SOĞAN – Gribe Karşı Bir Silah mı?!…

#alttext#
“Ummadık taş baş yarar!…”
Türk Deyimi

Uzun süredir soğanın (sarımsağın da) enfeksiyonlara karşı antibiotik etkisi olduğu, bundan ötürü yenerek tüketiminin çok yararlı olacağı söylenilir olmuştu. Ancak bu kez, soğanın yenmeden de sadece yaşanılan mekanlarda bulundurulmasının grip hastaığını önlediği anlatılıyor.

Grip salgını, 1919 yılında 40 milyon kişinin ölümüne neden olduğunda, bir hekim bu salgına karşı kendilerine ne türlü bir yardım yapabileceğini araştırmak için köyleri, çifçileri dolaşıyordu. Bir çok çiftçi bu hastalığa yakalanarak ölmüştü. Hekim bir tarım işletmesine ulaştığında, şaşırıp kaldı. Çünkü bu işletmedeki herkes sapasağlamdı.

Bu çifçilere, ötekilerden farklı olarak ne yaptıklarını sorduğunda, evlerinin her odasına, geleneksel olarak bir kaç tane soyulmamış soğanı asılı olarak koyduklarını öğrendi. Hekim duyduklarına inanmak istemedi. Onlardan bu soğanlardan bir kaç tanesini alıp alamayacağını sordu. Ona bir tane soğan verdiler. Bu soğanı incelediğinde içinde gribi yapan minicanlıyı (mikrobu) buldu. Soğanın tüm bakterileri kendinde toplayarak insanları hastalıktan koruduğuna karar verme zorunluğunu hissetti.

Buna benzeyerek grip sonucu pnömoni geçirmekte olan bir hastanın baş ucuna ezilerek konulmuş soğanın bir gecede kapkara olduğu gözlemlenmiştir.

Gribi önlemek için, yaşanmakta olan evin odalarına soğan konulabileceği gibi, iş yerinde de soğan bulundurmanın grip hastalığından koruyacağı, buna karşılık gribe yakalanılsa bile hastalığın hafif olarak atlatılacağı söylenmektedir.

Bu yukarda anlatılanların tamamı doğru olmasa, hiç olmazsa bir bölümünün fictive (hayali) bir yönü bulunsa bile, bitkilerin yararlı etkilerini araştıran herbalist’ lerin tamamı soğanın sağlığa yararlı (şifalı) etkisi olduğu konusunda birleşmektedirler.

Bu durumda soğanın hangi yol ya da düzenekle grip virusunu üzerine çekip topladığı konusunu düşünmek gerekir.

Bilindiği gibi, grip virusu solunum yoluyla, solunum sisteminin başlangıcı olan ağız ile burundan vücuda alınır. Hastalığın oluşmasında soğuk havanın etkisi varsa da bu, mukozalarda soğuk etkisiyle kan damarlarının daralması, buralara olan kan akımının azalması ile bağışıklık maddelerinin buralara daha az ulaşabilmesi sonucu olur. Eğer ortamda grip virusu yoksa, yerel bakteriler (streptokok, stafilakok) gribe benzer bir hastalığa yol açarlar. Buna “soğuk algınlığı” diyoruz.

Eğer ortamda grip virusu varsa, bu kez solunun yoluyla alınan virus gerçek grip hastalığına neden olur. Grip virusu, bu virusu taşıyan kişinin aksırık ile öksürüğüyle ortama verilir. Her aksırmada havaya flüge damlacıkları denen, çok ince sıvı damlacıkları püskürtülür. Bu damlacıklar aksırmada 9 m, öksürmede bir iki metre uzağa kadar gider. Virusla yüklü flüge damlacıkları o kadar ufaktırlar ki, toz zerreleri gibi uzun süre havada asılı kalırlar.

Ortamdaki sağlam bir kişi soluduğu sırada virus yüklü bu çok ince damlaları solunum sistemine alır. Hastalığın oluşması için, ya alınan virusun sayıca çokluğunun, ya da minicanlının virulansının (hastalık yapabilme yeteneği) yüksek olması gerekir. Ancak her iki durum da bir arada olabilir.

Burada soğanın rolü bulunduğu ortamdaki havayı bir tür süzgeç (filtre) gibi süzebilmesidir. Havadaki tüm damlacıkları üzerinde toplayıp havayı bütünüyle temizleyemese bile virusun büyük bölümünü bünyesine alarak, havadaki enfeksiyon kaynağını azaltabilir. Bu da, eğer minicanlı yüksek virülans taşımıyorsa gripten korunmayı sağlayabilir.

Ancak yaşanılan ya da çalışılan yerlerde soğan bulundurulabilir. Ama toplu taşıma araçları, okullar, sinemalar, tiyatrolar, lokantalar vb. gibi yerlerde buna olanak yoktur. Bu yüzden, grip salgını varsa gribe yakalanma olasılığı her zaman vardır.

Günümüzde gripten korunmak için grip aşıları üretilmektedir. Korunmayı bunlarla yapmak daha doğru olur. Bu arada eğer soğanı da bu işte görevlendirmek istiyorsanız, çok ucuz bir korunma aracı olarak, belli yerlere bunları yerleştirebilirsiniz. Fakat önce daha sağlam korunma yolu olan grip aşısını kesinlikle yeğlemek gerekir.

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*

Şu HTML etiketlerini ve özelliklerini kullanabilirsiniz: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <strike> <strong>