BEBEKLER ile Onların SU GEREKSİNİMİ HAKKINDA…..

bebek52su4.jpg
“insanlığın, gerçeğe ihtiyacı vardır.”
BACON

Konu belki daha da eskidir ama benim anımsadığım 20 yıldan bu yana çocuk sağlığı ile hastalıkları uzmanı hekimler anne sütüyle beslenen bebeklere fazladan su verilmemesini öneriyorlar. Dediklerine göre, anne sütündeki su bebeğin günlük gereksinimini yetermiş. Aynı durumun mama ile beslenen bebekler için de geçerli olduğunu söylüyorlar. Kurallarına uyularak hazırlanan mamalar bebeğin günlük gereksimini karşılayacak kadar su içermekteymiş. Bu öneriler bazı annelerce kesin emirler gibi algılanıp, yürürlüğe konuyor,

Toplum olarak bize sunulan bilgiler konusunda “acaba doğru mu?…” sorusu hiç aklımıza gelmediğinden, sunulan önerileri emir belleyip, katı bir biçimde uygulamaya koyuyoruz. Hekimler de fazla ayrıntı ile irdelemeye girmeden bir sonuç bildirgesi niteliğinde önerilerini ortaya koyuyorlar.

İyi de, çocuk sağlığı ile hastalıkları uzmanlarının, ana sütü dışında verilecek su için ileri sürdükleri sakıncalar nelerdir?…

Bunlar iki noktada odaklanıyor :

● İçme suyuyla birlikte bazı bakterilerin, örnekse ishale neden olan bakterilerin bebeğe verilebilme olasılığı… Aslında bunu önlemek için alınacak önlem çok basittir. Bir düdüklü tencereye (bildiğimiz açık tencereyle kaynatma değil) içme suyu konur, et pişirir gibi on dakikaya ayarlanır. Bunun sonucu elde edilecek su, ameliyathane malzemesinin sterilizasyonun eşdeğeri olan buharlı otoklav işleminden geçirilmiş olur. Demek ki su ameliyat alanında kullanılabilecek sterilizasyon değerini kazanmış, o denli bakteriden arınmış olur.

● Fazladan su alan bebeğin iştahının kaybolarak, beslenmesinde aksama olması kaygısı.

Bunların dışında hiç bir karşı çıkma gerekçesi gösterilmiyor.

Günlük ana sütü alımı ile bebeğin, vücut yüz ölçümüne göre hesaplanan günlük su gereksimine göz atarsak, bu ikisinin hacım olarak birbirine hemen hemen denk geldiğini görürüz. Demek ki bebek ana sütüyle kendine gerekli olan suyu hacım olarak almaktadır.

● 0 – 3 aylık bebeğin günlük su gereksinimi = 375 cc.
Ana sütüyle aldığı günlük su = 380 cc

● 3 – 9 aylık bebeğin günlük su gereksinimi = 750 cc.
Ana sütüyle aldığı günlük su = 720 cc

Alinması gereken ile alınan günlük su niceliklerinin başabaş gibi olduğu görülmekte. Bunlar, normal koşullar için gerçek matematiksel sonuçlardır.

(Tıbba matematiğin girmesi için uğraş verenlerden biri olarak, meslekdaşlarımın öteki tıbbi konularda da, burada olduğu gibi matematiğe önem vermelerini dileyip, umuyorum.)

Ama bakın bir bebek hangi yollardan su kaybedebiliyor :

İdrarla. Gündelik su kaybının ölçülebilen, bundan ötürü günlük su gereksimini gösteren rakkamın temelini oluşturan bu bölümdür. Su eksikliği (dehydratation) durumunda hacmi azalarak içinde kristaller oluşmaya başlar. Bu kristaller idrar yollarında “kum” oluşumuna neden olur. Su eksikliğinde idrar hacmi azalınca, birlikte dışarı attığı maddelerin yoğunluğu da artar. Doğa bunu önlemek. idrarı normal yoğunluğuna getirebilmek için vücuttan daha fazla su çeker. Bu da su eksikliğinin artmasıyla sonlanır. Demek ki bir kötüdöngü (fasit daire) oluşumu söz konusudur.

