“Neque ignorare medicum oportet quæ sit ægri natura”
(Doktor, hastalığın doğasını es geçmemelidir.)
Latin Deyimi
Kısaca, belleğin kötüleşmesi, yönelim bozukluğu, kişilik ile davranış değişiklikleri, günlük uygulamalı becerilerin yitirilmesi, İletişim güçlüğü belirtilerinin görülmesi ya da daha geniş olarak :
1. Günlük yaşamı etkileyecek düzeyde unutkanlık (özellikle yakın tarihli olayları ile insan isimlerini anımsayamama);
2. Günlük işleri yerine getirmede güçlük çekme (alışveriş, yemek pişirme ya da basit bir aleti çalıştırma gibi);
3. Sözcükleri bulmakta zorlanma;
4. Tarihler ile bilinen yolları unutma;
5. Basit konularda karar verme güçlüğü (giysi seçimi gibi);
6. Hesap ya da planlama yapma gibi uygulamalı düşünme becerilerinin azalması;
7. Eşyaları yanlış yerlere koyma (buzdolabına ayakkabı çekeceği koyma gibi);
8. Ruh hali ile davranışlarda değişiklik (kolayca ağlama ya da bazan saldırganlığa kadar varan sinirlenme gibi);
9. Kişilik değişiklikleri (çevresindeki insanları suçlama gibi);
10. Sorumluluktan kaçınma;
Gibi bulguların varlığıyla kendini belli eden beyin hastalığına Bunama (Démance Sénile) diyoruz.
Ancak bununla belirtileri tam olarak örtüşen bir patolojik durum daha var. Bunun adı Alzheimer Hastalığıdır. Alzheimer Hastalığı, adını bir Alman doktor olan Alois Alzheimer’den almıştır. Bu hekim, olağandışı bir zihinsel hastalık sonucu yaşamını, 1902 yılında, yitiren 51 yaşındaki bir hanımın beynini, incelenmesi için Emil Kreapelin’in laboratuvarına götürdü., Orada Kreapelin, ayrıca iki İtalyan hekimle birlikte, sözü edilen beyni incelediler. Bunda, bazı amiloid değişiklikler meydana geldiğini, mikroskopik araştırmalarla bularak, bu hastalığa ilk kez, 1906 yılında, “presenil demantia” adını verdiler. Sonradan Kreapelin hastalığın adını “Alzheimer Hastalığı” olarak değiştirmiştir..
Günümüz bilimadamları, Alzheimer Hastalığı hakkında her gün yeni bir şeyler öğrenmekle birlikte, hastalığın gerçek nedeni ile onu sağıtacak yöntemi şu güne kadar bulamadılar. Fakat son günlerde beyinde biriken amiloid yapıyı durduran bir aşı bulunduğu haberi veriliyor. Bu belki de hastalığın sağıtımında yararlı olacak bir buluştur.
Bu hastalıkta, nöropatolojik olarak, beyin hücreleri üzerinde patolojik bir protein (amiloid) birikimi görülür. Bu protein birikimi, nöritik plak adı verilen odaksal, küresel bir oluşumdur. Merkezinde çeşitli anormal proteinlerden meydana gelmiş, amiloid çekiedek bulunur. Bu artık madde (plaques) yığılmasına beta-A4 proteini (ki 42 aminoasitten oluşur) ile APP proteinin (amyloid percurcor protein) neden olduğu 1987 de saptanmıştır.
Amiloidden zengin plaklar “Démance Sénile” de de görülür. Ancak bu oluşum ilk kez Alzheimer Hastalığında bulunup, “Démance Sénile” için daha daha sonra yapılan araştırmalar sonucu saptandığından, bir yanılgı olarak günümüzde Alzheimer’ e özgü (spesifik) gibi kabul edilmektedir.
Amiloid protein, her iki durumda da (démance sénile ile Alzhimer hastalığı) beyin parankimi ile damarların çevresine yerleşmiş olarak bulunur.
