
“Zayıfa acımak doğaya ihanettir.”
Adolf HİTLER
Bir okurum Joseph Mengele hakkında tamamlayıcı bilgi vermemi isteyen bir yorum göndermiş. Ben de bu nazi hekimi için elimde bulunan bilgileri veriyorum.
Joseph Mengele yüzbaşı rütbesini aldıktan sonra gönüllü olarak Auschwitz’e gitti. 24 Mayıs 1943’de kampın tıbbi sorumlusu oldu. 21 ay kadar Auschwitz’de kalan Mengele, kamptakilerce “Ölüm Meleği” olarak anılıyordu. Trenlerden inen tutukluları çoğu zaman kendisi ayıklayıp işe yarayacakları seçiyordu.
Mengele, kamp tutsakları arasından “kobay” olarak seçilen yetişkinler ile çocuklar üzerinde, insan vücudunun acıya ya da soğuğa ne kadar dayanabildiğini anlamak için korkunç deneyler yaptı. Deneylerinden bir tanesinin amacı, Atlantik’te denize düşen bir askerin kaç saat içerisinde öleceğini ölçmek içindi. Soğuk kış gününde, buz dolu sulara zorla sokulup bekletilen insanların, donmadan önce kaç dakika yaşayabildikleri test etti.
Josef Mengele’nin denekleri üzerinde hiçbir anestezi yapmadan cerrahi operasyonlar yürüttüğü, örnekse insanların kollarını, bacaklarını ya da karınlarını canlı canlı kestiği bilinmektedir. Yaptığı deneyler bugün modern tıp tarafından birer artı olarak kabul ediliyor.
Josef Mengele’nin en zalim deneyleri ise, kampa gelen ikiz çocuklar üzerinde oldu. Mengele, kampa gelen tüm ikizleri öteki tutsaklardan ayırıp, üzerlerinde farklı deneyler yaparak kalıtımsal faktörlerin etkisini ölçtü. Ancak kullandığı yöntemler inanılmaz derecede zalimdi. İkizlerin kanını, birbirine enjekte ederek tepkiyi ölçtü. Çoğunda ikizlerin biri ya da ikisi şiddetli ağrılar ile yüksek ateş yaşadı. Mengele, göz renginin kalıtsal olarak değiştirilip değiştirilmeyeceğini ölçmek istedi. Bu amaçla ikizlerin gözlerine mavi mürekkep enjekte etti. Çoğu denek, büyük acılar çekti. Bir bölümü kör oldu.
Küçük çocuklara, çeşitli hastalıkların mikropları enjekte edildi. Bu hastalıklara ne kadar dayanabildikleri ölçüldü. Pek çok masum çocuk, Mengele adlı bu Nazi canavarının elinde işkence çekti, sakat kaldı ya da öldü.
Josef Mengele’nin yaptığı öteki birr deney ise kampa gelen cücelerle olmuştur. Romanyalı beşi kız, yedi Yahudi cüce kardeş, İkinci Dünya Savaşı’nın en yoğun olduğu dönemde, Dr. Mengele’nin eline düştü. Rozika, Franziska, Avram, Frieda, Micki, Elisabeth ile Perla Ovitz kardeşler, doğuştan gelen cüceydiler. Onlar da öteki Yahudiler gibi yakalanıp Auschwitz Toplama Kampı’na getirildiler. Ovitz kardeşlerin boyu, “Pseudoachondroplasie” adı verilen hastalık nedeniyle uzamadı. Yedi cüce kardeş dışında, ailede üç de normal görünümlü kardeşin varlığından Polonya’daki Auschwitz Toplama Kampı’nda haberi olan ünlü Nazi bilim adamı(!) Ölüm Meleği unvanlı Dr. Mengele, cücelik ile devliğin genetik nedenlerini araştırmak için ideal deneklerini bulmuştu.
Cüce kardeşler üzerinde ırk araştırmaları yaptı, litrelerce kan aldı. Kampa yeni gelenleri eleyen, gaz odasına gönderen Dr. Mengele, cüce deneylerinde 2 bin, ayıklama işlemlerinde de 2 milyon kişinin ölümünden sorumlu tutuluyor.
Almanya ile kuşatılan topraklarda, toplam 284 toplama kampı içerisinde en büyüğü, en korkuncu olarak bilinen Auschwitz Toplama Kampı’nda hayatta kalanlar, 27 Ocak 1945 tarihinde Sovyet birliklerin saldırısıyla kurtulmuştu. Dr. Mengele, “Güler yüzlü” olmasıyla da tanınıyordu. Kampa gelen esirleri seyrediyor, elinin tek işareti gaz odası ya da çalışma kampı demekti. Olumlu ya da olumsuz işaretlerini hep aynı gülümseyen yüz görüntüsüyle veriyordu. Demek ki, ölüm ya da yaşamın hiçbir farkı yoktu onun için. Her ikisi de bir anlam ifade etmiyordu.
NOT – Joseph Mengele dışında 49 tane daha benzeri işkenceleri yapmış hekim olan ya da olmayan nazi işkencecinin adları bilinmektedir. Belki başka bir makalede bunları ınceleme olanağını bulabiliriz.
bu tarz doktorlar hakkındaki yazılarınızı çok merakla bekliyorum
çok teşekkürler
Normal bir insanın farelere bile yapmayı aklına getirmesinin insanlık suçu oluşturacağı deneylerinden biri ikizlerin damarlarını birbirine bağlayarak ikizler arasında aynı kanın dolaşımını sağlamaktı.