Ercan Akyol’un Bir Karikatürü
“Tanrı sadece zar atmakla kalmaz, ama bazan onları kimsenin göremeyeceği bir yerlere atar”
Stephen William Hawking (İngiliz Evrenbilimci)
Stephen William Hawking (doğ. 8 Ocak 1942, Oxford) kimdir?… Önce buna bir göz atmak gerekir.
S. W. Hawking kuantum fiziği ile kara deliklerle ilgili savlarıyla, bugün yaşayan bilim adamları arasında dünyada en çok tanınan isimdir. Kitapları, 40 dile çevrildi; evrenle ilgili çılgın teorik bilgilerini popüler hale getirmek için gereken maddi bağımsızlığı sağlayacak, Cambridge Üniversitesi’ndeki uygulamalı matematik ile teorik fizik laboratuvarını geliştirecek kadar da sattı.
Hawking, 1960′ların başında 21 yaşındayken sağıtım olanağı olmayan Amyotrofik lateral skleroz(ALS) hastalığına yakalanıp, boynundan aşağısı felçli olarak, tekerlekli sandalyede yaşamaya mahkum olmasıyla gizemli bir kişilik oluşturmaktadır. Son kitabı “Ceviz Kabuğundaki Evren”de, dünyanın büyük bir felaket ile karşı karşıya kalabileceğini belirterek uzayda insan kolonileri kurulmasını gündeme getirmişti.
Bir fenomen haline gelip, milyonlarca satan “Zamanın Kısa Tarihi: Büyük Patlamadan Karadeliklere” başlıklı kitabı, Hawking’e asıl ünü getirmişti. İlk kitabının yayımlanmasından bu yana gerçekleşen önemli buluşların ardındaki sırrı açığa çıkaran “Ceviz Kabuğundaki Evren”, “Zamanın Kısa Tarihi”nin bir uzantısı sayılabilir.
Yeni kitabıyla yazar, bizleri çoğu kez gerçeklerin kurmacadan daha şaşırtıcı olduğu teorik fiziğin en üst noktalarına çıkarıyor. Evrenin temel ilkelerine ilişkin anlaşılır yorumlarda bulunuyor. Görelilik kuramından zaman yolculuğuna, süper kütle çekiminden süpersimetriye, kuantum teorisinden M-Kuramı’na, bütünsel beyin algılanımına kadar evrenin bilinen en kışkırtıcı sırlarına kapı aralayan kitap, Einstein’in “Genel Görelilik Kuramı” ile Richard Feynman‘ın “çoklu geçmiş” düşüncesini birleştirerek evrende olup bitenleri tanımlayabilecek eksiksiz, tek bir kuram geliştirmeye çalışıyor.
Stephen Hawking Guardian gazetesine verdiği bir görüşmede (reportage) “yaşamın amacı” ile “ölümden sonraki yaşam” için çok özel açıklamalar yapmış. Hawking, “Cennet’in ölümden korkan insanlar için bir peri masalından ibaret olduğunu” belirtmiş. Hawking, “insan beyninin ölümünün gerçekleştiği noktanın ötesinde hiçbir şeyin var olmadığını” söylemiş.
Onun bu sözlerinden dinleri yadsıdığı gibi bir tanrıtanımaz (ateist) olduğu izlenimi alınmakta. Acaba onun bir ateist olduğu doğru olabilir mi?…
Ancak bizim bir kuramımız vardı : Pozitf Bilimle uğraşanların ya da doğa olaylarının oluşumundaki yasaları bulmaya çalışanların Allahı yadsımaya güçleri olmadığını söylemiştik [bkz. POZİTİF (müsbet = olumlu) BİLİM…. başlıklı makalemiz]. Bunun için de örnek olarak matematikçi, bilim adamı Henri Poincarré ile onun sözlerini göstermiştik.
Stephen Hawking’ in de pozitif bilimle uğraşan biri olarak bu çerçeve içine girmesi gerekir.
Gerçekten de en başa aldığımız özdeyişi ile 1988 yılında piyasa sürülüp Einstein’a adadığı “Zamanın Kısa Tarihi” adlı kitabında, “bilim insanlarının evrendeki tüm parçacığı ve kuvveti açıklamasını sağlayacak bir denklem dizisi oluşturması düşüncesine” değinerek, bu yapıldığında “insanın yaşam sebebinin anlaşılması için büyük bir aşama kaydedileceğini ve Tanrı’nın aklını bu şekilde anlayabileceğimizi”öne sürmüştü.
Bu düşüncelerinden anlaşılıyor ki, Hawking bir tanrı tanımaz değildir. Ama buna karşılık “Bilim giderek dinin açıklama getirdiği sorulara cevap vermeye başladı. Din bilimi bu yüzden gereksiz” ya da “Cennet, ölümden korkan insanlar için bir peri masalından ibarettir” demekle ya da “insan beyninin ölümünün gerçekleştiği noktanın ötesinde hiçbir şeyin var olmadığını” anlatmakla büyük dinleri kabul etmediğini görüyoruz.
Öyle ya da böyle Stephen Hawking, Einstein’ den sonra tanınan en büyük bilimadamıdır. Bunu yadsımaya da kimsenin gücü yetmez!…
Paylasım İçin Tesekkurler
Chat
Thanks