MAGNETITE ile BIOMAGNETIZM – Hayvanların Yol Bulabilme Özelliğinde Önem Taşır mı?!…

#alttext#
“yaşam, tüm çapraşıklığıyla, muhtemelen, olabildiğince hızlı bir biçimde ortaya çıktı.”
Stephen J. Gould

Demir, uzayda en çok var olan elementlerden birisi olup, yerkabuğunda %5,06 oranında bulunur. Genel olarak yerkabuğunda bulunan demir filizleri (cevherleri) hematit, limonit, götit, magnetit, siderit ile pirittir. Dünyanın çekirdeğinin de büyük oranda metalik demir nikel alaşımından meydana geldiği düşünüimektedir.

#alttext#Magnetit, ferrimagnetik, demek ki mıknatıs özelliği olan doğal demir oksidi bir mineraldir. Kimyasal formülü Fe3O4 olan, birçok demir oksidinden biridir. UPAC kimyasal adı demir (II, III) oksit olup, genel kimyasal adı ferrous-ferric oxide’ diri. Kimyasal formülü FeOFe2O3 biçiminde de yazılmaktadır Bu gösterim demirde iki farklı değerliğin aynı anda (2+ ve 3+) varlığını göstermektedir Manyetik özelliğini 858 K’in üzerinde kaybetmektedir

Magnetit kristalleri, bazı bakterilerde (örnekse Magnetospirillum magnetotacticum), arıların, termitlerin, balıkların, bazı kuşların (örnekse güvercinlerin), insanların beyinlerinde bulunmuştur. Bu kristallerin, yerkürenin magnetik dalgalarıyla ilişkili olduğu düşünülmektedir. Böylece bir polarite duygusu ile ya da dünyanın magnetik alanı ile olan bir eğilimden söz edilmektedir. Bütün bunlar bir teknenin, bir uçağın bir noktadan öbürüne ulaşabilmesi için yapılan denetimler ile manevralarda (Navigasyon) da işe yaramaktadır.

Ayrıca chiton denilen deniz yumuşakçalarının bir tür diş olan radulalarının magnetitten yapılı olması onları hayvanlar arasında benzersiz hale getirir.

Biomagnetizm araştırmaları, Californina Teknik Enstitüsü (Caltech) paleolojitlerinden Heinz Lowenstam’ ın 1950 li yılların başlarındaki buluşlarıyla başlamıştır.

Biomagnetizm, canlı organizmalarca oluşturulan magnetik alan olgusu demektir. Bu bioelektromagnetizmin alt dalıdır. Magnetik alanların biolojik etkilerini araştıran bilim dalı magnetobioloji’ dir.

Biomagnetizm sözcüğünün kökeni açıkça belli değildir. Fakat birkaç yüzyıl önce kullanılan “hayvan magnetizmi” deyiminden türemiş olabilir. Bu günkü gündeki bilimsel tanımı 1970 lerde, insan bedeninin ürettiği magnetik alanları araştıranların sayılarının artmasıyla biçimlenmiştir. İlk geçerli ölçüm 1963 yılında yapıldı. Fakat alanın genişlemesi, 1970 te geliştirilen “low-noise = düşük-parazit” tekniğiyle başladı.

Bu gün bu konuda her iki yılda, ortalama 600 kişinin katıldığı uluslararası bir konferans düzenlenmektedir. Bu konferansların çoğunda beynin magnetik alanı üzerinde durulmaktadır.

Güvercinler, çok uzak noktalara götürülse de, gene dönüp yuvalarını bulabilirler. Kediler çok karmaşık yollardan, çok uzaklara götürülseler de, yaşadıkları evin yolunu bulup oraya dönebilirler. Dahası denizaşırı bile uzağa bırakılsalar bile geri dönebilirler. Bazı balıklar yumurtalarını bırakmak için, büyük zorluklarla tatlı sulara doğru yola çıkabilirler. Caretta caretta deniz kaplumbağaları binlerce mil uzaklıktan yumurtlamak için belli kumsallara gelirler. Arılar çok uzaklara uçtuktan sonra, tekrar kovanlarına dönebilirler.

Magnetit kristalleri birer navigasyon aleti olarak iş gördüğüne göre, acaba hayvanlar beyinlerindeki bu kristalleri kullanarak mı yollarını bulmaktalar?!…

Biomagnetizma çalışmalarının gerçekleşmesine kadar hayvanların bu davranışları içgüdülerinin (insiyaklarının) varlığıyla anlatılmaya çalışılıyordu. Ama biomagnetizma çalışmaları, hayvan beyinlerinde bulunan magnetit kristallerinin bu eylemlerde işe yaradığını bize düşündürmelidir!…

İnsanın da beyninde bu kristallerin varlığı gösterilmiştir. Ancak insanda, hayvanda bulunan yol ile yön bulabilme yeteneği gözlemlenmiyor. Dahası yabancı bir kentte, kaldığı oteli biraz uzaklaştıktan sonra yaya olarak bulamıyan pek çok insanın varlığı bilinmektedir.

Hem insanın, hem de hayvanların beyninde magnetit kristallerinin bulunmasına karşın, hayvanların insandan farklı olarak yön ile yol bulabilmeleri, bunlarda beyinlerindeki kristallerden daha başka yetilerin de bulunduğuna bir işarettir.

Belki de hayvanlar ellerinde bulunan magnetit kristallerini, insanlardan daha iyi kullanabilmekte, bunlardan daha iyi yararlanmayı bilmektedirler!…

[Baazı alıntılarla telif edilmiştir]

2 Responses to MAGNETITE ile BIOMAGNETIZM – Hayvanların Yol Bulabilme Özelliğinde Önem Taşır mı?!…

  1. Lettie diyor ki:

    Thanks for starting the ball rolling with this inisght.

  2. baba diyor ki:

    slm arkadaş

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*

Şu HTML etiketlerini ve özelliklerini kullanabilirsiniz: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <strike> <strong>