ALLIANOI ANTİK KENTİ….

SU TANRIÇASI, ALLIONOIS.png

“Bu ülkede ilgililer bilgisiz, bilgililer ilgisizdir.”
Sakallı Celal (Yalınız)

1998 yılında başlayan kazılarla büyük bir bölümü toprak altından çıkarılan Allianoi Antik Kenti, Bergama’nın eski çağlarda önemli bir sağlık merkezi olduğunu kanıtlamaktadır. M.Ö. II. Yüzyıl’dan M.S. II. Yüzyıl’a kadar kullanıldığı çıkarımsanan Allianoi, tıpkı Bergama Asklepieon’u gibi, Sağlık Tanrısı Asklepieos’a adanarak yapılmış bir sağlık kültüdür. Ancak Asklepieon’da telkinle tedavinin uygulandığı, Allianoi’nin ise hidroterapi (suyla sağıtma) merkezi olduğu, önemli buluntularla desteklenmektedir.

Burada çıkan sıcak su, günümüzde bile kullanılacak niteliktedir. Anadolu’nun en sağlam kalmış Ilıca yapısı olarak dikkat çeken Allianoi, ne yazık ki, bölgede yapımı süren Yortanlı Barajı‘nın suları altında kalma tehlikesiyle karşı karşıyadır. İnsanlığın bu önemli kültür mirasının baraj sularıyla yok olup gitmemesi için gereken çalışmalar yapılmalıdır.

Antik yazarlardan P.Aelius Aristides’in Hieroi Logoi adlı yapıtında Allianoi anılmaktadır. Bu antik kaynak dışında henüz, antik yazarlarda ya da epigrafik buluntularda, Allianoi için başka bilgiye ulaşılamamıştır. Allianoi, “Sağlık Tanrısı Asklepion’un yurdu” olarak bilinmektedir

lginç bir özelliği, antik çağ kaynaklarında sadece bir kez, M.S. 2. yüzyıl Batı Anadolu yazarı Aelius Aristides’in “Hieroi Logoi” (Kutsal Anlatılar) adlı eski çağ tıbbının en önemli kaynaklarından biri olan yapıtında anılmış olmasıdır. Bu kaynak dışında antik yazarlarda ya da epigrafik buluntularda henüz söz edildiğine rastlanmamıştır.

Prehistorik Dönem
Allianoi’un batısındaki orman arazisinde yapılan kazı çalışmaları sırasında, Erken Tunç Çağı II’ye ait bir adet Yortan kabı ele geçmiştir. Çakmak Tepe eteklerinde ise çok sayıda çakmak taşı eser saptanmıştır. Bunun dışında dolgu toprak içerisinden iki tane taş balta ele geçmiştir. Tüm bunlara dayanılarak Allianoi ile yakın çevresinde prehistorik bir yerleşim olduğu düşünülmektedir.

Helenistik Dönem
Bu dönemde sıcak su kaynağını değerlendiren küçük bir termal merkezi olduğu sanılmaktadır. Helenistik Çağ’a ait sadece birkaç arkeolojik, nümizmatik yapıt ele geçmiş olmasına karşın Allianoi merkez yerleşiminde Helenistik mimariye rastlanılmamıştır.

Roma Dönemi
Allianoi’da, Roma İmparatorluk Dönemi’nde (M.S. 2. yüzyıl) kült merkezinde, Anadolu’nun pek çok merkezi ile Pergamon’daki Asklepieionda olduğu gibi büyük bir bayındırlık eylemi yaşanmıştır. Kült merkezinde var olan yapıların büyük bir bölümü bu döneme aittir. Ilıcanın yanı sıra, köprüler, caddeler, sokaklar, insulalar, geçiş yapısı, propylon, ile nympheum bu dönemde planlanır.

Bizans Dönemi
Allianoi’da yoğun yerleşimin görüldüğü dönemdir. Ancak Pergamon (Bergama)’da olduğu gibi sosyo-ekonomik açıdan son derece zayıf bir dönem yaşanmıştır. Kült merkezinde yaşamaya başlayan Bizanslılar, Roma Çağı’na ait heykeltıraşlık yapıtları ile mimarlık kalıntılarını yıkıp, devşirme malzeme olarak kullanmaya başlamışlardır. Roma Çağı’na ait stoalar ile ana caddelerin tabanları kullanılmak yoluyla, yeni, daha basit mekanlar yapılmıştır. Allianoi’un en önemli yapısı olan ılıca ile nympheumlar da gereksinime uygun küçük değişiklikler yapılarak kullanım sürdürülmüştür. Bazilikal planda büyük bir kilise yapılmıştır. Yerleşmenin içi ile yakın çevresinde de şapeller yapılmış, ayrıca bu dönemde metal, seramik ile cam atölyelerini kurulmuştur.

