“New Orleanslılar, zihinlerini sürekli dolduran dans etme fikri yüzünden, ele avuca sığmayan bir halktı.”
William Charles Cole Claiborne
Luisiana eyaletinin ilk Amerikalı valisi
Araştırmacı ile tarihçiler jazz’ ın tarihçesi konusunda hala yeni bilgilere ulaşıyorlar. Çünkü bu konuda değişik fikirler vardır. Biz bu güne kadar bilineni incelemeye çalışacağız. Jazz’ ın doğum yeri New Orleans olduğu için, önce bu kenti mercek altına almak gerekecektir.
Jazz’ ın Kökeni; 1895 Öncesi.
New Orleans’ ın kolonial dönemden kök alan benzersiz tarihi ile ekinine (kültürüne) bir göz atmak, New Orleans Jazz’ ının gelişiminin karmaşık koşullarını anlamada yararlı olacaktır. Kent 1718 yılında Fransız Louisiana kolonisinin bir bölümü olarak kuruldu. Louisiana toprakları 1763 te İspanyaya terkedilmişse de 1803 te tekrar Fransaya dönmüştür. Bundan hemen sonra Fransa koloniyi Birleşik Devletlere sattı.
New Orleans, Eski Dünya ile ekinsel ilgiler bakımından, genç Birleşik Devletlerin geri kalanından büyük ölçüde farklıydı. Creole(*) ekin Protestan ile İngilizce-konuşan ekinden çok Katolik ile Fransızca-konuşan bir ekindi. Yaşam görüşüne iyi yemekler, iyi şarap, müzik ile dans eğemendi. Sık sık şenlikler (festivaller) düzenlenirdi.
Koloni ekini sadece Avrupadan değil, ama Afrikadan da etkilenip, zenginleşiyordu. 1721 den önce New Orleans toplumunun % 30 unu Batı Afrikadan getirilen köleler oluşturmaktaydı. 1700 lerin sonunda kentin nüfusunun yarısından fazlası ister köle, isterse özgür Afrika kökenlilerden oluşuyordu.
Louisiana’ nın satılmasından sonra, İngilizce-konuşan Anglo ile Afrikalı Amerikalılar New Orleans’ a üşüştüler. Bu yeni gelenlerin bir bölümü, ekin sürtüşmesi nedeniyle, Canal Street’ in yukarı tarafı ile neredeyse French Quarter’ in (Fransız Mahallesi – Vieux Carré denen yer) tamamını doldurdular. Bu bölgeye “uptown”, eski Creol bölgesine de “downtown” adı verildi.
Etnik ayrılık, 19 uncu yüzyıl boyunca, iç savaştan önce bir çok Alman ile İrlandalı göçmenin gelmesiyle daha da arttı. Bunlara daha sonra bir miktar İtalyan göçmen de katıldı. New Orleans’ taki Avrupalı göçmenler yalnızca güney bölgesine yerleştiler.
Kentte değişik ekin ile ırklardan gelen topluluklar iç içe yaşadıklarından ekinsel etkileşim kolaylaşıyordu. New Orleans’ ta, öteki bir çok kentte olduğu gibi tek ekinli getto’lar yoktu.
New Orleans’ ın alışılmadık tarihi, ayrı yaşam görüşü, zengin etnik ile ekinsel makyajı, ekinler arasındaki etkileşim, belirgin geleneklerin gelişimine yol açtı. Kent festivalleri, yiyecekleri, özellikle de müziği ile ünlüydü. Her etnik grubun çok etkin müzik ortamı olup, bu yolla jazz’ın ilk gelişimi ortaya kondu.
Jazz’ ın erken dönemde etnik etkilenimi, Afrika dansları ile davulları yoluyla olmuştur. On sekizinci yüzyılın ortalarında, köleler özellikle pazar günleri kentin surları dışında özel bir pazar yerinde toplanırlardı. Sonradan bu toplantı yeri, Afrika dansları ile Afrika müziği ile ünlü olan Congo Square (Kongo Meydanı) adıyla anılmaya başlandı.
