KAYIP KITA MU ile ATATÜRK….

2. İlk kez James Churchward tarafından ortaya atılan, Pasifik Okyanusu’nda bir kıtanın varlığı konusundaki görüş, çeşitli belge ve bulgular mevcut olmakla birlikte bir varsayım olmaktan öteye gidememiştir..jpg

“Beşikten mezara kadar bilim öğrenin.”
HZ. MUHAMMED (SAV)

İlk kez James Churchward tarafından ortaya atılan geçmişte üzerinde ileri bir uygarlığın bulunduğu, Pasifik Okyanusu’nda bir kıtanın varlığı konusundaki görüş, çeşitli belge ile bulgular var olmakla birlikte, henüz arkeologlar arasında yaygınlık kazanmamış bir görüş ya da bir varsayım olmaktan öteye gidememiştir. Türkler’in de Mu Kıtasından geldiği söylentileri de varsayım olarak eklenmiştir. Bu yüzden Mu Kıtası, Türkiye’nin ilk cumhurbaşkanı M. Kemal Atatürk‘ün buyruğu ile kurulan bir ekip tarafından araştırılmıştır.

Mu, Büyük Okyanus’ta yer aldığı savında bulunulan efsanevi batık kıtanın adıdır. Bilim çevrelerinde levha tektoniği konusundaki bilgi birikimi yardımıyla Atlantis gibi bir efsane olduğu konusunda görüş birliği vardır. Levha tektoniğine göre kıtaları oluşturan SiAl (silisyum/alüminyum) kayalar, okyanus diplerini oluşturan SiMG (silisyum/magnezyum) kayalar üzerinde “yüzerler”. Büyük Okyanus dibinde Mu kıtasını kanıtlayacak herhangi bir SiAl kayaya rastlanmamıştır.

Churchward’un savına göre Mu uygarlığını araştırmasına başlaması, Batı Tibet’teki, adını vermediği gizli bir tapınağın arşivlerinde bulunan, çok eski bir dilde yazılmış olan Naacal Tabletleri’ni okumasıyla başlamıştır. Söylediğine göre, bu tabletleri okuyabilme becerisini de yine o tapınakta bulunan bir Tibet rahibinden öğrenmiştir. Churchward sonraki yıllarda, mineralog ile arkeolog olan Dr. William Niven tarafından Meksika’da ortaya çıkarılan tabletler üzerinde çalışmıştır. Churchward’a göre, Mexico City yakınlarında 1921–1923 yılları arasındaki kazılarda keşfedilen bu 2600 tablet, Tibet’te öğrendiği Naga-maya dilinde yazılmıştı. Churchward’a göre bu tabletler 12.000 yıldan daha eskiydi.

