BİR YANILTICI GAZETE HABERİ DAHA!…

“İnsan, yaşamının dörtte üçünü yapamayacağı şeyleri istemekle geçirir.”
Goethe

Gazetenin birinde şöyle bir haber vardı :

“İngiliz uzmanların araştırmasına göre kahvaltıda bol bol tahıl ürünü tüketen kadınların yüzde 59 u erkek bebek doğururken, yüzde 41 i kız çocuğu doğurdu. Ayrıca muz gibi bol kalorili gıdalarla beslenen kadınların erkek bebek doğurma şansının çok daha yüksek olduğu ortaya çıktı.”

Haberde kaç denek üzerinde araştırma yapıldığı bildirilmiyor.

Ancak bütün dünya nüfusunu göz önüne alırsak, yaklaşık yarısının erkek öteki yarısının da kadın olduğunu görürüz. Ulusları da tek tek incelersek, gene yaklaşık olarak yarı nüfuslarının erkek öteki yarılarının da kadın olduğunu saptarız. Demek oluyor ki bu tür demografik incelemelerde doğruya çok yakın sonuç alabilmek için denek sayısının olabildiğince çok olması gereklidir.

Ne var ki haberde verilen erkek/kız sayıları birbirne çok yakındır. Bu da kalabalık bir denek topluluğu üzerinde çalışıldığını gösterir. Erkek/kız sayılarının birbirine bu kadar yakın olması da denemenin başarısını değil, doğanın her zamanki hükmünü gerçekleştirdiğini göstermektedir. Eğer sayıları milyonları bulan deneklerle çalışılsaydı erkek/ kız sayılarının % 50/% 50 olduğu görülecekti.

Burada önemli olan ana rahminde, ya da daha doğrusu cinsiyet hücrelerinin üretildiği yerde, kız/ erkek ayrımının ne zaman, nasıl gerçekleştiğidir. Bu bir anda oluşan bir olaydır. Şöyle ki :

Dişi yumurtası olgunlaşma aşamasındayken, normalde insanda 46 tane olan kromozom sayısı, bölünüp KUTUP HÜCRELERİ’nin atılmasıyla bu kez bir hücre içinde yarıya (23 tane) iner. Böylece dişi yumurta hücresinde 23 kromozom vardır. Bu serüven erkek hücresi olan spermatoidin de başından geçer. Demek ki spermatoid’de de 23 kromozom vardır. KUTUP HÜCRE’leri yok olup gider. Dişi yumurta hücresiyle spermatozoid birleşince, her iki hücredeki 23 er kromozom bir araya gelerek, 46 kromozomlu bir döllenmiş yumurta hücresi ortaya çıkar. Bu da çoğalıp çeşitli aşamalardan geçerek dölüt’ ü oluşturur. İşte yukarda anlatılan ilk bölünmelerde spermatozoidin kutup hücresi içine Y kromozomu girmişse, atılıp gideceğinden doğacak çocuk kız olacaktır. Yok eğer kutup hücresine Y kromozomu değil de yalnız X kromozomları geçmişse , Y kromozomu büyük olan ana hücrede kalacağından, doğacak çocuk erkek olacaktır.

Başka bir deyişle spermatozidin 23 tane kromozomu içinde Y kromozomu bulunuyorsa bebek erkek olacaktır. Yok, spermatozoid X kromozomunu taşıyarak geliyorsa bebek kız olarak doğacaktır. Çünkü dişi yumurtada Y kromozomu bulunmaz, ama yalnız X kromozomu vardır.

O halde :

1 – Spermatozoidin oluşumu sırasında kutup hücresine hangi kromozomların geçeceği tümüyle raslantısal (tesadüfi) bir olay olup, bunun hesaplanabilmesi için ancak olasılık hesap yöntemleri kullanılabilir. Bundan da, Y kromozomu – X kromozomu için % 50 – % 50 sonucu alınacaktır. Bundan da dişi hücreyi döllemek için gelen spermatozoid ordusunun yarısının Y kromozomu, öteki yarısının da X kromozpmu taşıyacağı anlaşılır.

2 – Kutup hücresinin ayrılmasıyla, demek ki doğacak cocuğun kız ya da erkek olmasının belirlenmesiyle sonlanan olay, ne zaman geliştiği bilinemeyen, bir anlık gibi kısa bir zaman dilimi içinde oluşur.

3 – Bu bölünüp kutup hücresiyle X ya da Y kromozomunun atılması işlemi, doğacak olan bebeğin cinsiyeti yönünden, erkek hücresi olan spermatooid yönünden önemlidir. Çünkü dişi yumurta hücresinde her zaman bir X kromozomu bulunur. Dişide Y romozomu yoktur.

