“İnsanlarla yüzyüze konuşarak her sorunu halledebilirsin; Ama bazı insanlar gelir önüne, hangi yüzüne konuşacağını bilemezsin”.
P. Neruda
İnsanın, dili kullanma yoluyla çevresindekileri iletişimde bulunması, onlara kendi düşünce ile duygularını bildirmesi demek olan konuşmanın kaynağı ile düzenlemesi beyinde bulunan bazı merkezlerce yapılır.
Beyinde konuşmayı yönetip, yönlendiren birbiriyle bağlantılı, sol yarım kürede yerleşik, iki merkez vardır.
● Wernicke Alanı;
● Broca Merkezi
Wernicke Alanı: Dış dünyadan (görme, işitme vs.) ile içimizden (ağrı, sancı) gelen duyularımıza ilişkin bilgilerin yorumlandığı bu alan, temporal lop (şakak bölgesinin) üst çıkıntısındaki işitme alanının arkasında bulunur.
Konuşma için, önce herhangi bir duyu organımızdan, beyin korteksimize gelen bilgilerin alınması, kendi içinde yorumlanması, daha sonra öteki duyulardan gelen bilgilerle karşılaştırılarak tekrar yorumlanması gereklidir.
Görme ile ilgili bilgiler önce artkafa bölgemizde (occipital kortekste) bulunan görme merkezine gelerek burada yorumlanır. Daha sonra bir kez daha yorumlanmak için Wernicke alanına iletilir.
İşitme ile ilgili bilgiler önce şakak bölgesinin (temporal lob) üst kısmında bulunan işitme alanına gelir, burada yorumlanır. Elde edilen bütünleşmiş (entegre) bilgi Wernicke alanına gönderilir.
Dokunma ile ağrıyla ilgili bilgiler önce yan kafa loblarının (parietal loblar) ön kısmında bulunan dokunma alanına gelerek burada yorumlanır. Dokunma duyusuna ilişkin bu işlenmiş bilgiler de yine Wernicke alanına iletilir.
Sonuç olarak bütün duyuların, Bellekteki eski bilgilerle karşılaştırılıp yorumlandıktan sonra Wernicke alanına iletildiğini söylemeliyiz. Burada bütün bilgiler yeniden yorumlanmakta, konuşma sırasında kullanılacak sözcükler burada seçilmektedir. Seçilen sözcükler anlamlı bir biçimde burada dizilmektedir. Konuşma için sözcük belleğinin zenginliği çok önemlidir.
Tıp dilinde konuşma bozukluğuna “afazi” adı verilir. Görme duyularının yorumlandığı artkafa bölgesi yıkımında, yazılan sözcükleri anlama yeteneği ortadan kalkar. Buna görmeyi anlama yeteneği bozukluğu (afazisi) denir. İşitme duyularının yorumlandığı şakak lobu yıkımında da konuşulan sözcükleri anlama yeteneği ortadan kalkar. Buna da işitmeyi anlama yeteneği bozukluğu (afazisi) denir.
Eğer Wernicke alanı yıkımı olursa, konuşulan ya da yazılan sözcükler tek tek algılansa da, söylemler bir bütün olarak, düşünceyi anlatacak biçimde yorumlanamaz. Buna da Wernicke afazisi denir. Bu kişilerin aslında motor konuşma alanı sağlamdır. Ancak yorum yapamadıkları için sözcükleri dizemedikleri gibi konuşamazlar da…
Broca Merkezi: Burası motor konuşma bölgesidir. Bu bölge beynin alın (frontal) kısmının korteksinin arka tarafında bulunur. Sözcükler ile kısa tümcelerin anlatımı için motor kalıplarının oluşturulduğu bu bölgeye, Wernicke alanından gelen sinyallerle yorumlanan düşünceler aktarılır.
İşte Broca alanı bu düşüncelerin sözcüklere dökülmesinde, bu dizilmiş sözcüklerin ses tellerimize iletilmesinde rol alır. Broca alanını hükümet sözcüsüne benzetebiliriz. Nasıl sözcü, bakanlar kurulunda alınan kararları en son hâliyle halka bildirirse Broca merkezinin görevi de budur.
Ancak bu kararların son hâline ulaşılıncaya kadar birçok iş yapılmış olup, son hâlini vermek kolay olmamıştır. Broca alanına en son kararın getirilmesi işlemi, nedenler açısından çok karmaşık düzenlerin çalışmasını gerektirmektedir.
Eğer Broca alanı yıkıma uğrarsa, kişi söylemek istediğini bilir, buna karar verir. Ancak kelimeleri seçemez, anlamlı konuşma yapamayıp, anlamsız sesler çıkarır. Buna motor afazi ya da Broca afazisi denilmektedir. Broca alanından gönderilen sinyaller aracılığla ses telleri, gırtlak, dudaklar, ağız, solunum sistemi ile konuşmada rol alan bütün öteki yardımcı kaslar çalıştırılarak düzgün konuşma ortaya çıkarılabilmektedir.
Buraya kadar söylediğimiz bilgiler ışığında şunu söyleyebiliriz : Ses telleri sağlam, konuşma için yeterince sağlıklı olsa da, beynimizdeki Wernicke ile Broca alanları, dahası görme ile işitmeyle ilgili yorum alanları sağlıklı değilse konuşma olanağı yoktur.
Buradan henüz konuşmaya başlayan bebeğin durumuna geçersek, ki bu 24 ay dolaylarıdır. Bebeklerin iki yaşlarına kadar beyinlerinin % 80 ninin ancak geliştiğini biliyoruz. Bebeklerin konuşma işlemini gerçekleştirebilmeleri, büyük olasılıkla Wernicke Alanlalarının tam olarak biçimlenmelerine bağlıdır.
Ya da Wernicke Alanı ile ilgili odaklar arasındaki bilgi iletişim ağının tam kurulamaması söz konusu olabilir. Bu özellikle solak olan bebekler için düşünülebilir. Çünkü solaklarda Wernike Alanı sağ yarım kürede yer alabilir. Bu belki de bir gecikme nedenidir.
Bebeklerde konuşabilmenin Broca Merkezi odaklı olmaması, ya da bu merkezin önde olmaması gerekir. Çünkü aynı yaşta bebekler kendi aralarında bizim anlamamıza olanak olmayan bir dil geliştirerek konuşup, anlaşabildikleri çok gözlemlenmiş bir olgudur.
Wernicke Alanı ile onun bağlantılarının olgunlaşması zamanı bebekten bebeğe değişik olduğundan, bazıları erken, bir bölümü de geç olarak ana dillerini kullarak konuşmaya başlarlar. Çocuk konuşmada gecikti diye endişelenmemelidir. Bu noktada biraz sabır gösterilmelidir. Unutmayalım ki, aralarında Albert Einstein’ nin de bulunduğu bir çok dahi 4 yaş dolaylarında konuşmaya başlamıştır!…
[Bir alıntıyla telif edilmiştir]