“Bir sabah tedirgen düşlerden uyanan Gregor Samsa, devcileyin bir böceğe dönüşmüş buldu kendini.”
Franz Kafka
Franz Kafka “Metamorphosis” adlı öyküsüne yukardaki tümce ile başlıyor. Sonra da kahramanı Gregor Samsa’nın kişsel ruh hali ile yaşadığı serüveni anlatıyor. Bu öyküde bir tek kişinin bir gecede değişime uğradıktan sonra başından geçenler anlatılmıştır.
Acaba aynı serüveni uluslar da yaşayabilirler mi?…
Bunun olabileceğini bizler askeri darbeleri yaşayarak gördük. Her seferinde bir sabah uyandığımızda, radyolardan ya da televizyonlardan ordunun yönetime el koyduğunu öğrendik. O andan sonra da gerçekten ulus olarak yaşadıklarımız değişmiştir.
Bu değişimlerin örnekleri dünya yüzünde de görüldü. Örnekse, Fransız Devrimi, Rusyada Bolşevik devrimi gibi… Aslında Almanyada Adolf Hitlerin seçimle iktidara gelmesi de bir metamorphosis olayı olmuştur. O günden sonra Alman halkının yaşamı değişti. Bu değişim olumlu yöne mi, yoksa olumsuz yöne doğru mu idi?… Bunu tarih yazmaktadır.
Buna benzer bir olay Venezüellada Hugo Rafael Chávez Frías‘ ın başa geçmesiyle yaşanmıştır. 1998 yılındaki seçimlerde %56 oy oranıyla devlet başkanlığına ilk kez seçilmiştir. 1998′de seçilen Chávez, yönetimde kalıp kalmaması için 16 Ağustos 2004′de yapılan halk oylamasında, oyların %94′ünü alarak seçimi kazanmıştır. Altı yıllık iktidarında girdiği her seçimde oylarını sürekli arttırmaktadır. Demekki yolsuzluklar başta olarak bozuk düzenden bunalan Venezüella halkı için bir can simidi olmuştur.
Ne var ki Chávez iktidara geldikten sonra bazı olumsuzlukların da odak noktası oldu. Bunların en bellibaşlısı, eski meclis başkanı, Zulia eyaletinin eski valisi ile eski başkan adayı olan Oswaldo Alvarez Paz’ın tutuklanmasıdır. Bu durum, Devlet Başkanı Hugo Chavez’in rejiminin demokratik normlardan sapmaya ne kadar istekli olduğunu ortaya koymaktadır. Oswaldo Alvarez Paz, Chavez’i rahatsız eden bir muhalif… Chavez bu saygın, demokrat adamı susturmak istiyor. Bunun için de yargıyı kullanıyor. Alvarez Paz için 15 yıl hapis cezası isteniyor.
Seçimle gelip te sonradan ulusun demokrasi istemine karşın, yönetimi sıkı bir diktatoryaya dönüştürmek istemine de bu günlerde “Sivil Devrim” denme eğilimi var. İktidara seçimle gelindiğine göre büyük bir halk kitlesini de arkalarına almış oluyorlar. Demek ki uygulanmak istenen “Metamorphosis” i destekleyen bir kitle var.
Ancak demokrasiden sapıp, diktatoryayla yönetilmekten halk hoşnut olacak mıdır?…
Bunu her kezinde zaman gösteriyor. Ancak bir bölüm halk hala diktatörü tutmayayı sürdürüyor. Bunu bu günkü Almanyada Neo-Nazilerin varlığı ile yaptıkları eylemlerden biliyoruz. Rusyada da hala Bolşevik taraftarları vardır. Ama büyük kitle bir zaman sonra diktatoryadan bunalıyor, karşı koymaya başlıyor. Bütün bunları bize tarih bildirmektedir.
Çek Cumhuriyeti’nin eski Devlet Başkanı, dünyanın en saygın politikacılarından Vaclav Havel, Hugo Chavez için yazdığı bir makaleyi şöyle bitiriyor: “Alvarez Paz’ın özgürlüğü için sesinizi yükseltmek, tüm Venezüellalıların özgürlüğünü savunmak anlamına gelir. Tanrıya şükür ki ülkemizde böyle şeyler olmuyor”
Vaclav Havel’in son tümcesini bizim de rahatlıkla yineleyebilmemiz dileğiyle!…
