SONAT ile SENFONİ Arasındaki İlişki….

crr-senfoni2.jpg
“Sanat eseri hem bir saat gibi içinde bulunduğumuz zamanı, hem de bir pusula gibi gidilmesi gereken yönü işaret etmelidir.”
Fazıl Hüsnü DAĞLARCA

SONAT- (İtal. Sonata) Onaltıncı Yüzyıl sonların doğru çalgısal, demek ki yalnız çalgılarla çalınan “canzon = şarkı”nın gelişmesi ile meydana gelmiş bir müzik türüdür. Bölümleri şöyle sıralanır: Çabuk kısım, Yavaş kısım, (Adagio, Andante) – Menuett (Scherzo) – Yine Çabuk kısım (Allegro). Bir sonat bölümü ya da tümcesi ise şöyledir : Birinci parti iki temel temadan oluşur, ikinci parti, birincideki temaların serbest biçimde değiştirilmeleriyle yazılır. Üçüncü parti birinci ile ikinci temaların tekrarından, bölümün final notlarından ibarettir (A-B-A şematik yapılanması). Her parti arasında köprü görevi gören geçişler vardır. Sonat her müzik aleti için yazılabilir. Fakat genelde keman, piyano gibi çalgılar için yazılır. Solo sonatlar genelde piyano içindir. Bach`ın yalnız keman için sonatları da vardır. Piyano bu türde en güzel eşlik sazıdır. Senfoni, konçerto ile oda müziği yapıtları biçimlerini (formlarını) sonattan almışlardır.

SENFONİ - (Yun. Sinfonie, İtal. Sinfonia) Ortaçağda genellikle şarkı, melodi gibi müzik biçimlerine bu ad verilirdi. Rönesans ile Barok devirlerinde ise sadece aletlerle sunulan müzik parçası anlamına gelirdi. Sonraları opera, oratoryo ile kantatların baş ile ortalarında çalınan çalgısal bölümlere senfoni dendi. A. Scarlatti ile Lully kilise ile oda senfonileri yazdılar. Bunlar sonat formunda, demek ki iki ya da üç, bölümlük yapıtlardı. Birinci bölüm yavaş, ikincisi çabuk, üçüncüsü yine yavaş olarak yazılırdı (A-B-A şematik yapılanma). Büyük orkestrayla beraber Onsekizinci Yüzyılda yeni senfoni biçimi doğdu, hareketler ile biçim klasik bir hal aldı. Berlin, Mannheim okullarının yetiştirdiği besteciler bu müzik türünde yapıtlar verdiler. Özellikle üç Viyana klasikleri; Haydn, Mozart, Beethoven, bu türün en yetkin bestecileri oldular. Haydn orijinal isimleri içeren 160 kadar senfoni yazdı. Mozart son orkestra yapıtı olan “Jupiter” senfonisi, Haydn`ın klasik biçemdeki senfonileriyle Beethoven`ın her biri yeni bir fikir sunan anlamlı ile konulu senfonileri arasında bir köprü görevi gördü. Beethoven`in dokuz senfonisinden ilk ikisi Mozart etkisi gösterir. Ondokuzuncu Yüzyıl ortalarına doğru edebiyatla başlayan romantizm her sanat dalında olduğu gibi müzikte de etki yaptı. Schubert`le beraber senfoni türünde de kendisini gösterdi. Schubert 9 senfoni yazdı ki bunlardan 8`incisi “Bitmemiş” adıyla anılır. Brahms ile Bruckner gibi Alman besteciler Beethoven`dan etkilenerek yapıtlarını yazmışlardır. Öte yandanFransız bestecisi Berlioz ile Franz Liszt programlı senfoniyi tanıttılar. Programlı senfoni, önceden hazırlanmış bir konuyu program içinde kalarak, müzik çalgıları aracılığıyla dinleyiciye sunmaktır. Bu tür yapıtlar anlatım içerirler. Programlı senfoninin geçmişinin çok eskilere dayanmasına karşın bu yolda ilk bellibaşlı yapıt veren sanatçı Berlioz`dur. “Symphonie Fantastique”, “Romeo ile Juliette” gibi yapıtları bu türe birer örnektirler. Liszt`in “Dante” ile “Faust” senfonileri, “Mazeppa”, Les Preludes” gibi senfonik şiirleri de bu biçemde eserlerdir. Richard Strauss`un “Till Eulenspiegel`in Şen Maceraları”, “Don Juan”, “Zerdüşt Dedi ki…” senfonik şiirleri de bu biçeme birer örnektirler.
Her ulustan besteciler senfonik yapıtlar yazmışlardır. Bunlardan Rusya`da Çaykovski, Çekya`da Smetana ile Dvorak, ingiltere`de Edward Elgar, İtalya`da Respighi, Finlandiya`da Sibelius en önemlilerindendir.

Özetle senfoni, orkestra için yazılmış bir sonat, bir orkestra sonatıdır.

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*

Şu HTML etiketlerini ve özelliklerini kullanabilirsiniz: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <strike> <strong>