İSTANBUL, GAZİOSMANPAŞA İLÇESİ OKUMA-YAZMA ORANI?…

800px-Gaziosmanpasa_Istanbul_highlight.png

Gaziosmanpaşa, İstanbul’un bir ilçesidir. İstanbul’un geç dönem yerleşim yerlerinden olan, daha önce Taşlıtarla ile Küçükköy mevkii olarak da bilinen Gaziosmanpaşa, 1950′li yıllardan sonra gelişmiş, 1983 yılında da ilçe yapılmıştır.
Gaziosmanpaşa ilçe alanı, yönetsel bakımdan kuzeydoğu, doğu ile güneydoğudan Eyüp, güneyden Bayrampaşa ile Esenlerle çevrilidir Batıda Çatalca’ya komşudur Kuzeyinde Karadeniz vardır

Gaziosmanpaşa.jpg

Yukardaki gazete kesiğinde İstanbulun Gaziosmanpaşa ilçesinde oturanların eğitim düzeyleri ayrıntılı olarak gösterilmiş. Burada ilk sırayı okuma-yazma bilmeyenlerin sayısı alıyor. Bu sayı ilk bakışta çok yüksekmiş gibi görülmekte…

Ne var ki bunu oradaki okuma-yazmayı bilme yaşında olan kişilerin sayısına oranlarsanız durumun değiştiğini göreceksiniz.

Şöyle ki :

Gaziosmanpaşa’nın nüfusu, 2007 yılına göre, 1 013 048 dir.

Bundan yaklaşık 1/7 olan okuma-yazma bilebilme çağında olmayan nufus sayısını çıkarırsanız :

1 013 068 – 144 721 = 868 327 sayısını bulursunuz.

Bu sayı ile gazetenin okuma-yazma bilmeyenler olarak verdiği 19 412 sayısını oranlarsanız, Gaziosmanpaşa ilçesinde okuma-yazmayı bilme oranının yüzde 97.77 olduğunu bulursunuz.

Bu da Türkiye geneli okuma-yazma bilme oranı olan % 92 den 5.77 kadar daha fazladır.

Demek ki, Gaziosmanpaşa ilçesi okuma-yazma yönünden en ileri olan ülkelere (% 99.9) çok yakın bir oran göstermektedir. Kutlarız!…

İstanbulun genelinde okuma-yazma bilme oranı da % 97 dir.

Ancak burada gözden kaçmaması gereken bir ayrıntı var.

Haberi yapan gazeteci kardeşimiz yüzde oranı vermeden okuma-yazma bilmeyenler için salt rakkamı vererek çarpıcı bir gerçeği açıklamayı amaçlamış!…

Yanlış bir haber sunmuyor. Doğruları veriyor. Lakin aynı manzaraya dürbünün değişik ucuyla bakmayı sağlamış oluyor. Haberi okuyan birisi, bir ilçedeki 19 412 kişinin okuma-yazma bilmemesi karşısında, rakkamın büyüklüğünden ötürü, olumsuz yönde etkilenecektir. Zannederim istenen de budur.

Ama işi yüzdeye vurduğunuzda % 97.77 gibi bir okuma-yazma bilen oranına ulaşıyorsunuz ki, bu ABD ortalamasını bile geçiyor!!… Bilindiği gibi ABD de bu oran % 97 dir.

Bir gazeteci için haberin çarpıcı olması önemlidir. Ama burada iş yüzdeye vurulduğunda daha da çarpıcı bir sonuç, hem de olumlu yönde, ortaya çıkmış olmuyor mu?…

Gazetecilik bir yana, öteki kesimlerde daha da kötü örnekler vardır. Örnekse tıp alanında önce ilaç bulunup, sonra buna bir hastalık aranıp, yakıştırılmıştır. Bu herkesin bildiği Yüksek Cholesterin Hastalığıdır (ne demekse?!!…). Gerçekten de “yüksek cholesterin hastalığı icadedilmiş bir hastalıktır.”

Ararsanız başka kesimlerde de benzerlerini bulabileceğinize güvenim tamdır.

Bunun nedeni, her türlü işi yürütülürken pozitif insan zekasının değil de, ilkel bir zeka olan kurnazlığı kullanmaktır. Bu, özellikle bizim toplumumuzu kemiren bir hastalık, bir “maraz”dır.

Her eylemimizde pozitif insan zekasını kullanabildiğimiz gün, demek ki ADAM GİBİ ADAM olabildiğimiz gün, bütün dertlerden arınıp, düzlüğe çıkacağımız açık bir gerçektir.

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*

Şu HTML etiketlerini ve özelliklerini kullanabilirsiniz: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <strike> <strong>