Osmanlı Dönemi
Osmanlı döneminde Paşa Ilıcası, Aydın Salnameleri’nde anlatılmaktadır. Ancak yoğun bir biçimde kullanılmamıştır. Çünkü kazılar sırasında Osmanlı dönemine ait birkaç sikkenin dışında iz yoktur. 20. yüzyıl başlarında bölge kaymakamı Kemal Bey’ ce Ilıca ele alınmış, büyük havuzun bulunduğu yerin bir bölümü yeniden kullanıma açılmasını sağlamıştır. Ilıcanın batısındaki Roma köprüsünün, Osmanlı döneminden 1979 yılına kadar Bergama-İvrindi arasında kullanıldığı anlaşılmaktadır.

Günümüze gelindiğinde, 20. yüzyılın başında bir bölümü temizlenmiş ancak sonra yeniden gelen sel nedeniyle, ılıcanın bulunduğu bölüm 1950’li yıllara kadar işe yaramaz durumda kaldığı anlaşılmaktadır. 1992 yılında, Bölge Karayolları Müdürlüğünce halen var olan Roma Köprüsü, kurul kararı olmaksızın yapılan bir ihale ile bir bölümü bozularak yeni bir köprü yapılmıştır.

Aynı yıl ılıcanın restorasyonu İzmir Valiliğince İzmir İl Özel İdaresi aracılığı ile ihaleye verilmiştir. Bir yıl süren restorasyon işlemleri sırasında yine kurul kararı olmaksızın ılıcanın içi bozularak üzerine modern bir bina yapılmıştır. Bu tarihten başlayarak işletmeye verilmiştir, Şubat 1998’de yaşanan ağır bir sel taşkını ile kuruluş yeniden kullanılamaz duruma getmiştir. Çayın güneyinde ise özel kişilerin olan arazide tarım yapılmıştır. Bu onarımlarda eklenen modern binaların büyük bir bölümü 2003 yılı çalışmaları sırasında kaldırılmış, antik ılıca mekanları ortaya çıkarılmaya başlanmıştır.

Ancak günümüzde ılıcanın yaşadığı en büyük dert Yortanlı Barajının yapımına başlanmış olmasıdır. Bu barajın ana duvar yapımı bitmiş, bağlantı yollarının yapımına geçilmiştir. Baraja su verildiğinde Allıonoi ılıcası sular altında kalarak, bir antik değer yok olacaktır. Çünkü bu durumda antik yapılar 15 – 20 m lik bir çamur katmanının altında kalacaktır.

Yapılan barajın kullanım ömrü en fazla 50 – 60 yıldır. Elli yıllık bir yararlanma için 2500 yıllık antik kentin yok etmenin hiç bir akıllı yönü yoktur. Ilıcanın kazısını yapan ekiptekiler bu barajın yapımının durdurulması için çaba harcandığını söyleyerek, buranın bu anlamda bir kale durumunda olduğunu, düşerse benzer başka antik kentlerin (örnekse, Hasankeyf) de aynı sonuca ulaşacağını söylemekteler.

Ayrıca yapılacak koruma duvarlarıyla Allianoi’ nin baraj sularının baskınından kurtarılabileceği de söyleniyor. Bize de bekleyip sonucu görmek düşüyor. Lakin barajlar yüzünden bu gibi antik değerleri kaybetmemize üzülmemek olanağı yok…

Not - Bildiğiniz gibi referandumdan hemen sonra, içlerinde yerel parti yöneticilerinin bulunduğu bir grubun kararıyla Allianoi kumla örtülmeye başlandı, belki de şu anda büyük bölümü kapatılmıştır.

Bu işlem, konu henüz yargıda iken yapılmaya başlandı, yargı kararı beklenmedi. Elbette alternatif çözümler aranmadı, örnekse Bulgarlar’ın yaptığı şey bile yapılamadı. Bulgarlar benzer bir durumda, korunması gereken bölgeyi bir adacık gibi çevirerek korumuş, üstelik ilginç bir kültürel/turistik nokta yaratmışlardı

[Kaynak Vikipedi]

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*

Şu HTML etiketlerini ve özelliklerini kullanabilirsiniz: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <strike> <strong>