Laboratuvar araştırmalarından elde edilen kanıtlara göre, alfa amiloid kümelenmeleri, nörotoksik olup bunamanın oluşumundan sorumludur.
Her iki hastalığın belirtileri ile laboratuvar bulguları aynı olduğuna göre, bizler yüzlerce yıldır gözlemlediğimiz bunama’ nın adını, Emil Kreapelin’ in gayretkeşliği sonucu “Alzheimer Hastalığı” na çevirmiş bulunuyoruz.
Bunama kural olarak ileri yaşlarda görülür. Alois Alzheimer’ i yanıltan da bu olmuştur denebilir. Çünkü onun hastası 51 yaşında yaşamını yitiren, oldukça erken çağda (40 lı yaşlar içinde) bunama belirtileri gösteren bir hanımdı. Bu erken bunamaya odaklanan Alois Alzheimer, hastasının ölümünden sonra beynini inceleme gereksinimi duyarak beyinde kümelenen amiloidin varlığını saptamıştır.
O güne kadar hiç bir bunama belirtisi gösteren hastanın beyni incelenmemişti. İncelense idi, her bunamış kişinin beyninde aynı amiloid topluluklarının var olduğu görülecekti.
Böylelikle Bunama (démance Sénile) ile Alzheimer hastalığının aynı hastalık olduğu anlaşılmaktadır.
Ancak B12 vitamini (Cobalamine) eksikliğinde de [*], en başta sayılan belirtiler eksiksiz olarak görülmektedir. Bu durumda beyinde amiloid birikimine B12 vitamini eksikliğinin neden olup olmadığı konusu, ciddi bir biçimde araştırılmalıdır.
Büyük olasılıkla genç yaşta ortaya çıkan bunamalarda sorumlu olan B12 vitamini eksikliğidir. Yaşlılar için de aynı neden var olabilir?!…
Ne var ki bunama bunun dışında, travmalar sonucu (örnekse boksörlerde), ayrıca beyin damarlarını daraltan nedenlerden ötürü de ortaya çıkabilir. Bazan belli yaşa gelmiş kişilerde geçirilen bir travma sonrasında (örnekse bir cerrahi girişim sonrası ya da araba kazasından sonra) bunama birdenbire görülebilir.
Bize göre, bunamanın B12 vitamini ile olan ilişkisi araştırılıp, olumlu bir sonuca varılabilirse, bu beyin hastalığının sağıtılmasında geniş adımlar atılması olanağı bulunabilir.
Bütün bu anlatılanlardan ayrı olarak, ilerlemiş yaşlarına karşın aydınsal (etellectual) eylemleri sürdüren, bunu bir yaşam biçimi haline getirenlerde bunamanın olmadığı ya da çok geciktiği gözlemlenmektedir [**].
Aydınsal eylemin üç aşaması vardır : ÖĞRENMEK, DÜŞÜNMEK, ÜRETMEK. Daha genç yaşlarda başlamış olmak koşuluyla, bu yaşam biçimini sürdürerek bunamadan uzaklaşma olanağı vardır.
Televizyonda Alzheimer hastalığına karşı bir aşı bulunduğunu bildiren meslekdaşımız da, en sonunda bu hastalıktan korunmak için aydınsal eylemi durdurmamanın gerektiğini söyledi. O kadar uzun bir anlatımda bu son söylenen bir tek tümce gözden kaçmış olabilir. Ama galiba işin özü de bu sözlerde saklıdır.
————————————————–
[*] “ALZHEİMER ile B12 VİTAMİNİ EKSİKLİĞİ AYNI HASTALIK OLAMAZ MI?….” başlıklı, 03.05.2007 tarihinde yazdığımız makalemiz.
[**] “İHTİYARLA(MA)MAK?!!…” başlıklı 14.09.2010 tarihinde yayınladığımız makalemiz.