KALB-AKCİĞER MAKİNASI ile YAŞAM DESTEĞİ (LIFE SUPPORT)….

3_2_0_ecmo_01.jpg

“Aptallığın en büyük kanıtı, aynı şeyi defalarca yapıp farklı bir sonuç almayı ummaktır.”
Albert EINSTEIN

Bu makalenin konusu tümüyle teknik olacağından belki de pek az kişinin ilgisini çekecektir. Ama konu kalb-akciğer makinalarının gelişimiyle ilgili olduğu için yazmaya kendimi zorunlu hissettim.

Bakınız neden?!…

Geçenlerde internette rastgele dolaşırken Siyami Ersek Hastanesi çıkışli bir makaleye rastladım. Makalenin başlığı “Mükemmel Kalp-Akciğer Makinesine Doğru” [*] idi.

Başlığı görünce heyecanlandım. Çünkü bu konuda yapılmış ya da tasarlanmakta olan bir ilerlemeyi izleyeceğimi sandım.

Oysa yazarlar “mükemmel” kalb-akciğer makinasının nasıl olabileceğine girişte şu bir tek tümce ile değinmişler : “Geliştirilen cihazların fonksiyonları akciğere ve kalbe ne kadar yaklaştırılabilirse başarı oranı o kadar yüksek olacaktır.” Yazının kalan bölümü günümüzde perfüzyonun nasıl yapıldığını anlatmakta…

Bu halile makale mükemmel kalb-akciğer makinasının nasıl olması gerektiğini anlatmaktan tümüyle uzakta kalıyor. Bunun yanında bu biçim düşünmek bu alanda ilerlemeyi de önleyecektir. Çünkü kalb-akcier makinasını mükemmele yaklaştıran yol bu olamaz.

Aslında açık-kalb cerrahisi yapıldığı sırada kullanılan kalb-akciğer makinalarının işlev bakımından canlı organizmanın kalb ile akciğerinin başarısına ne kadar yaklaşırsa o kadar tam, yetkin olması söz konusu olmayıp, buna gereksinim de yoktur.

Çünkü açık-kalb ameliyatı sırasında perfüzyon süresi bir saati pek geçmez. İnsan yaşamında bu kadar kısa sürede, metabolik asidoza yol açmadıkça, düşük bir flow yeterlidir. Bir zararı olmaz. Kalb pompalarının flowları, canlininkine göre daha düşük (yaklaşık 1/3 ü ya da daha aşağı) olduğundan, oksijenatörlerin de insan akciğeri sığası sınırlarına varması gerekmez. Halen eldeki oksijenatörler eksiksiz iş görmektedirler.

Zira kalb pompasının verimi düşük akımlar düzeyinde olduğundan, oksijenatörler de buna kolaylıkla yanıt verebilmektedirler. Canlı organizmada kalb debisi 6 – 7 litre/dak. dolayında olduğundan, buna karşılık verecek akciğerlerde O2 ile CO2 değişimi yapan membran yüzeyi 100 m2 dolayında yaratılmıştır.

Kaldı ki bir insanın akciğerlerinden biri, bir hastalık nedeniyle, cerrahi yolla çıkarıldığında (pnömonektomi), kişi yaşamını rahat rahat sürdürebilir. Bunu tüm akciğer cerrahisi ile uğraşan hekimler bilmektedir. Demek ki insanda gaz değişimi yapacak yüzey bir misli kadar yedekli olarak halkedilmiştir. Bü yüzden oksijenatörleri, insan akciğerlerinin kapasitesiyle yarıştırmaya çalışmak “abesle iştigal” olur.

Açık-kalb cerrahisinde kullanılan kalb-akciğer makinaları mükemmelleşmeye, canlıdaki kalb ile akciğerin başarısına yaklaşma yoluyla değil, benim 23-26 Nisan 2009 tarihleri arasında Antalya’da düzenlenen TUYOD toplantısında anlattığım gibi, bilgisayar aracılığıyla “TAM OTOMASYON” a ulaşmakla erişebilir. Konu, bir kitabı doldurabilecek kadar, uzun olduğu için burada ayrıntılarına girmek istemiyorum. Belki daha sonra bir makale ile bunu anlatmaya çalışabilirim.

Ne var ki, eğer kab-akciğer makinasıyla UZUN SÜRELİ YAŞAM DESTEĞİi verilmesi söz konusuysa, burada makinanın bir çok yönden başarısı insan urganizmasına yaklaşmasıyla ölçülür.

Yaşam desteği kalbi, akciğeri ya da her ikisi birden yetmez hale gelmiş kişilerde, bunların görevini uzun ya da kısa süreli olarak kalb-akciğer makinasının alması demektir. Burada beklenen sözü edilen organların bir süre sonra görevlerine dönebilme olasılığıdır. Yoksa kişiye bir ömür boyu kalb-akciğer makinasıyla yaşam desteği elbette verilemez.

Dr. Yalçın Güran ile Dr. Kemal Bayazıt, 1965 te, İstanbul Göğüs Kalb-Damar Cerrahisi Merkezinde (bu günkü adıyla Siyami Ersek Hastanesinde) İLK KEZ kalb-akciğer makinasıyla, kay-cross doner diskli film oksigenator kullanarak ekstrakorporeal hayat desteğini uyguladılar. 6 saat sonra desteği durdurmak zorunluğu başgösterdi. Hasta kaybedildi. Zira eldeki oksigenator bu işe yetmiyordu. O tarihte henüz membran oksijenatörler keşfedilmemişti. Eldeki ekipman bu günküne göre ilkel sayılırdı. Bu yüzden hastaya uzun süre yaşam desteği verilemedi. Altı saatte de hastanın kalb işlevleri geri gelememişti.