Yaklaşık 50 yıl boyunca 20’den fazla ülkeye giderek Mu uygarlığı hakkında veri toplayan James Churchward ile Mu varsayımını destekleyenlerin Mu uygarlığı hakkındaki görüşleri kısaca şöyle özetlenebilir :
▪ Yeryüzünde insanın ilk ortaya çıktığı kıta Mu kıtasıdır.
▪ Mu kıtası kuzeyden güneye 3000 mil, doğudan batıya 5000 mil kadar uzanan,üç kara parçasından oluşan büyük bir kıtaydı.
▪ Günümüzde Polinezya, Mikronezya ile Melanezya takımadalarını oluşturan adalar, büyük olasılıkla bu kıtadan arta kalan kara parçalarıdır.
▪ Bu kıta, kıtanın altında yer alan gaz odacıklarının patlamalara yol açması nedeniyle, yaklaşık 12.000 yıl önce 64 milyon nüfusuyla birlikte sulara gömülmüştür.
▪ Bu kıtada 70.000 yıl önce tek tanrılı bir din bulunuyordu. Aynı tarihlerde Mu’lular öteki kıtalarda koloniler oluşturmaya başlamışlardı ki, anavatan dışındaki en büyük imparatorluk, başkenti günümüzde Gobi Çölü’nün uzandığı bölgede bulunan Uygur İmparatorluğu’ydu.
▪ Mu dininin öğretimini Naakaller adı verilen rahipler üstlenmişlerdi, bunların sembolizme dayalı bir öğretimleri vardı.[15]
▪ Mu dininin esası, Tanrı’nın tek oluşu ile ruhsal gelişim için sürekli olarak tekrar doğmak inanışına dayanıyordu.
▪ Atlantis’teki din Mu’nun tek tanrılı dininden başka bir şey değildir.
▪ “Ra” sözcüğü güneş anlamına gelirdi ki, daire ile anlatılan güneş simgesi, bir ad ile sıfat vermek istemedikleri, “O” diye seslendikleri Tek Tanrı’yı simgelemede kullanılırdı; Mu imparatoru da “Mu’nun güneşi” anlamında Ra-Mu adıyla anlatılırdı edilirdi. Ra sözcüğü sonradan öteki kıtalar ile Atlantis yoluyla Mısır’a da taşınmıştır.
▪ Dört ırktan oluşan Mu’lularda yazı dilleri farklı olmakla birlikte, konuşma dilleri ortaktı..
▪ Mu’lular günümüz uygarlığına oranla tinsel (manevi) alanlarda çok daha ileriydiler.
▪ Telepati, durugörü, çift bedenlenme, astral seyahat gibi, uygarlığımızda ancak kimi medyumlar ile mistiklerde görülebilen olağanüstü yetenekler Mu’lularda olağan yetenekler olarak vardı. (Bu, Churchward’un değil, bazı izleyicilerinin görüşüdür).
▪ Mu uygarlığının en önemli çöküş nedeni, “teşevvüş” adı verilen, bir aşamadan diğerine geçilirken yaşanan kargaşa dönemini atlatamamasıdır. (B.Ruhselman’a göre)

Genelde bu savların herhangi birini destekleyecek arkeolojik ya da antropolojik bulgu bulunmamaktadır. Mu dinine, kolonilerine (örnekse Uygur İmparatorluğu kolonisi fikri) ile Mu kıtasının nasıl battığına ilişkin savlar Mu varsayımını savunanlar arasında da genel geçer kabul görmemiştir, Bu konuda farklı düşünceler vardır.

Atatürk, 1930’lu yıllarda James Churchward’un kitaplarından haberi olur olmaz onun kitaplarını getirtmiş, içerdiği bilgileri kısa zamanda öğrenebilmek için bu kitapları 60 çevirmene kısım kısım bölerek hızla çevirtmiştir. Ardından Tahsin Mayatepek‘i Meksika’ya elçi olarak göndermiştir. Meksika’da Maya kültürünü inceleyen Tahsin Mayatepek, incelemeleri sonuncunda çok sayıda sözcüğün Türk ile Maya dillerinde aynı olduğunu saptamıştı. Bu sözcüklerden biri de Türkçe’deki “tepe” sözcüğüydü (Maya dilindeki karşılığı “tepek” idi, tepe anlamına geliyordu). Bunun üzerine Atatürk Meksika’ya elçi olarak atadığı Tahsin beyin soyadını “Mayatepek” olarak değiştirmiştir. Fakat Tahsin Mayatepek’in iki kültür arasında bulduğu ortak noktalar sadece sözcüklerden oluşmuyordu; her iki kültür arasında, Mayalar’ın ayyıldızlı davullarından, Şamanik kültüründen, kilim desenlerinden, simgelerinden tüy takma alışkanlıklarına kadar pek çok ortak nokta vardı. Tahsin Mayatepek, çalışmalarını belge ile fotoğraflarla 3 ciltlik bir defter halinde toplayarak Atatürk’e gönderdi. Bunların ikisi 1970′lere kadar TDK kütüphanesinde bulunuyordu (No:57-56) Üçüncü defter kayıptır. Bu defterlerde dini tören, ibadet ile tapınaklarda da benzerlikler bulunduğu belirtiliyordu.

Tahsin Bey, 1932 senesinde Atatürk’le kendi aralarında yaptığı söyleşilerden birinde kayıp kıta Mu ile Mayalardan söz etmiştii. Bu söyleşi, bir süredir bu konuda belirgin bir adım atmayı düşünen Atatürk’ü harekete geçirecekti.

Tahsin Bey, Atatürk’ün isteğiyle 1935 senesinde Meksika Büyükeliçiliği’ne atandı. Ancak Büyükelçi Tahsin Bey’in görevi çok daha farklıydı; Mustafa Kemal Atatürk Tahsin Bey’i Mu Kıtası, Mayalar ile Türkler arasındaki ilişkiyi araştırmakla görevlendirmişti.

