BOZA – Çağdaş Bir Saraylı….

60_1577boza2.jpg

“Ars longa, vita brevis

Sanat uzun,yaşam kısa”

HIPPOCRATES

Önce boza’ nın nasıl yapıldığına bir göz atalım

MALZEMELER

? 2 bardak bulgur
? 21 bardak su
? 2 çorba kaşığı un
? ½ bardak yoğurt
? ½ tatlı kaşığı kuru maya
? 2,5 çorba kaşığı şeker
? ½ çorba kaşığı vanilya
? 2 çorba kaşığı tarçın

HAZIRLANIŞI

Bulguru büyük bir tencereye koyup 12 bardak su ile üzeri kapalı olarak oda sıcaklığında 1 gece bekletin. Kısık ateşte 2 saat pişirin. Mutfak robotuna koyup çekin ve süzgeçten geçirin. Karışımı buzdolabına koyun.

Süzgeçin üzerinde kalan bulguru yeniden tencereye koyun, 8 bardak su ekleyip kısık ateşte 1 saat daha pişirin. Süzgeçten geçirip buzdolabına koyun.

Unu küçük bir tencereye koyup üzerine 2/3 bardak su koyarak, kısık ateşte sürekli karıştırarak koyulaşıncaya dek pişirin. Ateşten alıp içine 2 çorba kaşığı şeker koyup eriyinceye dek karıştırın. Ilıyınca içine yoğurt katın.

Mayayı ¼ bardak ılık suda ezip 5 dakika bekletin. Yoğurt karışımına katın. Ilık ortamda 30 dakika bekletin.

Mayalı karışımı ezilmiş bulgura ekleyip oda sıcaklığında yaklaşık 1-2 gün bekletin. Ara sıra karıştırın. Vanilya ile kalan şekeri ekleyip şeker iyice eriyinceye dek karıştırın. Tarçınla servis yapın.

Bu karışım buzdolabında 2-3 gün bekletilebilir. 12 kişiliktir.

Boza 9 bin yıllık bir içecek olup, Türkiye’ye ise Balkan göçmenleri ile gelmiştir. Bozacılığın baba mesleği olduğunu biliyoruz. Osmanlı döneminde de boza içilmekteydi. Selçuklu sultanının Osman Gazi’ye tuğ, sancak, alem gibi devlet olma nişanı hediyeler gönderdiğinde gelen elçilere boza ikram edildiğini de biliniyor. Bu içeceğin hala Anadolu’da tam olarak bilinip, içilmediği bir gerçektir. Ancak Osmanlı orduları sefere çıktıklarında beraberlerinde bir de bozacıbaşı bulunurdu.

Bozanın ilk olarak İÖ IV’ üncü yüzyılda Doğu Anadolu’da yapıldığı biliniyor. Orta Asya’nın bu sevilen içkisi Eski Roma ile Yunan’da da bilinirmiş. Osmanlılarda, özellikle kış aylarında konaklarda derin sohbetlere eşlik edermiş boza. En ünlüsü de Arnavut bozasıymış. Ama kimi bozahanelerde fazla mayalandıılarak, içine afyon da karıştırılmış bozalar insanları sarhoş ettiği için özellikle IV. Murat ile IV. Mehmet dönemlerinde meyhanelerle birlikte kapatılıp yıktırılmışlar. 18′inci yüzyıl sonlarında, III. Selim döneminde ise bozahaneler tamamen ortadan yok olmuş, gitmiş.

Günümüzde Türkiye’den başka Balkanlarda, Macaristan, İran ile Arap ülkelerinde yapımına devam ediliyor. Türkiye’de yapılanların alkol derecesi yüzde ikide kalırken, Kafkas Türkleri’nin içtiği bozadaki alkol oranı yüzde altılara kadar çıkıyor. Boza, içindeki yüksek oranda bulunan kuru maddeler nedeniyle besleyici, laktik asit nedeniyle hazmı kolaylaştırıcı, A, B1, B6, B12 ve C vitamini bakımından da oldukça zengin bir içecek. Ama çok da kalorisi yüksek : 1 litresinde 1000 kalori var.

Genellikle bozanın darıdan yapılanı yeğleniyor. Ama bulgur ile buğdaydan yapılanı da var. Darıdan boza yapmak için önce darı öğütülüp, kepeği alınıyor. Unu kavrulup, su ile pişirildikten sonra da elekten geçiriliyor. Mayalaşması için içine ya eskimiş boza katılıyor ya da ekmek mayası çıkın yapılıp içine bırakılıyor. İstenilen ekşilik elde edildiği zaman da şekerle tatlandırılıyor. En önemlisi de serin yerde saklanması.

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*

Şu HTML etiketlerini ve özelliklerini kullanabilirsiniz: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <strike> <strong>