KARABASAN (kâbus) – Nedir, Nasıl Oluşur?!…

#alttext#
“Evrende aklımızın kavrayamayacağı ve duygularımızla sezebilemeyeceğimiz şeyler vardır.”
Ludwig Heinrich Edler von Mises

Karabasan ya da Osmanlıca kâbus uykunun sonlanmak üzere olduğu bir sırada yaşanan olgudur. Kişi uyanmak istediği halde bunu başaramaz. Elini kolunu oynatma olanağını bulamaz. Bağırmak istese de sesi çıkmaz. Göğsü üzerine çökmüş, kendini bastıran, ama niteliğini bilemediği çok güçlü bir basıncın etkisi altındadır. Soluk almada zorlanır. Boğulur gibi bir his içindedir. Geçirmekte olduğu ölüm korkusudur. Sonunda korku ile ter içinde uyanmayı başarır. Ama geçirdiği korkulu anı zihninden çıkarıp atamaz. Bunun etkisi altında bir süre kalır.

Bazıları görülen korkunç nitelikteki düşleri karabasan olarak tanımlarsa da bunlar korkutucu olayların yaşandığı birer düş olup, karabasan olarak nitelendirilemezler. Çünkü oluş nedenleri karabasanınkinden farklıdır.

Bilindiği gibi uykuda, uzun olan NON-REM ile kısa olan REM (rapid eye movement = hızlı göz hareketi) dönemleri birbirini izler. Altı saatlik bir uyku süresinde bu ikili, ortalama beş kez yinelenir. Düşler, kısa olan REM döneminde oluşur. REM dönemleri uykunun yüzeysel olduğu, bu nedenle kolayca uyanmanın gerçekleşebildiği dönemlerdir.

REM döneminde bir düş görülmekteyken, bu yüzeysel uyku döneminde, bir iç ya da dış uyaran yüzünden uyanma gerçekleşebilir. Uyanma, bilincin tam anlamıyla geri gelmesi demektir. Bu beynin bütün işlevlerinin devrede olması anlamını taşır.

Ancak bazı kez beynin algılama işlevi yerine geldiği halde, çevresel kaslara giden komutları götürecek sistem daha uyanmamıştır. Başka bir deyişle pyramidal ile extra-pyramidal sistemler henüz çalışmamaktadır. Beyin bu sistemleri çalıştırmayı o sıra istemiyor diyebiliriz. Çabalamaya karşın ses çıkarılamaması, kol-bacak hareketlerinin yapılamaması, soluk almada zorlanma gibi güçlükler, kaslara gerekli komutlar ulaşamadığı için gerçekleşir.

Beyin adeta o REM dönemi sırasında görülen düşe çok önem vermekte, bunun tamamlanması için kişiyi uykuda tutmaya çalışmaktadır. Bu düş o kadar önemlidir ki karabasan geçtikten sonra, çoğu kez hiç anımsanmaz. Tümüyle bilinç tarafından sansür edilip silinmiştir. Karmaşık, konu bakımından önemli, bir o kadar da sakıncalı bulunan düşlere bu sansür işlemi uygulanır.

Freudian kurama göre düşler bilinç altının konuşmalarıdır. Bilindiği gibi bilinçaltı, bilincin kesinlikle kabullenmediği düşüncelerin atılıp biriktirildiği bir düşünce çöplüğü niteliğindedir. Buradaki düşüncelerin, simgesel de olsa düşlerde anlatılması kaçınılmaz bir zorunluluktur.

Düş görmeleri önlenmiş, ama uykularını normal sürede yürütmüş laboratuvar denekleri bir hafta sonunda akıl bozukluğu (delirium) belirtileri göstermişlerdir. Bu düş görmenin ne denli önemli olduğunu anlatan bir denemedir.

Ama düşlerin bilinç için çok sakıncalı olanlarını bilinç sansür ederek bellekten siler. Düş fiilen görülerek görev yerine getirilmiştir. Ama içeriği bellekten silinerek ortadan kaldırılmıştır. Bu durumda kişi, gördüğü halde hiç düş görmediğini anlatmaktadır.

İşte bir REM döneminde bir uyarılmayla uykuya son verilmek durumunda, görülen düş bilinç altınca büyük anlam ile içerik taşıyorsa beyin uykuyu sürdürme gayreti içinde olup, bazı istemsel motor sinir yollarını, pyramidal ile extra-pyramidal sistemler gibi, işleve kapalı tutar. Böylece tam olarak uyanma işlemi gerçekleşemez. Sonunda kişi karabasan yaşamış olur.

Buna benzer bir durum yapay olarak ortaya konabilir. Bir cerrahi girişim için genel anestezi verilmiş (narcose) hastalarda, girişimin sürdürülmesi sırasında bazan aneztezik maddenin etkisi, zaman boyunca zayıflayabilir. Bu durumda hasta ağrı duyar, dahası çevredeki konuşmaları da işitir. Ama bütün çabasına karşın ne bir ses çıkarabilir, ne de hareket edebilir. Aneztezist durumun farkına vararak anezteziyi derinleştirir. Daha sonra hasta duyduklarını anlatacaktır.

Buradaki oluş düzeneği karabasandakinin aynıdır. Ancak aneztezide hastanın tam olarak uyanmasını önleyen beynin iç düzenekleri değil, verilen aneztezik kimyasal maddelerdir.

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*

Şu HTML etiketlerini ve özelliklerini kullanabilirsiniz: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <strike> <strong>