Gerçi Congo Square’ dekl danslar iç savaştan önce sona erdi. Bunun yerini, 1880 lerde Afrikalı-Amerikalı müzik geleneği ile buna ilişkin ekinsel öğeler aldı. Mardi Gras Indians kara derililerce kutlanırdı. Bunun üyeleri Amerikan Yerlileri gibi maske takarak Mardi Gras günlerinde Amerikalıları kutsuyorlardı. Mardi Gras Indian müziği erken jazz’ ın bir bölümünü yapar. Louis Armstrong ile Lee Collins gibi bir çok erken jazz figürü, gençliklerinde Mardi Gras Indian toplu yürüyüşlerinden etkilenmişlerdir.
New Orleans müziği, iç savaş sonrası Birleşik Devletlerde çoğalan popüler müzik formlarından da etkilenmiştir. Bando toplulukları 1880 li yıllar sonlarına doğru Amerikada ortalığı kasıp kavurmaktaydı. Amerikada Ulusal yarar için, yürüyüş bandoları, kısıtlandırılmıştır. Gene aynı nedenden ötürü Afrikalı-Amerikalı geleneğinden kaynaklanan, cakewalks ile minstrel gibi müziklerde de kısıtlanmaya gidildi.
Jazz Gelişiminin Erken Dönemi – 1890 dan 1917 ye
Mızıka takımları, ülkenin öteki yörelerinde olduğu gibi, New Orleans’ ta da çok büyük popülarite kazanmıştı. New Orleans mızıka takımları 1880 lerde, içlerinde çok iyi eğitim görmüş müzikçileri barındırıyordu. Bunlar konserler, geçit resimleri ile danslarda büyük başarı sağlıyorlardı.
Jazz’ ın kökleri geniş biçimde Afrikalı-Amerikalı toplumdan beslenmiştir. Ama bu New Orleans’ ta, bir çok toplum ile etnik gruptan da etkilenen geniş bir olay (fenomen) haline dönüştü. Buna örnek olarak “Papa” Jack Laine’ nin Reliance Brass Bands’ ını gösterebiliriz. Laine’ nin bandosu 1890 ile 1913 arası etkindi. Laine beyaz jazzcıların ilk kuşak kurucularındandır.
Bir özel ortalık ilişkisi, bandolar ile New Orleans yardım kurumları arasında gelişti. Yardım kurumları 19 uncu yüzyılda kentsel alanda bir çok etnik grup içinde çok yaygındı. İç savaştan sonra bu tür kurumların, kısıtlı ekonomik kaynağı olan kölelikten özgürlüğü geri verilmiş olan Afrikalı-Amerikalılar için özel anlamı vardı. Bu kurumlar “sağlık ile ölü gömme” işlemlerinde yardımcı oluyorlardı. Bu işlemler de sağlık ile hayat sigortaları yaptırmaları yasak olan kara derililer için çok önemliydi. Bandolar ölü gömme işlemi ile propaganda için yapılan geçit resimlerinde işe yarıyordu.
Yüzyılın bitiminde New Orleans, Missippi nehri üzerinde yalnızca belli başlı bir ırmak limanı olarak değil, ama aynı zamanda bir eğlence merkezi olarak gelişme gösterdi. Yasal tiyatro, vodvil, müzik yayınevleri ile müzik aletleri satan mağazalar müzikçileri çalıştırıyorlardı. Daha az yasal olan eğlence kuruluşları Canal yakını ile Rampart sokağında yerleşip çalışıyordu. Lake Ponchartrain kıyıları dışında bandolar eğlence parkları ile mesirelerde dinleyici için rekabet içindeydiler. Sokak yürüyüşleri mahallelerde yaygın olup, aşağı yukarı her gece dernek sosyal salonlarıyla her köşede yer alan öteki salonlarda dans partileri düzenlenirdi.
New Orleans’ lılar dansa olan eğilimlerini hiç bir zaman kaybetmedikleri gibi kent bando üyelerinin pek çoğu aynı zamanda dans müziği yapan bando müzisyenleriydi. Superior Bando denilen bir orkestra türü, üyelerini çoğaltmaktaydı. Bu orkestrada bando aletlerini sesi yaylı çalgılarla yumuşatılıyordu. Aletler içinde keman, gitar, kontrbas vardı.
