“Rutin, bir sanatçı için ölüm demektir“
Piyanist GÜHER PEKİNEL
“Bilim olgulardan oluşur. Bir evin taşlar, tuğlalardan oluştuğu gibi. Fakat nasıl bir taş, tuğla yığını bir evi meydana getirmiyorsa, olguların bir birikimi de bilim değildir.”
Jules Henry Poincarré
La Science et Hypothese’den
“Aptallar, eski olayları hatırlamayı, bir bilim sayarlar.”
PLANCHE
Rutinin sözcüğünün anlamını “sıradanlık, çeşitlilik göstermeyen, alışılagelmiş düzen içinde yapılan” ya da “yapılması alışkanlık hâline gelmiş iş” olarak açıklayabiliriz.
Yukarıya bir sözünü aldığımız Güher Pekinel dünyaca ünlü bir piyanistimizdir. Bu sözleri kendisiyle yapılan bir televizyon röportajında söylemişti.
Bu durumuyla Güher Pekinel bir yorumcu müzik sanatçısıdır. Daha önce bazı kompozitör sanatçıların yarattığı müzik yapıtlarını yorumlayarak bizlere aktarmaktadır. Ama söylediği sözlerle en uç noktada bulunan uygulayıcı (icracı) bir sanatçı olmasına karşın, elindeki yapıtı sürekli yinenelemekten öteye geçmeyi, “kendini aşmayı” öneriyor. Bu yapılmazsa sanatçının yitip gideceğini söylüyor.
Güher Pekinel‘in dile getirdiği bu düşünce her türlü alanda “uygulayıcı” olan kişiler için geçerlidir.
Bir dönemde hocamız Siyami Ersek, kalb kapağı replasmanı uygulamasına ilk geçtiğimiz sıralarda şu sözleriyle konuya parmak basmıştır : “”Şimdi bu çocuklar işi zevk ve heyecanla yapmaktalar, ama bir süre sonra bundan sıkılacaklar, biteviyeliğin bezdiriciliğine düşecekler. Bunlara kesinlikle yeni bir takım yöntemler gösterelim ki, işe aynı heyecanla devam edebilsinler.”
Dr. Ersek çok doğru söylüyordu. Eğer yaptığımız rutin çalışmada kendimizi aşma olanağını bulamazsak, kanıksayıp bazginliğe düşeceğimiz bir gerçekti. Bu hale geldikten sonra yapacağımız işten bir yarar sağlama olanağı da kalmayacaktı.
Bu nedenle rutin çalışmayı yürütmeye ” bilimsel” demeye hakkımız yoktur.
Çünkü Poztif Bilim, Tanrının yarattıklarının, evrende gelişen olaylardan atomların, moleküllerin davranışı ile canlı organizmalardaki olaylara kadar bütün evrendeki olayların hangi düzeneklere göre işlediğini, bunların hangi kural ya da yasalar doğrultusunda geliştiğini inceler. Bu yasaları bulmaya çalışır. Demek ki, Yaradanın koyduğu kuralları bulmaya çalışır. Bunun dışındaki hiç bir çalışmaya, pozitif bilim açısından, “bilim” ya da “bilimsel” demenin olanağı yoktur.
Bunu Poıncarré yukardaki sözleriyle ne kadar güzel özetlemiş!…
Oysa pek çoğumuz rutin çalışmalarını bir araya getirerek “bilimsel bildiri” olarak sunuyor ya da “bilimsel makale” olarak yayınlıyor.
Ben bir seferinde, bir yapay organın kullanış biçimini anlatan, bu cihaz için yazılmış tanıtmalık (prospektus) bilgisini çıktığı kürsüden okuyarak bilimsel(!) bildiri sunduğunu zanneden kişilere tanık oldum. Bu işlem belki bilinçsizce yapılıyor, ama bilim adına bir yüz-karasıdır.
Bilimsel çalışma, araştırma yoluyla yeni bir şeyler bulma ya da doğanın yasalarını keşfetme işine verilen addır. Bunun dışındakiler kendini aldatma yoluyla doyuma ulaşmaktan öte bir anlam taşımaz.
İşte bu yüzden, gençlere yaratıcı olmayı, yaratıcılığa götürecek yollarda çalışmayı önemle öneriyoruz. Rutin çalışma içinde bile kendini yinelememe, kendini sürekli aşma yollarını arayıp bulmanın gerektiğini söylüyoruz. Bu yol izlenirse hem kendileri, hem bilim dünyası, hem de bütün dünya kazançlı olacaktır.