FETAL HEMOGLOBİN….

hemoglobin-molekul.jpg>“Wir müssen wissen, wir werden wissen. (Bilmeliyiz, bileceğiz.)”
David HILBERT
1930′da Göttingen Üniversitesi’nden emekli olan matematikçi David Hilbert, aynı yıl Königsberg’in fahri hemşeriliğine seçildi. Hilbert’in bu seçim nedeniyle yaptığı Naturerkennen und Logik (Doğanın Anlaşılması ve Mantık) başlıklı konuşmasının son tümcesi yukardaki gibidir.

Hemoglobin, kanda solunum organından dokulara oksijen, dokulardan solunum organına ise karbondioksit ile proton taşıyan protein. Eritrositlerin (kırmızı kan hücreleri) içerisinde bulunur. Oksijeni +2 değerlikli demir içeren hem molekülleri ile bağlar. Başlıca sentez yeri eritrosit üretimi sırasında kemik iliğidir. Yaş, cinsiyet ile türe göre küçük farklılıklarla da olsa kanda belli bir değerin altında bulunmasına anemi, yüksek miktarda bulunmasına ise polisitemi denir. Hemoglobinin prostetik grubu hem, proteiniyse globulindir.

Fetal Hemoglobin (ya da Britanya İngilizcesine göre Foetal Hemoglbin. Buna Hemoglobin F ya da HbF de denir) ana rahmindeki fetusun son yedi ayında başlıca O2 taşıyıcısıdır. Görevsel olarak Fetal Hemoglobin erginde bulunandakinden farklıdır. Fetal Hemoglobinin oksijen yüklenme için çekim gücü (affinitesi) normal hemoglobinden daha yüksektir. Bu gelişmekte olan fetusun annenin kan dolaşımından daha kolaylıkla O2 almasını sağlar.

Yeni doğanda fetal Hemoglobin, doğum sonrası yaşamının on iki haftası içinde hemen hemen tam olarak ergin hemoglobiniyle yer değiştirir. Demek ki bütün kırmızı kan hücreleri yeniden yapılır. Bu yer değiştirme sırasında eski kırmızı kan hücreleri dalakta (retiküloendotelyal sistem) parçalanır. Ortaya çıkan Fetal Hemoglobin büyük miktarda bilirubini (*) kana verir. Bilirubin karaciğerde tutularak işlenir. Ama ortamda karaciğerin işleyeceğinden çok bilirubin vardır. Bu serbest bilirubin de yeni doğanda fizyolojik sarılık dediğimiz durumun ortaya çıkmasına neden olur. Yeni doğan sarılığı 4 günde en yüksek düzeye erişir. Sonra giderek azalarak 8 inci günde kaybolur. Eğer sarılık karın bölgesini aşıp bacaklara, ayaklara, sonunda ellere kadar uzanıp, bir hafta- on gün içinde gerilemezse ya da kandaki bilirubin düzeyi sürekli 22 mg/dLt geçerse Kernicterus denilen, beyinde hasar yapan durum ortaya çıkabilir.

Fetal Hemoglobin oluşumu, orak hücreli anemi gibi hastalıkların sağıtımı için, farmakolojik olarak yeniden canlandırılabilir.

300px-HbA_vs_HbF_saturation_curve.pngYandaki resimde Fetal Hemoglobinin satürasyon eğrisi (mavi) görülüyor. Bu eğri, ergin hemoglobin satürasyon eğrisine (kırmızı) göre daha sola kaymıştır. Bu da Fetal Hemoglobinin O2 çekim gücünün (affinitesinin) daha yüksek olduğunu gösterir.

Uterus dışı yaşamda hemoglobin oksijeni akciğerlerde yüklenir. Bunun için O2 ile hemoglobin arasında alveol duvarı epiteli, kapiller damar epiteli ile kırmızı kan hücresi duvarı vardır. Alınacak O2 de alveolün içinde serbest gaz halinde olup bir yere bağlı değildir. Burada hemoglobindeki oksijenin parsiyel basıncı da düşük olduğundan alış-veriş kolay olur.

Buna karşılık fetal yaşamda O2 gazı değişimi, ana rahmine yapışık olan plazentada olur. Fetusun okijenden fakir kanını taşıyan kapiller damarlar annenin arteryel kanını taşıyan kapillerler ile karşılaşacaktır. Bu durumda fetal Hemoglobin ile anne hemoglobini arasında her iki tarafın kırmızı kan hücresi duvarları ile her iki kapiller duvarın epiteli vardır. Üstelik anne tarafındaki O2 hemoglobine bağlı durumdadır. Annenin kanına göre fetus kanındaki O2 parsiyel basıncı düşük olmasına karşın, bu durumda O2 alış-verişinde, anlatılan nedenlerden ötürü, bir zorluk söz konusudur. İşte Fetal Hemoglobinin O2 çekim gücünün (afinitesinin) ergin hemoglobinindekinden yüksek olması, O2 nin fetus kanına geçmesini sağlar. Bu yüzden Fetal hemoglobin, ergin hemoglobininden farklı olarak yaratılmıştır.

