TAKIM OLARAK ÇALIŞMA DUYGUSU….

www.resimmax.com_voleybol_resimleri.jpg

“Her bir kürekçi küreği kendi bildiği yöne çekerse tekne ileri doğru gitmez.”
Swahili atasözü
“Tek bir ok kolayca kırılır, ama on oktan oluşan bir desteyi kıramazsınız.”
Japon atasözü
“İnsanlar birlikte çalışıp üstün başarıya ulaşabilirler, eğer sonunda ödülü kimin alacağını düşünmezlerse…”
Dwight D. Eisenhower (IKE)

Herhangi bir takımın (Fr. équipe; İng. team) üyesi olmak, o takımın içinde çalışmak, bazı özellik ile ayrıcalıkları gerektirir. Bu takım, bir sportif olayı gerçekleştirmek için biraraya gelmiş olabileceği gibi, söz gelimi bir cerrahi girişimi başarıyla yürütmek için de toplanmış olabilir.

Her takımda üyelerin belli yerleri ile görevleri vardır. Yapılmakta olan işin gereğine uyularak birbirlerine yardımcı olup, yapılan eylemi başarıya götürebilmek için çaba harcarlar. İçlerinden biri “baş” tır. Takım üyelerinin hepsinin aynı düzeyde başarı göstermesi uygun olursa da, uygulamada bu uygunluğa her zaman ulaşma olanağı bulunamayabilir. Bu durumda takımın başarısı, “bir zincirin gücü en zayıf halkasıyla ölçülür” ilkesi doğrultusunda en az başarı gösteren üyesinin düzeyinde kalacaktır. Bunun için, takım üyelerinin seçimiyle görevli, ama çoğu kez takım dışında olan “tek seçici” nin (*) çok dikkatle çalışarak seçimini gerçekleştirip, takımı oluşturması gerekir.

Takım üyeleri birbirleriyle çekişme ya da yarışma içinde olmamalıdır. Demekki, söz gelimi en başarılı üye bu başarının altında kalan başka bir üyeye kızıp, onu kınayamaz. Tersi bir durum olarak başarısız bir üye kıskanölık yüzünden başarılı bir üyeye köstek olamaz (İş Yeri Terörü = Mobbing). Buna benzeyerek takımın elde ettiği başarı sonucu ödülü kimin alacağını de hiç akıllarına getirmemeleri gerekir. Bunlar takımın başarı düzeyini düşürecek davranışlardır.

Takım çalışması konusunda daha kesin kanı elde etmek için en iyi örnek canlı organizmasının incelenmesidir. Buradaki takım üyeleri karaciğer, akciğer, kalb, mide, bağırsaklar vb gibi organlardır. Bunlara eller, ayaklar ile kollar ile bacakları ekliyebiliriz. Sayılan bu organların bir de “baş” ı vardır. O da beyindir. Organizmada bu organların uyum içinde, yardımlaşarak birbirleriyle çelişip, çekişmeden nasıl uyum içinde çalıştıklarını bilmeyen yoktur. Bunlardan hiç biri doğal gidiş içinde bir ötekiyle uygun olmayan ilişkiye girmez. Hastalanma durumu dışında, Tanrının buyruğu doğrultusunda başarıyla organizmayı ayakta tutarlar. Hastalıktaysa organlardan kurulu bu takım, kaçınılmaz bir biçimde hastanmış olan organın başarısı düzeyine inerek sonuç alacaktır.

Görüldüğü gibi canlı organizmasının çalışması, herhangi bir takımın çalışma düzenine çok benzer biçimde yürür. Ama hiç akıldan çıkarmamalı ki, burada “tek seçici” olan Tanrıdır. Bu yüzden de takımdaki üyeler (organlar) en üst düzeyde başarı göstermek için, dahası yedeklenerek seçilmişlerdir.

Bu konuda başka bir yöne dikkatleri çekmek isteriz. O da gelişmekte olan çocuklarımızın takım çalışması duygusuna sahip olarak yetiştirilebilmesidir. Yaşamları boyunca başarılı olabilmeleri için bu duyguda olmaları gereklidir. Çünkü ne iş yaparlarsa yapsınlar bir takıma üye olarak bunu yürüteceklerdir. “İş Yeri Terörü = Mobbing” dediğimiz kötü alışkanlık, takım halinde çalışmanın kurallarını bilmeyen, daha doğrusu öğretilmemiş kişilerce gerçekleştirilir. İş yerlerinde görülme oranı da, hemen hemen tamamına yakın denebilecek kadar yüksektir. Bunun sonucu takımın başarısı çok aşağılara düşer. Burada baş sorumlu “tek seçici” dediğimiz kişi ya da kurullardır. Bu yüzden işe eleman alınırken yapılan görüşmelerde (mülakatlarda) bir psikiatristin bulunması gerektiğini her zaman savunduk. Böylece adayın karakter yapısı incelenerek, uygun olanların işe alınması gerçekleştirilebilecektir.

Çocuklarımıza takım çalışması duygusunu aşılayabilmek için onları bireysel değil de takım olarak gerçekleştirilen spor dallarına (voleybol, hentbol, basketbol, fudbol vb gibi) yönlendirmemiz gerekir. Bireysel sporlar (tenis, yüzme, boks, güreş vb gibi) çocuğun içine kapanık olarak gelişmesine neden olabilir. Hele bir de şizoid yapıda olması söz konusuysa, iyice uyumsuz (asosyal) bireyler yetiştirmiş oluruz. Böyle yetişmiş çocuklar bir işe girdiklerinde “zincirin en zayıf halkası” durumundadırlar. İş Yeri Terörü eylemleri de bunlardan kaynaklanır. Çalıştığı yerde üst basamaklara ulaştığında çevresindeki takım arkadaşlarına destek olacağına köstek olmaya başlar.

Çocuğun zekasının gelişmesi, karakterinin oluşması kadar önemlidir, bir takım üyesi olarak çalışabilme niteliği…

Bunu hiç akıldan çıkarmamak gerekir. Çünkü kişinin yaşamdaki başarısı sıkı sıkıya bununla ilgilidir.

————————————————————

(*) Tek Seçici : Bir takıma girecek sporcuların seçiminde yetkili olan kimse. (Türk Dil Kurumu)

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*

Şu HTML etiketlerini ve özelliklerini kullanabilirsiniz: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <strike> <strong>