KALB-DAMAR HASTALIKLARINI ÖNLEME OLANAĞI VAR MIDIR?!…..

kalpkrizned.JPG

“Doğruluk ortaya çıkınca bütün eğrilikleri yutar!”
Mevlana
Kolesterol İcat edilmiş bir hastalıktır.
Shane Ellison (organik kimya uzmanı)

Televizyonlarda bir süredir bir reklamla karşılaşıyoruz. Bu reklamda ülkemizde her 2.5 dakikada bir kişinin kalb-damar hastalıkları yüzünden yaşamını yitirdiği anlatılarak, alınabilecek bazı önlemlerle bunun yüzde 80 oranında önlenebileceği, bunun için kalbini sevenlerin kırmızı giyerek konuya verdikleri önemi anlatmaları isteniyor. Ama hangi kalb-damar hastalığı ya da hastalıklarından söz ettiklerini açıklamıyorlar.

Bu reklamı verenlerin (bir kalb vafı ile bir yağ üreticisi) bir internet sitesi de var.

Kalb-damar hastalığı olarak 33 ten fazla, içine kalb tümörlerini de alan, hastalıktan söz etme olanağı vardır. Biz burada bunların tam bir dizelgesini vermeyi doğru bulmuyoruz. Çünkü bu okuyucuyu yok yere bunaltacaktır.

Yalnız söz hastalıklar için önlem almaya geldiğinde, bilmek gerekir ki yalnızca enfeksiyon çıkışlı hastalıklar için önlem alma düşünülüp söylenebilme olanağı vardır. Bunun dışındaki hastalıklar bizim araya girmemize meydan vermeden, bazı nedenlerden ötürü kandiliklerinden oluşurlar.

Sözünü ettiğimiz 33 ten fazla kalb-damar hastalığı içinde yalnız ikisi, kalb kapakları olan mitral ile aorta kapaklarının romatizma sonucu ortaya çıkan sonradan kazanılan (acquise) hastalıkları, enfeksiyona bağlıdır. Bilindiği gibi bunların başlıca nedeni romatizma olduğuna göre görülme oranları romatizmanınkiyle koşut olarak gider Romatizmanın bütün popülasyon için olasılık oranı binde 3 tür. Streptokoklar, özellikle ergin çağa erişmemiş çocuklarda bir boğaz anjinine neden olur. Bağışıklık sistemi buna karşı bazı bağışıklık maddeleri (antibodies) üretir. Bu bağışıklık maddeleri streptokoklara olduğu gibi bütün konnektiv dokulara, bu arada kalbe, eklemlere saldırır. Boğaz anjininden bir kaç yıl sonra kalb kapağı hastalıkları gelişir. Eklemlere saldırmaları sonucu da eklem romatizması olur.

Firengi (syphilis) de, erginlerde kalb kapağı hastalığına neden olur. Hastalığı yapan spirocheta pallidum vücuda girdikten yaklaşık üç ay sonra kalbe yerleşir. Bu hastalığın I. donemidir. Kalb kapağı hastalığı I. dönem ile IV. dönem arasında gelişir.

Çocuklarda gelişen streptokokların neden olduğu bademcik iltihabı, önce etkili antibiotiklerle sağıtılmaya çalışılır. Ama çocukta sık sık tekrarlayan bademcik iltihabı karşısında hekim bir cerrahi girişimle bademciklerin alınmasına (tonsillectomie) karar verebilir. Ancak bu kararın alınmasında gecikmeler olursa tekrarlayan boğaz anjini sonucu kalb kapakları hastalanacaktır. Bu kalb kapağı hastalığında alınabilecek önlem budur.

Ne var ki “kalbini sevip kırmızı giyinenlerin” internet sitesine girip konuyu incelerseniz, önlem alıp % 80 oranında önlenebilecek kalb-damar hastalığından yalnızca coroner kalb hastalığını, demek ki atherosclerosis’i amaçladıklarını açıkça görürsünüz. Doğal olarak önlem olarak kan cholesterol’ünü düşürmeyi önerip, bu arada iyi huylu ya da kötü huylu cholesterol’ü bol bol tartışıyorlar.

Bu günkü günde atherosklerozun da, buna bağlı olarak koroner kalb hastalığının da nedeni olarak bir gen gösterilmektedir. Bu geni taşıyan bazı ırkların koroner kalb hastalığına yatkınlığı biliniyor. Örnekse musevilerde bu hastalık yaygın olarak gözlemleniyor. Buna karşılık Japon ile Eskimolarda koroner kalb hastalığı enderdir. Buna göre bu hastalığa karşı önlem almak, hele bunun olasılığını % 80 oranında azaltabilmek söz konusu olamaz. Çünkü hastalık bir doğal yapı özelliğinden kaynaklanmaktadır.

Buna koşut olarak, koroner kalb hastalığı için kan cholesterol düzeyini suçlayıp, kandaki düzeyini düşürmeye çalışmak, hele bunun iyi ya da kötü huslusu ayrımına gitmek bu günkü bilginin ışığında tümüyle “abesle iştigal” dir.

Bir tacir kafası taşıyan yağ üreticisinin böyle bir girişimde bulunması bir yere kadar onaylanabilir. Bir yere kadar diyoruz, çünkü yapılan iş halkın sağşığıyla oynamaktır. Ancak buna, çevresinde bir çok kalb uzmanı danışman hekimlerin bulunduğu bir Kalb Vakfının eşlik etmesine aklımız eremiyor.

Bu güne kadar bir “kent efsanesi” ni yaygınlaştırarak, halk arasında anonim bir cholesterol neurosis’sine yol açılmış bulunulmaktadır. Demek ki halkın hem besin sağlığı, hem de zihin sağlığıyla oynanmış oluyor. Bunun yarardan çok zarar getirdiğini zaman içinde göreceğiz.

Bu gidişe “Dur!..” demenin zamanı gelmiş, geçmektedir. Lütfen, para kazanma uğruna halkın sağlığıyla oynamaya bir son verelim!…

—————————————————

İlgili Makaleler :

T A McCaffrey, B Du, S Consigli, P Szabo, P J Bray, L Hartner, B B Weksler, T A Sanborn, G Bergman and H L Bush, Jr : Genomic instability in the type II TGF-beta1 receptor gene in atherosclerotic and restenotic vascular cells. J. Clin. Invest. 100(9): 2182-2188 (1997). doi:10.1172/JCI119754.

Xiaosong Wang,Naoki Ishimori,Ron Korstanje,Jarod Rollins, andBeverly Paigen : Identifying Novel Genes for Atherosclerosis through Mouse-Human Comparative Genetics. The American Journal of Human Genetics, Volume 77, Issue 1, 1-15, 1 July 2005

Stewart-Phillips JL, Lough J, Skamene E. : ATH-3, a new gene for atherosclerosis in the mouse. Clin Invest Med. 1989 Apr;12(2):121-6.

Beverly Paigen, Deborah Albee, Patricia A. Holmes and Diane Mitchell : Genetic analysis of murine strains C57BL/6J and C3H/HeJ to confirm the map position ofAth-1, a gene determining atherosclerosis susceptibility. Biochemical Genetics Publisher Springer Netherlands, ISSN 0006-2928 (Print) 1573-4927 Issue
Volume 25, Numbers 7-8 / August, 1987

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*

Şu HTML etiketlerini ve özelliklerini kullanabilirsiniz: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <strike> <strong>