Terlemeyle. Terlemeyle kaybolan suyun hacmini ölçme olanağı yoktur. Yazın sıcak havalar yüzünden. kışın aşırı kaygılı annelerce bebeğin gereğinden fazla kalın giydirilmesi sonucu bu yolla su kaybı artar. Bebeğin yaşamakta olduğu ortamın ısısı da bunda etkili olur.

Solunum Yoluyla (perspiratio insensibilis). Bunun ölçülmesi olanaksızdır. Bebeğin yaşadığı ortamın havasının bağıl nem oranı düşükse, bu yolla su kaybı hatırı sayılacak ölçüde artacaktır. Bu daha çok kışın kaloriferle ısıtılan ortamlar ile yazın kuru havalarda görülür. Bu yüzden bebeğin bulunduğu ortamın bir higrometre aracılığıyla bağıl nem oranının aralıklarla saptanması yararlı olur.

Dışkıyla. Normal olarak ister katı olsun isterse sulu olsun dışkıyla da belli hacimde su kaybedilir, Burada da kaybedilen su hacmini ölçme olanağı, en azından sağlıklı bir biçimde ölçme olanağı yoktur. Elbette ishal durumunda bu kayıp artacaktır.

Kusmayla. Bebek illaki hasta oluca kusmaz. Normal koşullarda da, örnekse regürjitasyonlarda da kusma görülebilir. Bunun sıklığı ile hacmi gözden kaçırılırsa vucutta su eksikliği meydana gelebilir.

Salya Kaybıyla.Bilindiği gibi bebek, uyurken ya da uyanıkken zaman zaman ağzının dışına salyasını çıkarır. Anneleri de bunu uygun biçimde silerek temizlerler. Bu yolla su kaybı az olmakla birlikte, yok sayılamaz.

Bebeğin doğal olarak yaşadığı ortamın bir kuvöz duyarlılığıyla denetim altında tutulması olanağının olamayacağı düşünülürse :

Yukarda bebeğin ana sütüyle su alımı ile gereksinimini gösterdiğimiz çizelgedeki başa baş gelen duyarlı denge bu anlattıklarımızla olumsuz yönde hemen bozulabileceği anlaşılır. Bu durumda bebekte su kaybı (dehydratation) dediğimiz durum ortaya çıkar. Su kaybıyla organizmada olacaklar, bebeğin iştahasının kaybı ile suyla alabileceği hayal edilen (çünkü su kesinlikle en iyi biçimde sterilize edilebilir!..) bakteriler yüzünden olabileceklerden çok daha ciddi durumlardır.

Bu yüzden, her türlü olasılığa karşı, ana sütüyle beslenmekte olan bebeklere aralıklarla damlalıkla su vermek yararlı olacaktır. Verilecek suyun hacmi gündelik su gereksimi hacminin en az yarısı kadar olmalıdır. Elbette bu su hacminin dehydratasyon olgularında arttırılması gerekecektir. Gerçi fazla suyun hiç bir zararı olmaz. Yukarda belirtilen yollardan fazla su hemen dışarı atılır. Ama bunun karşısında dehydratasyon çok daha sıkıntılı, uğraştırıcı aksaklıklara yol açabilir.

Bunlardan belki de en önemlisi yeni doğanın fizyolojik sarılığı sırasında susuz kalmasıdır. Bunun sonucunda kandaki biluribin oranı hızla artarak kernicterus denilen, beyin hasarı ile sonlanan durumla karşılaşılabilir. Demek istiyoruz ki susuzluk (dehydratation), bir parça fazla suyun hiç yapamayacağı, çok daha önemli fizyopatolojik aksaklıklara neden olur.

Bu bakımdan biz bebeklerde anne sütü dışında su verilmesinin yasaklama derecesinde önlenmesini anlamakta güçlük çekiyoruz. Bu belki de, tıpta zaman zaman karşılaştığımız dogmatik moda(!) görüşlerden biri olsa gerektir diye düşünüyoruz!…

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*

Şu HTML etiketlerini ve özelliklerini kullanabilirsiniz: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <strike> <strong>