Fetal Hemoglobinin O2 çekim gücünün daha yüksek olması, ortamda bulunan 2,3-bisphosphoglycerate (2,3-BPG ya da 2,3-DPG) ile etkileşime girilmesiyle anlatılmaya çalışılır. Bu madde hem fetal, hem de ergin kırmızı kan hücrelerinde bulunur. Ama ergin hemoglobini etkileyerek onun O2 çekim gücünü azaltır, Fetal Hemoglobine etki yapmaz. Bunun nedeni şimdilik bizim için bir doğa gizidir. Ya da böyle bir etki gerçekte yoktur!… Aslında çıplak olarak ergin hemoglobinin O2 için çekim gücü ekivalan Fetal Hemoglobinden fazladır. Ama bu gücü 2,3-BPG azaltır denilmektedir.

Bazı genetik anomaliler ergin hemoglobini sentezinin tetiklemesini bozulmasına neden olabilir. Bu, Fetal Hemoglobinin Heriditer Olarak Kalıcılığı (FHHK) olarak bilinen durumu ortaya çıkarır.

—————————————————————–

(*) Bilirubin, etçil hayvanların safrasındaki boya maddesidir.
Alyuvarların dalakta yıkımı sırasında hemoglobin moleküllerinin parçalanmasıyla oluşur. Karaciğere gelir, safra olarak dışa verilir. Kansızlık durumlarında ya da safra yollarının tıkanmasında kanda bilirübin yükselir. Karaciğerin yangılı hastalıklarında görülen sarılık, bilirübin artışına bağlıdır. Bilirübin vücuttan bağırsaklar ile idrar yoluyla atılır.

Bilirubin, insan safrasının esas pigmentini oluşturur, altın sarısı rengini verir. Büyük oranda parçalanmış eritrositlerin hemoglobinlerinden kaynaklanır (%75). Bu yıkım retiküloendotelyal sistemde olmaktadır. Bilirubinin glukuronik asit ile sülfürik asitle oluşturduğu esterlere konjuge (direkt) bilirubin adı verilir. Kandaki bilirubinin bir kısmı proteinle kompleks oluşturur. Buna da serbest bilirubin adı verilir. Posthepatik bilirubinler direkt bilirubinler olup laboratuvar analizlerinde verilen kimyasal maddelerle doğrudan reaksiyona girer. Prehepatik bilirubinler ise indirekt bilirubinler olup laboratuvar analizinde de reaksiyon oluşturmak için metil alkol ilavesi gerekmektedir.

Bebeklerde doğumdan sonraki ilk bir kaç gün içinde fizyolojik olarak bilirubinlerde artış olmaktadır. Bu duruma yenidoğan sarılığı denmektedir. Yükseklerde bulunan, bu duruma alışık olmayan kişilerde de serum bilirubini artabilir. Yine uzun süre fenobarbital kullanan kişilerde serum bilirubin düzeyleri normal değerlerin altında çıkabilir.

İndirekt (unkonjuge) bilirubin suda çözünmez. Kanda albumine bağlı olarak dolaşır. İndirekt bilirubin toksiktir. Kandaki seviyesi arttığında beyindeki bazal gangliyonlarda birikerek özellikle çocuklarda kernikterusa neden olabilir. Direkt(konjuge) bilirubin karaciğerde konjuge olmuş bilirubindir. Suda çözünür. Böylece safraya atılabilir. İndirekt bilirubinden daha az toksiktir. Kandaki seviyesi yükseldiğinde böbrekten süzülerek idrarla atılabilir.

Kaynak : Wikipedia

—————————————————————-

İlgili Makaleler :

SH Boyer, TK Belding, L Margolet, and AN Noyes : Fetal hemoglobin restriction to a few erythrocytes (F cells) in normal human adults. Science, Vol 188, Issue 4186, 361-363.

L. Thein, M. Sampietro, K. Rohde, J. Rochette, D. J. Weatherall, G. M. Lathrop, and F. Demenais : Detection of a major gene for heterocellular hereditary persistence of fetal hemoglobin after accounting for genetic modifiers. Am J Hum Genet. 1994 February; 54(2): 214–228.

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*

Şu HTML etiketlerini ve özelliklerini kullanabilirsiniz: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <strike> <strong>