:
Getürmek, ihzar, isal. İrat ve peyda etmek. Sevk ve ikame etmek. Takarrür.
Bundan sonra Gazi Hz. şunları söylediler:
-“Türkçe fiillerinde mek ve mak lahikalarının (eklerinin) kaldırılmasıyla geri kalan maddenin asıl kelime olduğunu bilirsiniz. Kilturmak fiilinin asıl maddesi kilturdur demek. Fransızca, İngilizce, Almanca gibi belli başlı Garp dillerinde pek az telaffuz farkıyla kullanılan kültür kelimesi ile bu kiltur kelimemiz arasında telaffuz itibarıyla olduğu gibi mana itibariyle de mevcut olan kuvvetli tetabuka (uygunluğa) dikkat etmemek mümkün müdür? Malûmdur ki garp dillerinde kültürün manası hem maddidir, hem manevi. Türkçede de aynı. Nihayet Çağatayî Türkî de yapılacak işe takarrür edecek son şeklini vermeye kiltur diyor. Frenk tarlayı ekmeye kültür dediği gibi ulum ve fünunda tekemmül muhassalasına da kültür diyor. Şeyh Süleyman Efendi Buharî’nin bu kiltur kelimesini Garp lisanlarından almamış olduğuna şüphe yok. Öyle bir şey hatıra dahi gelemez. Bu zatın Türk dilleri şubelerinden Çağataycanın kelimelerini toplamış ve onların manalarını yazmış olduğu meydandadır. Pek ufak bir telaffuz farkıyla kelime bütün manaları itibarıyla Asya’da ve Avrupa’da aynıdır. Acaba onun asıl menşei Asya mıdır, Avrupa mıdır? Burasını tetkike çok zaman ve imkânımız vardır. Fakat şimdiden söylenebilir ki kelime esasen Asyalıdır. Avrupa’nın hâlen çok müterakki (ileri) olduğunda şüphe olmayan kültürü dahi aslen Türk’tür demek olur…
Filhakika biz kültür kelimesini Garp medeniyetinde gördükten sonra onu Arapça bir kelime ile ifade etmek için hars kelimesini almışız. Hars ve haraset, kültürün aslına ve iştikaklarına maddi ve manevi manalarıyla tetabuk eden (uygun düşen) bir kelimedir. Garp dillerindeki kültür kelimesine menşe olarak Latince kültüra (cultura) ve kültive (cultiver) mukabili olarak da kültivare (cultivare) kelimelerini buluyoruz ki aynı ile hars ve haraset demektir. Fakat şimdi asıl Türk dilinde kiltur kelimesini buluyoruz, bunun da aynen kültür demek olduğunu görüyoruz.”
(Kaynak : Türk Dil Kurumu)
çoooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooookkkkkkkkkkkk ggggggggüüüüüüüüzzzzzzzzzeeeeeeeeeeeeeellll
çok güzel biiiiiiiiirrrrrrrr yazııııııııııııııııııı tebrikler
güzel yani
bende böyle yazılar hazırlamıştım msnemi veriyim size gönderirim artist_yalcin@hotmail.com ve dj_kera_plus@hotmail.com vee buda kız kardeşiminin fatma.nur.guzel@hotmail.com yada harly_45@hotmail.com bu kadar görüşürüz (hepsini ekleye bilirsiniz):D