“Carih bir kez adam yaralayan kişiye denir. Cerrah ise adam yaralamayı alışkanlık haline getirmiş kişidir.”
Dr. Abit KÖYMEN
Bilindiği gibi cerrahi girişim hastayı sağlığına kavuşturup, ömrünü uzatmak için başvurulan tıp yöntemlerinden biridir. Tümüyle insanlarca bulunup uygulanan girişimleri içerir. Bu yönüyle bazı doğaya aykırı, belki de zararlı görülebilecek yöntemlere başvurur. Başka bir deyişle, tümüyle insan buluşu olması nedeniyle, bir çok eksik ile yanlışı da yapısı içinde barındırmaktadır.
Ancak günümüzde uygulanan cerrahi girişimlerin % 100 e varan bir çoğunluğunun hastanın yaşam süresini uzattığı da bir gerçektir. Böyle olması da doğaldır. Çünkü olaylar tersi yönde gelişseydi cerrahi girişimlere son verilir, cerrahi yöntem terk edilirdi!…
Acaba cerrahi bu başarısını hangi nedenler yüzünden yürütebilmektedir?!…
● Bunlardan biri sterilizasyon teknikleri olup, ilk kez Jojeph Lister’ in (1827 – 1912) çalışmalarının sonucunda (asepsi’ yi bulması) ortaya çıkmıştır. Günümüzden 146 yıl önce cerrahi hastalarının % 50 si ameliyattan sonra ölmekteydi. Ünlü “Ameliyat başarılı oldu, ama hasta öldü” tümcesi bundan ötürü söylenilir olmuştur. Lister’ in getirdiği kurallardan sonra, 1867 yılında bu ölüm oranı % 15 e kadar düşmüştür.
Lister, Glasgow Üniversitesi cerrahi profesörlerinden biri iken travma geçirmiş bir çok kişinin başarılı bir cerrahi girişimden sonra “koğuş humması” denilen yüksek ateşli bir dönemden sonra yaşamlarını yitirdiklerinin bilincinde idi.
Lister, 1865 the Louis Pasteur’ ün şarabın nasıl mayalandığını anlatan çalışmasını okumuştu. Bundan esinlenerek havada asılı olarak bulunan mikropların hasta koğuşları ile ameliyat salonlarında yaygın olarak bulunduğuna, bu yüzden hastaların enfeksiyon kaparak hayatlarını kaybettiklerine inanıyordu. Çünkü ameliyat geçirmiş hastaların zayıf, saldırıya açık bir bünyeyesi ollduğunu biliyordu. Bunlara yapılan deri kesiklerinden mikropların kolayca girebileceğini düşünüyordu. Lister açık kemik kırıklarında ameliyat alanını karbolik asid emdirilmiş pamukla kapatarak işe başladı. Bu yöntemle hastaların ameliyat sonrası yaşamlarını sürdürme oranlarının çok yükseldiğini gördü.
Ama Lister, sonradan bunun yetmediğini farkederek, bu günkü günde de kullanılan, ameliyat öncesi cerrahların ellerini dirseklerine kadar yıkayıp, anti-mikrobial bir sıvıdan geçirmelerini, cerrahların eldiven giymelerinini, başlarını keple örtüp, ağız ile burunlarını maske ile kapatmalarını, ameliyat alanı dışında kalan bölgelerin steril örtülerle kapanmasını, ayrıca cerrah ile yardımcılarının steril önlükler giymelerini birer kural olarak getirdi.
Bütün bu önlamler cerrahi girişim sonrası yaşamda kalma oranını yükseltmiştir. Çünkü Lister’ e kadar cerrahi hastaların başlıca ölüm nedeni enfeksiyondu. Bu gün de sterilizasyon, cerrahinin başarılı olmasının başlıca nedenlerinden biridir.
● İkincisi, hem de çok daha önemlisi doğada Allahın koyduğu yasalar gereği gelişen olgulardır.
Bilindiği gibi bütün canlılarda, bitkiler de içinde olarak, herhangi bir nedenle açılan yaralar kendiliğinden iyileşir. Organizmaya doğanın verdiği bu yetenek olmasaydı, cerrahın açtığı yaralar kapanmadığı gibi, karşılıklı diktiği damar, esofagus, bağırsak vb. gibi kanallardada kaynaşma sağlanamazdı.
Doğadan gelen bu kendiliğinden iyileşebilme özelliğinin hangi düzenekle yürütüldüğünü tam olarak bilemiyoruz. Bu da doğa olayları konusunda cahil kaldığımız konulardan biridir. Ama bu olmasa, hiç bir tarih döneminde cerrahi girişim yapabilme olanağı olamazdı.
Cerrahlar kesip biçip dikerler. Sonra da kendiliğinden iyileşmenin var olduğunu bildikleri için, huzur içinde, ameliyat geçiren hastanın başka değişik parametrelerini yeğin bakım biriminde izlemeye koyulurlar. Kaygıları olabilecek bir ameliyat sonrası komplikasyonu erken çağda yakalayıp, önlemektir.
Bu günkü günde, bu yukarda anlatılan, biri insan buluşu öteki doğa gereği olan özellikler, cerrahinin var olup, çok ileri noktalara varabilmesine neden olmuştur. Cerrahide yeni yöntemler ortaya konularak ilerleme elde etmek, bunlar olmasa olanaksız olacaktı. Dahası cerrahi yapılamaz bir girişim olduğundan, ilk girişimin yapıldığı günün ardından hemen terkedilecekti.
Biz cerrahların bu gerçekleri aklımızın bir köşesine yazıp her zaman anımsamamız doğru olur. Çünkü başarımızın asıl nedeni bunlardır.