Pek Çok Dilde Ortak Bir Sözcük

Kimi araştırmacılara göre Türkçe’de “baba” anlamına gelen ata sözcüğünün az çok ufak söyleniş farklarıyla dünyanın farklı kıtalarında yaşayan kavimlerin dillerinde bulunması, bunların hepsinde yine “baba” anlamına gelmesi, bütün bu kavimlerin geçmişte ortak bir kökeni olduklarını ortaya koymaktadır. Baba anlamına gelen birbirine yakın sözcüklerden, kullanıldıkları dillerden bazıları 1936’daki Türk Dil Kurultayı’nda şöyle saptanmıştır:
▪ 1- Türk Dilleri:
▪ • Uygur,Koybal,Kazan,Kırgız ve Batı lehçeleri………..Ata
▪ • Kuman, Televüt lehçeleri…………………………………Atta
▪ • Çuvaşça……………………………………………………..Atey
▪ • Kazanca…………………………………………………….Etey,ata
▪ • Altayca………………………………………………………Ada
▪ 2- Ön-asya Dilleri:
▪ • Sümer dili…………………………………………………..Ad,adda
▪ • Elam dili…………………………………………………….Atta
▪ • Mitanni dili …………………………………………………Atta(i)
▪ • Hitit dili………………………………………………………Atta
▪ • Luwi …………………………………………………………Tati
▪ 3- Hint-Avrupa Dilleri:
▪ • Grekçe………………………………………………………Atta
▪ • Latince………………………………………………………Atta,atavus
▪ • Got…………………………………………………………..Atta
▪ • Eski Nort……………………………………………………Atte
▪ • Eski Yukarı Almanca…………………………………….Atto
▪ • Eski Slavca………………………………………………..Atetz
▪ • Polap dili……………………………………………………Otay
▪ • Orta İrlanda dili…………………………………………….Aite
▪ • Votyak dili………………………………………………….Atay
▪ • Macarca…………………………………………………….Atya
▪ 4- Diğer dillerde:
▪ • Kalmuk dili…………………………………………………Atey
▪ • Bask dili……………………………………………………Aita
▪ • Eskimo dili…………………………………………………Atatak

Charles Berlitz’in saptadığı baba anlamlı sözcükler ile kullanıldıkları diller:
▪ • Malta……………………………………………………….Tata
▪ • Welsh………………………………………………………Tad
▪ • Roumani…………………………………………………..Thatha
▪ • Fiji…………………………………………………………..Tata
▪ • Samoa……………………………………………………..Tata
▪ • Tagalog…………………………………………………….Tatay
▪ • Quechua kızılderilileri…………………………………..Taita
▪ • Dakota (Siu) kızılderilileri………………………………Atey
▪ • Nahuatl kızılderilileri…………………………………….Tata,tahtli
▪ • Seminole kızılderilileri…………………………………..İntati
▪ • Zuni kızılderilileri…………………………………………Tatçu,taççu
▪ • Hurri dili……………………………………………………Atai
▪ • Kuzeydoğu Kafkas dilleri…………………………….Ada
▪ • Rusça……………………………………………………..Atets
▪ • Etrüsk……………………………………………………..Apa,ate

Kaynak : Vikipedi internet ansiklopedisi.

————————————————————-

İlgili Metinler :

James Churchward, Books of the Golden Age (1927)

James Churchward, The Lost Continent of Mu (1931)
Türkçe çevirisi: Kayıp Kıta Mu, Ege Meta Yayınları (2000)

James Churchward, The Children of Mu (1931)
Türkçe çevirisi: Batık Kıta Mu’nun Çocukları, Ege Meta Yayınları (2001)

James Churchward, The Sacred Symbols of Mu (1933)
Türkçe çevirisi: Mu’nun Kutsal Sembolleri, Ege Meta Yayınları

James Churchward, Cosmic Forces As They Taught in Mu (1934)

James Churchward, Second Book of Cosmic Forces of Mu (1935)

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*

Şu HTML etiketlerini ve özelliklerini kullanabilirsiniz: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <strike> <strong>