KARDİYO-VASKÜLER PERFÜZYONİSTLİK KONUSUNDA BİR YAKINMA…

perfusion3.jpg
“Eğer yürüdüğünüz yolda güçlük ve engel yoksa bilin ki o yol sizi bir yere ulaştırmaz.”
Bernard SHAW

“KARDİO-VASKÜLER PERFÜZYONİSTLERİN EĞİTİMİ…..” başlıklı yazıma bir yorum aldım. Bu yorum aynen aşağıdaki gibidir :

[pekı ya bu ısı hala yapanlar ne olacak ? kım onlar nere ogrenmısler gercekten bu sıfatı hak etmısler mı sımdılerde butun kapılar benım yuzume kapanıyo perfuzyonıst ıstemeyle olunmaz dıye kım yaptı bu kadar ınsanı perfuzyonıst bu soruyu neden kımse kendıne muhattap almıyo dernek baskanı bıle att ımıs te perfuzyonıst olmus soruyorum ona sevgılı M.Akıl sıze bu meslegı kım ogrettı en az yar.doç. sıfatı tasıyan bırı mı? tabıkı hayır cunku yar.doc. ne alaka ugrassın bu ısle degıl mı? tabıkı degıl ama bu ulkede boyle . ıste ulkeye ve sısteme bır elestırıde benden neden ? cunku elestırınce duzelıyo bakın bende elestırırım sızde dernek baskanı da oysa sıfatlarımız ne kadar farklı ben okul acamam sızde acamazsınız, dernek baskanı da ? neden cunku herkesın kendını kavuracak yagı var o yuzden yagsız tavada yananlara oduncte olsa komsuluk ölmüs arkadas eee ne demıstık ben aslında sısteme karsıyım burdan sevgılı perfuzyonıstlere seslenıyorum sız bıseyler yapmazsanız kendınız ve gelecek meslektaslarınız ıcın bırılerı sızden once davranıp sızı tamamen kaldırıp alaylı mekteplı ayrımını getırecek o zaman kapı kapı dolasan ben mekteplı degıl sız alaylılar olacaksınız umarım bu olmadan kadır kıymet bılıp bı ısın ucundan tutmak aklınıza gelır.]

Yukarda okuduğunuz metin, yazım kurallarına biraz önem vermemeye dayalı olarak, biraz da konunun verdiği heyecanla tümcelerin üst üste yığılmasından, anlaşılamaz bir hale gelmiş. Ben çözebildiğim kadarıyla bundan şunun demek istendiğini anladım :

“Önümüzdeki günlerde kardio-vasküler perfüzyonistler için eğitim kurumları açılacak. Ben bunlar açılmadan önce perfüzyonist olmak istiyorum. Çünkü bu okulara gidip kendimi zora sokmak istemem. Bu güne kadar olanlar nasıl perfüzyonist olmuşlarsa, ben de o yolla bu mesleğe girip, bir an önce bir külah kapmak istiyorum. Sonra alaylı bir perfüzyonist olarak, okullu perfüzyonistlere koşut biçimde, nasıl olsa mesleğimi sürdürürüm. Lakin her başvurumda bütün kapılar yüzüme kapatılıyor. Bana : ‘herkes perfüzyonist olamaz, bunun için belli bir bilgi birikimin olmak gerekir’ diyorlar.”

Başta adını verdiğimiz makalemizin sondan bir önceki paragrafında şöyle diyorduk :

“O güne kadar eski yöntemlerle yetişmiş olan bütün perfüzyonistler, diplomalı ile alaylı perfüzyonist gibi iki ayrı sınıf perfüzyonist yaratılmaması adına, bu sınavı vermeye zorunlu kılınmalıdır.”

Bu sözlerden sonra, iki tür perfüzyonistin birbirine koşut (paralel) olarak çalışmasının zararlarının neler olabileceğini, ayrıntıya girmemek için, uzun uzun anlatmamıştık. Çünkü söylediklerimizden bunun hemen anlaşacağını düşünmüştük. Ama galiba açıklamak gerekiyor.

Söz gelimi, bir gösteri işinde (show busıness) gösterilerde rol alan kişilerin okullu mu yoksa alaylı mı oldukları seyirciyi pek ilgilendirmez. Seyirci bu her iki gruba giren sanatçıların yorumlarını rahatlıkla, dahası zevk alarak da izler. Seyircinin bundan bir zarar görebileceği düşünülemez bile.

Oysa sağlık konusunda, hastalar tıpla ilişkili olan uzmanlardan en iyilerini seçmek isterler. Bu yüzden hasta, perfüzyonisti alaylı bir ekipçe ameiyat edileceğine, perfüzyonisti okullu olan bir ekibe baş vurmayı yeğleyecektir. Bu durum hem açık-kalb cerraisi ekiplerini, hem bunları barındıran sağlık kuruluşlarını, hem de hastaları olumsuz yönde etkileyerek, kararsızlılar ile karmaşaya neden olabilir.

İşte bu yüzden eski yöntem olan usta-kalfa-çırak yöntemiyle yetişmiş perfüzyonistlerin tümünün, bunları yetiştirecek eğitim kuruluşları ortaya çıktıktan sonra, belli bir sınava girmelerini zorunlu tutmak gerektiğini söyledik.

Dahası okullu perfüzyonistlerin de eğitimleri sonunda girecekleri sınav tek elden yürütülmeli ki, bilgi ile nitelilikleri tek düze (uniform) olsun. Örnekse, bu işlem kurulacak bir “Türk Kardio-vasküler Perfüzyon Kurulu” nca tek merkezde yürütülebilir.

Bir de kardio-vasküler perfüzyonist adaylarında aranacak bilgi birikimi (müktesebat), daha başka bir deyişle daha önceki eğitim düzeylerinin ne olduğu da önemlidir. Bunun için uygun bir değerde birleşmek gerekir. Ama her halde sadece lise diploması bu işe yeterli olmamalıdır. Yukardaki yakınmayı yapan kardeşimizin “yüzüne bütün kapıların kapatılıyor olması” bu yüzdendir. Büyük olasılıkla bilgi birikimi perfüzyonistliği yürütmek için yeterli görülmemektedir.

Ama o bu konuda, “kım yaptı bu kadar ınsanı perfuzyonıst” diye yüksek sesle haykırmada bir bakıma haklıdır da… Çünkü örnekse, Türkiyenin ilk perfüzyonisti olarak bilinen Rasim Sarıoğlu’nu, ben İstanbul Göğüs Cerrahisi Merkezi’nin muslukçu ustalığını sürdürürken alıp perfüzyonist olarak yetiştirdim. Ne var ki Rasim Sarıoğlu bu alanda çok başarılı olmuş, bir çok yeni perfüzyonist de yetiştirmiştir [*].

Bu gidişe son verilmek için her yönde çaba, perfüzyonist nitelilikliğini daha yükseğe çıkarmak için gösteriliyor ki, bu çok yerinde bir davranıştır. İnşallah başarıyla sonlanır.

Ayrıca benim yazıma bir yorum göndererk, bana bu makaleyi kaleme alma olanağı veren İzmitli anestezi teknisyeni genç kızımıza teşekkür ederim.

————————————-

[*] ABD de John Hopkins Üniversite hastanesinde, marangozluğu bırakıp cerrahi teknisyen olarak çalışan, bir çok açık-kalb ameliyatında emeği geçen siyahi birinin var olduğunu da anımsatırım.

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*

Şu HTML etiketlerini ve özelliklerini kullanabilirsiniz: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <strike> <strong>