![image001.jpg](http://lh3.ggpht.com/_IGKwVDvmjyc/S55hIyTJVQI/AAAAAAAACHY/Qb-2j33ZeaM/image001.jpg?imgmax=800)
“EĞEMENLİK KAYITSIZ ŞARTSIZ MİLLETİNDİR!…”
Önümüze Gelen Her Duvara Yazdığımız Slogan
Genel seçimlerin yapılma tarihi gittikçe yaklaşıyor. Öyle ki partiler şimdiden seçim havasına girmişçesine propaganda yapmaktalar…
Seçimlerde biz seçmenler ne yapıyoruz?…
Sandık başına gidip, çarşaf çarşaf hazırlanmış, seçime giren bütün partilerin aday listelerini topluca içeren oy pusulalarında, partilerden birini seçip onun altındaki yuvarlak alana EVET!… mührünü basarak seçimimizi belli ediyoruz. Bu yürürlükteki, 10.6.1983 tarih ile 2839 no lu seçim yasasıyla belirlenmiş bir durumdur.
Mührü bastığımız parti listesinde, bulunduğumuz yere göre sayısı değişen, bir çok adayın ismi var.
Biz bunları tanıyor muyuz?…
Belki bir ikisi dışında hiç biri konusunda hiç bir fikrimiz yok. Bu onayladığımız listede bulunan tanıdıklarımız dışında öteki listelerde de seçebileceğimiz adaylar var. Ama yasa gereği biz yalnız bir listeye onay verebiliyoruz.
Bizim isimlerini bile ilk kez gördüğümüz bu parti aday listeleri nasıl hazırlanıyor?…
Belki partilerin yetkili kurullarınca. Ama parti başkanının onayı olmadan hiç kimse bu parti aday listelerine giremiyor. Giremez de….
Böyle olunca parti başkanlarınca saçilmiş, bizim tanımadığımız adayları seçmek zorunda bırakılıyoruz. Bunun nedeni belki oyların sayımı ile sonuca gitme konusunda kolaylık sağlamaktır. Ama bu, demokrasi yönünden doğru bir davranış mıdır?…
Seçim yasası ikinci maddesinde aynen “Seçmen, oyunu tam bir serbestlikle kendisi kullanır. Oyların sayımı, dökümü ve tutanaklara bağlanması, açık olarak yapılır.” denmektedir. Evet!… Seçmen oyunu serbestçe kullanır. Ama kendi istediği değil, parti başkanlarının dikte ettikleri adaylara kullanır bu oylarını… Çünkü yasa böyledir!…
Üstelik bu yolla seçilmiş olanlar, gerine gerine “Bizi millet seçti. Biz milleti temsil ediyoruz.” diyebiliyorlar!…
Her şeyden önce adayları liste halinde onaylamaya zorlanmakla, bizim elimizde olması gereken EĞEMENLK’ i parti başkanlarına bırakmış oluyoruz. Üstelik bu eğemenliğin de KAYITSIZ ŞARTSIZ MİLLETİN olduğunu her yerde kocaman yazılarla belirliyoruz.
İkinci olarak başka parti listelerinde olup, bizim yararlı olduğuna inandığımız adayları seçebilme hakkımız elimizden yasayla alınmış oluyor.
Sonra da dönüp buna demokrasi diyoruz!!…
Demokrasiyi basit bir çoğulculuğa indirgemeyi başardığımız (!) halde, bunu bile doğru dürüst, gereği gibi yürütemiyoruz.
Allah hepimize tez elden aklımızı başımıza toplama olanağı ihsan eylesin. Amin!…
—————————————-
Bu konuda Güngör Menginin “Önce halkın seçtiği milletvekilleri lâzım” başlıklı yazısından bir bölüm :
“(…)Yürürlükteki düzende milletvekillerini halk değil gerçekte lider seçiyor.
Bu yüzden parlamenter kul, lider de diktatör haline geliyor.
Böyle bir zeminde meclise verildiği söylenen her yetki, gerçekte lideri padişahlığa bir adım daha yaklaştırıyor.
Kimse kimseyi kandırmasın!(…).”