Soğuk Sularda Avlanmış Bir Somon Balığı (!)
“Başkalarının deneylerinden yararlanmayı bilecek kadar akıllı kimse var mı şu dünyada?…”
Algernon Sidney
Bu gün Posta Gazetesinde bir sağlık haberi okudum. Türkiyenin sayılı hastanelerinden birinde çalışan bir hekim “damar hastalıklarını önlemek için soğuk sularda avlanmış balıkların tüketilmesi gerektiği” ni öğütlüyor. Bu balıkların adlarıyla haftada kaçar gram yenilmesi gerektiğini de bildiriyor.
Biliyorsunuz bir vakitler, cholesterol’ün yükselmesine neden olduğu için, balık yenmesi yasaklanmıştı. Sonradan Eskimolar ile Japonlar arasında atherosclerosis görülmediği ya da pek az gözlemlendiği keşfedilerek(!) balık yenmesinde bir sakınca olmadığı ilan edildi. Dahası balık tüketiminin atherosclerosis’i sağıttığı (tedavi ettiği) bildirildi. Şimdi de “Balık yiyin, ama soğuk sularda tutulmuş balıkları tüketin” denerek Eskimoların damar sertliği hastalığına yakalanmadıklarına gönderim yapılıyor(!)
Hadi, önce balık yenmesini yasaklayıp, sonradan serbest bırakılmasını bir yere kadar anlama olanağı vardır. Çünkü zararın bir yerinden dönülerek kara geçilmiştir. Lakin balık etinin atherosclerosis için bir şifa aracı, bir ilaç olarak gösterilmesi gerçeğin çok uzağında olduğunuzu gösterir. Bir de bunun üzerine soğuk su balıklarını bu iş için önermek iyice şaşırtıcı, şaka gibi bir davranıştır.
Artık herkesin de bildiği gibi atherosclerosis (damar sertliği) hastalığı bir Gene ile ilgili olarak ortaya çıkarak kuşaktan kuşağa aktarılmaktadır. Buna eğilimli ırklar söz konusudur. Örnekse bu hastalık Yahudi ırkında çok yaygındır. Buna karşılık Eskimolar ile Japonlar sözü edilen Gene’i taşımadıkları için hastalığa yakalanmazlar. Yoksa bu, söylendiği gibi fazlaca balık tükettiklerinden (hele soğuk su balıkları tükettiklerinden) ileri gelmemektedir.
İşin yeme, içme, kan cholesterol düzeyi ile bir ilgisi yoktur.
Öte yandan balık ile ilgili olsun, yumurtayla ilgili olsun yasaklamalar ile sonradan serbest bırakmaların bilimle uzaktan yakından bir ilşkisi yoktur. Oturduğumuz yerden “Olsa, olsa” yöntemi kullanarak kendimizce bilimsel(!) olan bir takım savları ortaya atıyoruz.
Bu biçimde davranış tıbba büyük zarar veriyor. Bunu bir türlü göremiyor muyuz?…
Efendiler!… Bilim adına söyleyecek birşeyleriniz yoksa, lütfen susunuz da, ne halka, ne de mensubu olduğunuz tıbba bir zararınız dokunsun!.
..