Daha önce de burada, çeşitli nedenlerle, ayrı zamanlarda sözünü etmiştim. Ama, aşağıda anlatacaklarımı, bana göre çok önemli olduklarından, hep bir arada yineleme gereğini duydum.
Bunlar, bizleri başarıya götürmeye neden olabilecek öğütlerle, önerilerdir ki, bazıları doğuda ya da batıda, bir çok ulusça yönlendirici olarak kullanılmıştır. Ben de bunları, bütün yaşamım boyunca kılavuz olarak aldım.
Bunlardan ilki, Tarzan filmlerinin eski baş aktörü, aynı zamanda 1924 – 1928 olimpiyat oyunları yüzme şampiyonu, Johnny Weissmuller’ in yüzme öğretmek için yazdığı kitaptan alınma bir öğüttür. Weismuller şöyle diyor :
“ Yüzme yarışı sırasında, sakın komşu kulvarlara bakmayın!.. Bu sizin uyguladığınız yüzme stilini bozarak, geri kalmanıza neden olur. Siz, kendi kulvarınızda stilinizi, bildiğiniz en iyi biçimde uygulayarak, yarışmayı sürdürün “.
İkincisinin, ilginç bir öyküsü de vardır :
1904 Rus-Japon harbinden önceydi. Amerikan dergilerinden birinde, Mart 1899 da, “A message to GARCİA =Garcia’ya Götürülecek Mektup” başlıklı bir yazı çıktı. Yazan Elbert Green Hubbard adlı bir Amerikan yazarı, yayıncısı, filozofuydu. Fakat bu kısa yazının anlattığı gerçekler, yüzlerce kitapla anlatılanlardan daha derin, daha özlü idi. Yazı rastlantı olarak, Çarlık Rusyası’nın Demiryolları Nazırı’nın eline geçti. Nazır, bütün memurlarının bu yazının kopyasını yanlarında taşımasını sağladı. O sırada Rus Japon savaşı başladı. Japonlar esir ettikleri Rus demiryolları mensuplarının hepsinin üzerinde bu yazıyı görerek meraka düştüler. Japon Eğitm Bakanlığı bu yazıyı inceledikten sonra birer nüshasını bütün Japon yurttaşlarının okuyup yanlarında taşımalarını emretti. Bu yazı, şimdi Birleşik Amerika’da bütün kara ile deniz kuvvetleri mensuplarına, ayrıca izcilere verilmektedir. Bu bir gelenek olmuştur.
Üstünde durulan, gerçekten ibret alınacak yazıda, özetle şunlar vardı:
“Amerika Kurtuluş Savaşı’nın bir döneminde, İspanya Sömürge Ordusu’nu tecrit edebilmek için, Kübalı General Caixto Iniguez Garcia‘nın ordusuna talimat göndermek gerekmişti. Cumhurbaşkanı Mc Kinley, General Garcia’ya bir mektup yazdı. Mektubun ivedilikle yerine ulaşması gerekiyordu. Başkomutanlık karargâhında Garcia için, hiç bir bilgi yoktu, neredeydi?.. nasıl gidilirdi?.. hiçbiri bilinmiyordu. Mektubu götürmeye Teğmen Andrew Summers Rowan görevlendirildi. Teğmen Rowan mektubu aldı, torbasına koydu, hiç bir şey sormadan gitti. Dört gün sonra Cuba’ya ulaştı. Ormanlara dalıp, üç haftalık bir geziyi yaya olarak tamamlayıp döndü. Tekmilini Verdi : GARCIA EMİRLERE UYACAKTI!”
Üçüncüsü, Rudyard Kipling’in IF (EĞER) başlıklı şiiridir. Kipling bu şiirinde, “ADAM gibi ADAM” olmanın yolları ile koşullarını açıklamaktadır.