Fakat yerel, bölgesel dans biçimleri de New Orleans’ ta popülaritelerini arttırıyordu. On dokuzuncu yüzyılın sonlarında, daha çok doğaçlama yapan okumamış müzikçiler danslar ile geçitler için daha çok dinleyicinin ilgisini çekmekteydi. Örnekse, 1895 ile 1900 arasında kornet çalan Charles “Buddy” Bolden doğaçlama blues ile alışılmış dans müziğini artan bir tempoda bir araya getirdi. Bolden eski jazz’ cıların çoğunluğunca, belirgin yeni üslubu olan ilk müzikçi olarak bildirilmiştir. Bu kırık dökük müziğin popülaritesinin artması bir çok eğitimli ya da eğitimsiz müzikçiyi doğaçlama yoluyla çalan bandolara girmeye zorladı. Ayrıca baskıcı ayrımcı yasalar 1890 larda çıkarıldı. Bunlar Afrikalı kanı taşıyan birine uygulanan ayrımcılığı arttırdığı gibi daha önce renkli Creol’ lere tanınan özel durumu da ortadan kaldırıyordu. Bu değişiklikler, sonunda kara derili müzikçiler ile renkli Creol müzikçilerin bir araya gelmelerine neden oldu. Öyle ki, uptown’ un doğaçlamacı stili ile daha disiplinli Creol yaklaşımını birleştirerek erken jazz’ ı güçlendirmiş oldu.
Brass bandonun kullandığı aletler ile çaldığı parçalar, yaylılardan brass aletlere doğru değişim yapan dans bandolarından, giderek artan biçimde etkilenmeye başladı. Sonuçta bir New Orleans jazz bandosunun ön sıradaki müzik aletleri kornet, klarinet ile trombon oldu. Bu nefesli sazlar hep birlikte doğaçlama ile ragtime yaparak New Orleans’ ın karakteristik çok sesli jazz müziğini meydana getiriyordu.
New Orleans’ ta gelişen başlıca olaylara müzik eşlik etmekteydi. Bu durum, müzikçilere çalışma fırsatı doğmasına neden oluyordu. Geçit törenleri ile danslara ek olarak bandolar pikniklerde, balık kızartma partilerinde, politikal etkinlikler, mağaza açılışları, çimen partileri, atletik olgular, kilise festivalleri, evlenme törenleri ile cenaze törenlerinde çalıyorlardı. Jazz’ ın ilk biçimi bütün mahalleler ile New Orleans çevresinde, toplum yaşamının normal bir parçası olarak bulunuyordu.
1900 dan önce bazı kez, toplumsal yardım ile eğlenme klüpleri olarak bilinen Afrikalı-Amerikan mahalle kuruluşları kent içinde ortaya çıkıyordu.
New Orleans jazz’ ı, kent müzikçilerinin ırmak gemileri bandolarına, vodvil ile başka gösteri turlarına katılmaları yoluyla, öteki kentlere de yayılmaya başladı. Bir yaratıcı piyanist ile beteci olan Roll Morton, New Orleans dışına yaptığı gezilere 1907 de başladı. Freddie Keppard’ a eşlk eden Özgün Creole Orkestrası, Los Angeles’ e gitmek üzere 1912 de New Orleans’ ı terkeden ilk önemli topluluktu. Topluluk daha sonra Chicago ile New York’ a gitti. Gerçekte Chicago ile New York, New Orleans jazz’ ı için başlıca pazarları oluşturmuştur. Dixiland’ den Tom Brown’ un bandosu Chicago’ ya gitmek için 1915 te New Orleans’ tan ayrıldı.
