
“Nec verbum verbo curabis reddere fidus interpres”
(Gerçek bir çevirmen sözcük sözcük çevirmez)
Horatius
Bir dilden ötekine çeviri yapmanın bir kaç türü vardır :
1) Bir dilden ötekine bir metin yazılı olarak çevrilebilir.
2) Birbirinin dilini bilmeyen iki kişi arasına oturup bunların konuşmalarını çevirmek işleminin yürütülmesi.
3) Bir konuşmacının söylediklerini, aynı anda birkaç dile, değişik çevirmenlerce çevrilerek, bir dinleyici kitlesine kulaklıklar aracılığıyla ulaştırılması, ki buna eşzamanlı = simultaneously çeviri denir.
Bunların hepsinin kendi içlerinde, başka başka çevirme koşulları ile yöntemleri vardır.
Biz burada bir yazılı metnin bir dilden ötekine çevrilmesi ya da aktarılması üzerinde durmak istiyoruz. Bu durumda önümüzde yazılı bir metin vardır. Öteki çeviri çeşitlerinden farklı olarak istediğimiz kadar düşünmek için zamanımız vardır. Bir sözcük üzerinde duraksamamız varsa istediğimiz sözlüğe başvurabiliriz.
Bir dilden ötekine çeviri yaparken, en önemli özellik çeviri yaptığınız dili çok iyi bilmeniz gerekir. Söz gelimi İngilizceden Türkçeye çeviri yapıyorsanız, İngilizceyi değil Türkçeyi çok iyi bilmeniz gereklidir. Çünkü elinizdeki İngilizce metin, o dili çok iyi bilen bir kişice dil bilgisi ile senteks kurallarına uygun olarak yazılmış bulunmaktadır. Bu bakımdan İngilizce metinde bir sorun olmamak gerekir. Buradaki sorun sizin türkçenin inceliklerini bilerek, İngilizce metni yadırgatmadan okunur bir halde Türkçeye aktarmanızdır.
Ancak bu noktada, hangi Türkçeye çevireceğiniz sorusu karşımıza çıkar. Çünkü Çincede olduğu gbi (geleneksel Çince, günümüz Çincesi) Türkçe de bir kaç türü içerir. Buna örnek vermek için bir deyimi ele alalım.
Osmanlı Türkçesinde bu deyim söyle söylenir :
Bârika-i hakikat müdavele-i efkârdan tevellüd eder.
Gündelik konuşma dilinde şu biçimi alır :
Hakikatin ışığı fikirlerin alış verişinden doğar.
Tam doğru Türkçede şöyle söylenebilir :
Gerçeğin görüntüsü düşüncelerin çarpışmasından ortaya çıkar.
Çeviriyi hangi tür Türkçeye yapacağınız size kalmış bir iştir. Burada başlıca kaygı herkesin rahatlıkla okuyup anlıyabilecek olduğu türü seçmek olmalıdır.
Bir metni sözcük sözcük çevirmek, en başta dildeki deyimlerin anlaşılmaz bir hale gelmesiyle sonlanır. Bunun için eldeki deyimin ne anlama geldiğini ya da neyi anlatıyor olduğunu bilerek çeviriyi yapmak gerekir. Buna karşın her dilde birbirinin aynı olan deyimlerin olduğunu da burada anımsatalım.
Deyimler dışınds sözcük sözcük çeviri yapmak bazı kez metni anlaşılmaz kılmaz, ama okumayı güçleştirerek, sıkıcı yapabilir. Bu her zaman sentaks yapısı birbirine uymayan diller arasında çeviri yapıldığında görülür. Bu yüzden çeviri yapıldığında her iki dilin de tümce yapıları ile tamlama yaılarının neler olduğuna dikkat etmek gerekir. Sentaks yapıları aynı olan dillerde bile tümce içindeki bir sözcüğün yanlış çevrilmesi olanağı vardır.
Bunu bir örnekle anlatmak gerekirse :
İngilizce “A specialiste Who Knows More and More About Less and Less” tümcesini Google Translate aracına yüklediğinizde Fransızcasının “Un speciliste qui en sait plus en plus parler de moins en moins” olarak çevrildiğini görürsünüz.
Burada doğru Fransızcaya çevirinin “Un speciliste qui en sait plus en plus sur moins en moins” olması gerekir. Tümce içindeki “about” sözcüğü Fransızcaya “parler de” fiili olarak çevrilmiştir. Burada doğru olan “sur” sözcüğüdür. Çünkü “parler de” bahsetmek anlamına gelerek anlam sapmasına neden olur. Ancak “sur” doğru olarak “üzerinde” ya da “hakkında” anlamını taşır Burada “sur” sözcüğü kullanılmak istenmiyorsa en azından “à propos de” demek gerekir.
Bu tümcenin Türkçe anlamı da “Bir uzman, dar alanda çok şey bilen kişidir” olmalıdır.
Görüldüğü gibi, Bir dilden ötekine çeviri yapmak, söylemek istediği anlamdan uzaklaşmadan, nerdeyse yapıtı yeniden yazmak demektir. Bunun için dillere tam anlamıyla eğemen olmak gerekir.
Bundan çok önceleri Milli Eğitim Bakanlığı “Klasikler” adı altında, dünya edebiyatından çeviri kitaplar yayınlıyordu. Bu çevirileri yapanlar arasında Nurullah Ataç gibi dile her iki yönden de eğemen yazarlar vardı. Nedeni nedir bilinemez bu yayınlardan birden bire vazgeçildi. Bize sorarsanız bu büyük bir kayıp, ayrıca da büyük bir ayıptır. Aynı Köy Enstitülerinin kapatılması gibi…
——————————————–
[*] Sözcüğün Arapça aslı Terceme‘ dir. Dilimize galat olarak Tercüme biçiminde geçerek kullanılır olmuştur.