EĞER
EĞER, Bütün çevrendekiler akıllarını yitirip, bunun nedenini
Senden bildiklerinde, sen kendininkini koruyabilirsen;
Kimse sana güvenmezken, sen kendine güvenip
Onların güvensizliğini de haklı bulabilirsen;
Bekleyebilir, beklemekten de usanmazsan,
Ya da, hakkında yalan söylendiğinde, sen yalana başvurmazsan,
Ya da senden nefret edildiğinde, sen nefrete yol vermezen,
Bunlara karşın, ne çok iyi görünmez ne de çok akıllı laflar etmezsen;
EĞER, hayal kurabilir de hayallerini kendinin efendisi yapmazsan;
Düşünebilir de düşüncelerini amaç yapmazsan;
Yengiyle ya da yenilgiyle karşılaştığında,
Bu ikiyüzlünün ikisine de, aynı biçimde davranabilirsen;
Söylediğin gerçeklerin, düzenbazlarca alıklara
Tuzak kurmak için çarpıtılmasına katlanabilirsen,
Ya da uğruna tüm yaşamını verdiğin şeylerin yıkıldığını
Gördüğünde, eğilip, yıpranmış araçlarla onları yeniden onarabilirsen;
EĞER, bütün kazancını bir yığın yapıp, bunların hepsini
Bir yazı tura atışı için kaybetmeyi göze alabilirsen,
Kaybedip, yeniden başlayabilirsen,
Kaybın için de bir tek sözcük bile söylemezsen;
Kalb, sinir ile kaslarını, onların güçlerinin sonuna geldiklerinde bile
İşe yaramaları için zorlayabiliyorsan,
Sende, onlara “Dayanın!” diyecek bir iradeden başka
Hiçbirşey kalmadığında da dayanabiliyorsan;
EĞER, kalabalıklarla konuşup, erdemini koruyabiliyorsan,
Ya da kırallarla birlikte dolaşıp, halkla ilişkini kaybetmiyorsan;
Ne düşmanların ne de sevgili dostların seni incitemiyorsa;
Bütün insanlar seni sayıyorlar, ama bunda aşırıya kaçmıyorlarsa;
Afetmeyen son dakikayı, atmış saniyelik
Bir menzil koşusu olarak tamamlayabilirsen;
Yeryüzü ile bütün içindekiler senindir,
Dahası, ADAM gibi ADAM olursun, oğlum!.
Rudyard KIPLING
Çeviri : Dr. Yalçın Güran
Zannederim, bunlara hiç bir söz eklemeye gerek yoktur. Üçü de her gün birer kez göz atıp, yararlanılacak niteliktedir.
“EGER” siirindeki tanima uyan pek cok adam gibi adamlar (erkek-disi) var bu dunyada. adam gibi adamlarin bu dunyaya buyuk geldigini de, uzaylı muamelesi gordügünü de, anlatmali evlatlara…oyunu kurallara oynayamayacagı icin nasil dıslanacagını, korkulan ve engellenmesi gereken bir adam olacagını da anlatmalı… bunlara ragmen “adam gibi adam” olmayı seçerse, çekeceklerinden sadece kendini mesul tutar hiçolmazsa…öğüdü veren zan altında kalmaktan kurtarır.
sağlıcakla kalın
Dogrusu "EGER" siirini ilk burda okudum,inanilmaz guzel bir siir. Insan olmanin tanimi yapmis sair. Hepimizin yasayacak son 60sn.si olacak suphesiz,bu son 60snyede yasamimizi gozden gecirip gulumseyerek kapatabiliyorsak burdaki sahnenin son perdesinde gozumuzu ,guzel bir rol kapmisiz insana yarasir. Iki ayak ustunde durabilen diger canlilardan farkimizi ancak kendimiz ortaya koyabiliriz. Bu dunya kendimizi baskalarina degil,kendi kendimize kenitlayacagimiz yerdir. Cok tesekkurler. Hemen bu yaziyi basip aksamlari yatmadan bir kez daha okuyacagim.
Sevgiyle ve huzurla kalin.