Jazz’ ın Olgunlaşması – 1917 den 1930 lu Yılların Başlarına
Özgün Dixiland Jazz Band 1917 de, heyecanla karşılandıkları New York Kentinde ilk kayıtlarını yaptılar. Aniden New Orleans stili jazz bir ulusal çılgınlık oldu. Jazz için yeni istemlerin oluşması sonucunda, kuzeydeki çalışma olanaklarının ortaya çıkması, daha fazla müzikçinin New Orleans’ tan ayrılma nedenini oluşturdu. Örnekse, klarinetçi Sidney Bechet 1917 de Chicago’ ya doğru yola çıktı. Onu Kornetçi Joe “King” Oliver, iki yıl sonra izledi. New Orleans’ tan gelen sese olan istem sınır tanımıyordu. Özgün Dixiland Jazz 1919 da İngilterede çalıyordu. Bechet de Fransadaydı. Onların müziği çok candan karşılanmaktaydı.
Tromboncu Edward “Kid” Ory’ nin yanında, New Orleans’ ın populer bandosuna şeflik eden King Oliver 1922 de Chicago’ da Creol Jazz’ ı yerleştirdiler.
Belki de en dikkate değer New Orleans’ tan ayrılış, 1922 de Louis Armstrong’ un danışmanı, akıl hocası King Oliver’ in yanına Chicago’ ya gitmesidir. Louis Armstrong, büyük New Orleans heyecanıyla doludur. Fakat kendinden önce gelenlerden farklı olarak onun parlak icrası jazz’ a bir devrim getirmiştir. Plak kayıtlarında yaptığı teknik iyileştirme ile bu kayıtların popülaritesi Armstrong’ un vokal ile enstrümantal buluşlarını yaygınlaştırıp, onu uluslar arası bir ünlü yapmıştır. Onun Hot Five ile Hot Seven kayıtları (1925 – 1928), Earl Hines ile bilikte yaptığı namlı çalışma da içinde olarak, tam anlamıyla popüler olup, müzikteki ilerlemede birer kilometre taşıdır.
Jelly Roll Morton başka bir New Orleans devi olup, bir dizi güçlü kayıdı 1920 lerde Chicago’ da yaptı.
New Orleans müzikçileri ile müzik üslupları, müzik hızlı üslup değişikliklerinden geçerken, ulusal olarak jazz’ ı etkilemeyi sürdürdü. Jazz, 1930 ile 1940 ların Swing çağında Amerikanın tartışmasız popüler müziği oldu. Daha sonraki buluşlar, 1940 ların bebop’ u ile 1960 ların avant-garde’ ı, New Orleans geleneğini bitirdi.
Ancak hala bir çok New Orleans müzikçisi ile onların dışındaki bazıları etkin olarak geleneksel jazz icra etmektedirler. Bunk Johnson ile George Lewis’ in uygulamalarıyla kayıtları, ulusal jazz canlandırma hareketini uyarmaktadır.
Yukarda dile getirilenler jazz’ ın New Orleans’ taki doğuşunun öyküsüydü. Bu noktadan sonra jazz aşağıdaki aşamaları geçirmiştir. Jazz’ ın geçirdiği dönemlerin öykülerini de ilerde birer makale olarak yayınlamaya çalışacağız.
● Bebop
● Cool Jazz
● Hard Bop
● Post Bop
● Free Jazz ile Avant Garde
● Fusion
● Post Modern Jazz
● Günümüzde Jazz
——————————————————————-
(*) CREOLE : ABD’nin güney eyaletlerindeki fransız yerleşimcilerin soyundan gelen beyazlar.
ya da
Avrupalı yerleşimcilerin soyundan gelenler.
ya da
Hem Avrupalı hem de siyahi kökenden gelen melez kimse.
——————————————————————–
İlgili Metinler :
Scaruffi, Piero: A History of Jazz Music 1900-2000 (Omniware, 2007)
Collier, James Lincoln. The Making of Jazz: A Comprehensive History (Dell Publishing Co., 1978)
Gridley, Mark C. 2004. Concise Guide to Jazz, fourth edition. Upper Saddle River, NJ: Pearson/Prentice Hall. ISBN 0131826573
Kenney, William Howland. 1993. Chicago Jazz: A Cultural History, 1904-1930. New York: Oxford University Press. ISBN 0195064534