Bu bilgilerin ışığında, anneye ne tür besinleri hangi zaman dliminde vermek gerektiğine nasıl karar verilebilir?… Çünkü doğacak bebeğin cinsiyeti erkek hücresi olan spermatozoidce belirlenir. Bu durumda, eğer bir besin uygulaması yapılacaksa bunun anneye değil babaya uygulanması gerekmez mi?!!…

Ayrıca olay tümüyle raslantısal olduğundan, oluşumuna herhangi bir besin maddesinin etkisinin olabileceği düşünülebilir mi?…

Öznel anlamda olayların olabilmesi ya da olabilememesi için birçok neden vardır. Her bir nedeni ayrı ayrı öngörüp bilemediğimiz için bizler buna olasılık (ihtimal) deriz. Demek ki öznel anlamda doğada olasılık denen birşey yoktur. Olasılık bizim bilgi eksikliğimizden kaynaklanır. Bilgi ile hesaplama eksikliği olan olaylar karşısında olasılıktan söz edilebilir. Öyleki birşeyin hem gerçekleşebilir hem gerçekleşmeyebilir olması sonuçları etkileyen parametrelerin bilinmesi ile kontrol edilmesine bağlıdır. Parametreleri biliyor, ayrıca kontrol edebiliyorsak tam bir sonuç elde etme olanağımız vardır.

Bu olaylar bütün öteki canlılar için de geçerlidir. Örnek olarak, 40 yıl kadar önce yapılan bir çalışmayı aktarmak isterim; 15 – 20 bin yumurta tavuğunun (layer) bulunduğu bir tavuk çiftliğinin kuluçka makinalarından eşit sayıda tavuk ile horoz çıkar. Bunu önlemek için, demek ki kuluçka makinalarından hep dişi elde edebilmek ya da hiç olmazsa çok daha fazla dişi elde edebilmek için çok çalışıldı. Çünkü bu, önemli bir ekonomik gereksinimdi. Ama başarı sağlayamadık. Ne var ki kümes hayvanları üzerinde yapılan bu çalışmalarda hedef birey olarak tavuklar geğil, HOROZ’lar ele alınmıştır.

Bütün bunlar göz önüne alındığında anne adaylarına şu ya da bu besin maddesi vererek onların kız ya da erkek bebek doğurmalarını sağlamaya uğraşmak, bunu kanıtlamak için de denekler üzerinde çalışma yapmak, sözcüğün tam anlamıyla yersiz yararsız işle vakit öldürmek (abesle iştigal) dir.

Bu konuda, gazete mi bilginin kaynağına inerek gerekli araştırmayı yapmamıştır?…

Yoksa, araştırmayı yapıp yayınlayanların İngiliz araştırmacılar(!) olduğuna mı çok güvenilmiştir?…

Bunlara karar vermek zordur.

Ama ortada bilimsel araştırma adı altında bir yanılma, yanılma değilse bir oyalama ya da kandırmaca olduğu da bir gerçek.

NOT : Aynı çabaların, hiç değilse düşünce düzeyinde, doğacak çocuğun daha ZEKİ biri olması için gösterilmediğine hep şaşmışımdır!.. Çünkü dünyaya getirilen çocuğun kız mı, yoksa erkek mi olacağından ÇOK DAHA ÖNEMLİ bir konudur bu.

——————————————————-

Konuyla ilgili RealAge Haber Bülteninde, gazeteler dışında yayınlanmış yazıyı aşağıda görmektesiniz :

Enerji bakımından zengin besinler alan kadınların erkek çocuk doğurma olasılığı daha yüksek olabilir.

İngiltere’deki Exeter Üniversitesinden Fiona Mathews ve ekibi, annenin beslenme şekli ve bebeğin cinsiyeti arasındaki ilişkiyi araştırdı.

740 hamilenin, gebelikten önce ve gebelik sırasındaki beslenme alışkanlıklarını inceleyen bilim adamları, ilk çocuğuna gebe kalan ve bebeğin cinsiyetini bilmeyen bu kadınları hamile kalırken, kalori desteklerine göre 3 gruba ayırdı.

Enerji desteğini en fazla alan kadınların yüzde 56’sının erkek, en az alanların yüzde 45’ininse kız bebek dünyaya getirdiği görüldü.

Araştırmada, kahvaltıda tahıl tüketimi, potasyum, kalsiyum, C, E ve B12 vitaminleri bakımından daha zengin ve daha çeşitli besin tüketimi ve erkek çocuk doğurma arasında güçlü bir ilişkinin olabileceği de ortaya çıktı.

Mahthews, “bu çalışmaların, genç kadınların az kalorili beslenme tarzını tercih ettiği gelişmiş ülkelerde neden erkek oranının azaldığını açıklamaya yardımcı olabileceğini” söyledi.

Son 40 yılda sanayi ülkelerinde erkek bebek sayısının az da olsa azaldığı gözleniyor. Bu düşüş, tüketim ürünlerindeki kimyasal maddelere bağlanıyor. Bununla birlikte araştırmacılar, gelişmiş ülkelerdeki genç kadınların değişen beslenme alışkanlıklarının da bu düşüşü açıklayabileceğini belirtti.

Kahvaltı alışkanlığının gelişmiş ülkelerde neredeyse ortadan kalktığını söyleyen araştırmacılar, ABD’de kahvaltı yapan erişkinlerin oranının, 1965’te yüzde 86 iken 1991’de yüzde 75’e düştüğünü vurguladı.

Araştırmacılar, kahvaltıyı atlamanın normal gece açlığı süresinin uzamasına, bu nedenle glikoz seviyesinin düşmesine neden olabileceği görüşünü savunuyor. Daha önce laboratuvarda yapılan araştırmalar, glikozun erkek bebek dünyaya getirme olasılığını artırabileceğini göstermişti.

Araştırma, “Proceeding of the Royal Society” dergisinde yayımlandı.

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*

Şu HTML etiketlerini ve özelliklerini kullanabilirsiniz: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <strike> <strong>