
“Alışkanlıklar bırakılmazlarsa , zamanla ihtiyaç haline gelirler.”
Aurelius Augustinus Hipponensis (St. Augustine)
1Nisan şakası, arkadaşlar ile dostlar arasında, her 1 Nisan’da, dalga geçip eğlenme amacıyla yapılan şakalardır. Bu media aracıyla da yürütülen bir eylemdir.
Türkçemizde 1Nisan şakası diye anlattığımız gelenek çeşitli dillerde başka biçimlerde söyllenilegelmektedir. Örnekse, Fransa, Belçika, Hollanda ile İsviçrede “Poisson d’Avril = Nisan balığı” diye anılır. Almanyada buna “Aprilscherz = Nisan şakası” denir. İngiltere ile ABD de “April Fool’s Day”, İskoçyada “Gowk ya da Cuckoo” denmektedir.
Bu geleneğin başlangıcı 1564 yılında Fransa’ dadır. O yıla kadar yılın başlangıcı takvimlerde 1 Nisan olarak kabul ediliyordu. Ancak Fransa Kralı Charles IX, öngördüğü çeşitli nedenlerden ötürü takvimdeki yıl başı gününü 1 Ocak olarak kabul edip, ilan etmiştir.
Ne var ki o dönemin iletişim zorlukları yüzünden halkın bir bölümü bu durumdan habersiz olup, yılbaşını hala 1 Nisan’da kutlamayı sürdürmüşlerdir. Bazıları da bunu, durumu protesto etmek için yapmıştır. İşte, yeni yılbaşını 1 Ocak’ ta kutlayanlar, ötekileri bir tür alık gibi kabul ederek, dalga geçmek için, 1Nisan günleri bazı şakalar düzenlemeyi gelenek haline getirdiler.
Bu şakalar, halkın tamamı 1Ocağı yılbaşı olarak kutlamasından sonra da, bu güne kadar süregelmiş, bir gelenek olmuştur.
Acaba Fransa’da bu geleneğe neden “Poisson d’Avril = Nisan balığı” adı verilmiştir?…
O dönemlerde Fransada Nisan ayı başlarından 30 Haziran’a kadar, nehirlerde balık avlama yasağı vardı. Nehre balık ağı atmak yasaktı. Bunun nedeni bahar başlangıcı olan bu günlerde balıkların çoğalma için yumurtlama dönemine girmiş olmasıydı. Amaç balık döl’ünün sürmesini sağlamaktı.
Halk şakalarına bunu “Nisan Balığı” olarak alarak, hiç olamayacak bir şeyi vurgulamak istemiş olmalıdır.
Başlangıçta da yapılan şakaların esası, farkettirmeden birinin sırtına kağıttan yapılmış bir balık resmi iliştirmekti. Böylece işaretleyerek o kişinin alıklar sınıfından olduğu belirtilmek isteniyordu. Sonradan bu şakaların içeriği daha genişletilip sürdürülerek, günümüze kadar gelinmiştir.
Ama “Lâtife Lâtif Gerek” sözünü akıldan çıkarmadan, yapılan şakaların “lâtif” düzeyde kalmasına özen göstermek gerekir.