Bu günkü günde elde, akciğer işlevine en yakın olan membran oksijenatörler var. Ancak bunların kapsama güçleri ya da sığaları insan akciğerine yaklaşmaktan halen çok uzaktır.

Şöyle bir karşılaştırma yapılabilir :

Akciğerdeki gaz değişim yüzeyi 100 m2——- membran oksijenatör 2 – 2.5 m2

Akciğer ateryelizasyon flow’u 15 lt/dak——— membran oksijenatör 1.7 lt/ dak

Çok uzun süreli yaşam desteği söz konusuysa membran oksijenatörün sığasını arttırmak için kesinlikle araştırma yapmak gerekecektir.

Kalb-akciğer makinalarında kalb pompası olarak, bundan yaklaşık 50 yıl önce DeBakey‘ce keşfedilmiş, roller pompalar kullanılıyor. Bu güne kadar bunlar üzerinde hiç bir değişiklik te yapılmamıştır. Bu, DeBakey pompasının mükemmelliğini göstermekle birlikte, bizim de araştırma ile yeni buluşlar konusunda ne kadar tembel olduğumuza da işaret eder.

Gerçi DeBakey pompasının sığasını, dönüş hızı ile pompa borusunun çapını büyük tutarak yükseltme olanağı vardır. Böylece kalbin sığasına yaklaşım sağlanabilir. Fakat bunun bazı sakıncaları da beraberinde getireceğini akıldan çıkarmamak gerekir.

Ancak DeBakey pompasının sağladığı akım kesintisiz (continious) bir akımdır. Bu kısa süreli açık-kalb ameliyatları için önemli değildir. Ama uzun süreli, söz gelimi gönlerce sürebilecek bir yaşam desteği sırasında pulsatile akıma gereksinim vardır. Çünkü doğal kan akımı tipi budur. İnsan kalbine yaklaşmak istiyorsak yaşam desteği için kullandığımız kalb-akciğer makinalarında pulsatil akım verebilen pompalar kullanmamız gerekir.

Bunun için, aynen Jarvic yapay kalblerinde olduğu gibi valvli, hidrolik güçle (serum fizyolojik) ya da gaz (CO2) basıncıyla çalışan ventrikül pompalarını kullanmak gerekir.

Yaşam desteği vermek için kalb-akciğer makinasının hastaya bağlantı biçimi yukarda görülen resimdeki gibidir. Bir venöz kanül vena femoralisten, bir arteryel kanül femoral arterden konulurak kan makinadan geçirilir.

Bu işlem hastane ameliyathanelerinde yapılabileceği gibi, bu tür kalb-akciğer makinalarının mobil olanları da yapılmıştır (Almanyada). Bunlar ambulatoire koşullarda uygulanabilmek üzere tasarımlanmıştır.

Söylemek istediğimiz özetle şudur :

Açık-kalb girişimlerinde kullanılan Kalb-akciğer makinalarında mükemmelliğe varılmak isteniyorsa, bunun yolu TAM OTOMASYON‘ dan geçer. Açık-kalb girişimleri için çalışan bir makinada insan kalbi ile akciğerine yaklaşmayı beklemek boşuna uğraş, daha doğrusu “abesle iştigal” dir.

Öte yanda söz konusu açık-kalb girişimi değil de, kalb-akciğer makinasıyla uzun süreli yaşam desteği vermekse, burada makinanın hem yapay akciğer, hem de yapay kalb bölümünde bazı yeni değişiklikler düşünmek gereklidir. Çünkü uygulanan perfüzyon günlerce sürebilir. Bu işi hastanın kendi organları sığaları ile biçimlerine yakın yapay organlarla yürütmek doğru olur. Bunun için de, elde olan olanakları tekrar tekrar kullanmak geğil, ama yeni araştırmalara gereksinim vardır

Fakat galiba bizde eksik olan da araştırma ile yeni birşeyler bulma isteğidir!!…

Nedense yeni buluşların yapılmasını hep başkalarından bekliyoruz!…

———————————————————

[*] Dr.Mehmet Ateş, Dr.Yavuz Şensöz
“Prof.Dr.Siyami Ersek Göğüs-Kalp Ve Damar Cerrahisi Merkezi , İstanbul”
Mükemmel Kalp-Akciğer Makinesine Doğru
Anadolu Kardiyol Derg.
2002;3: 253-258

2 Responses to KALB-AKCİĞER MAKİNASI ile YAŞAM DESTEĞİ (LIFE SUPPORT)….

  1. BAKARA diyor ki:

    Nedense yeni buluşların yapılmasını hep başkalarından bekliyoruz!…
    Hocam makalenizin son satırı gerçekten manidar.
    eğer hatırlarsanız kalp akciğer makinaları ile ilgili sizden yardım istemiştim
    yaşam ünitesine bağlanan bir hastaya benim söyliyeceğim miktarda oxitosin hormonu vererek yaşama döndürme şansınız olduğunu ve bu iş için 15 senedir uğraştığımı ama kariyerimden dolayı gerçekleştiremediğimi söylemiş ve indigo dergisinde ölü ölü değilse makalesini okumanızı istemiştim. İşte makalenizdeki son satırlarınızın değeri…..
    google ye girip adımı soyadımı yani metin durali yazarak bile bu bilgilere ulaşabilirsiniz. saygılarımla

  2. apdal diyor ki:

    hadi yaaaaa

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*

Şu HTML etiketlerini ve özelliklerini kullanabilirsiniz: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <strike> <strong>