WOLFGANG AMADEUS MOZART….

180px-Wolfgang-amadeus-mozart_1.jpg
“Faust’u Mozart bestelemeliydi.”
Johann Wolfgang von Goethe, [Eckermann ile yaptığı söyleşilerde (1827)]

“Mozart’ın sonatları benzersizdir. Bunlar çocuklar için çok kolayken, yorumluyan sanatçılar için ise çok güçtür.”
Arthur Schnabel

Bu kez Viyana Klasiklerinin ikincisi olan büyük besteci Mozart’ tan söz açmak istiyorum. Onun zaman zaman sıkıntılarla dolu yaşamı ile tutulduğu hastalık (ya da bazı anlatımlara göre zehirlenme) yüzünden nasıl kısacık yaşamını yitirdiğini ya da Mason olduğunu anlatmaya girişmeyceğim. Çünkü bunu her yerde bulma olanağı (Masonluğu dışında) vardır. Çoğu kez parasızlık çektiği de söylenirse de, bu onun az kazandığından değil, elindeki parayı harcamasını bilmemesinden kaynaklanan bir özellikti. Bunu annesi bile yinelemiştir. Bu yüzden sürekli borç aldığı da anlatılır.

Dünya tarihinin belki de gelmiş geçmiş en büyük müzik dehasının sadece 35 yıllık bir ömür yaşaması, bu ömür boyunca 626 ölümsüz eser bırakması, kendisi belki de müzik dünyasının en büyük kazançlarından biri olsa da; kısa ömrü de müzik dünyasının en büyük kayıbıdır.

Biz burada daha çok Mozart’ ın müziği ile onun dönemindeki müzik üzerine etkisinden söz etmek istiyoruz.

Wolfgang Amadeus Mozart [Johannes Chrysostomus Wolfgangus Theophilus Mozart] (doğ. 27 Ocak 1756 – öl. 5 Aralık 1791)

Mozart klasik Batı Müziği’nin, en üretken, en etkili bestekarlarından biridir. Yapıtları, senfonilerin, konçertoların, oda orkestralarının, piyanonun, operanın, korolu müziklerin kaderini değiştirmiştir. 35 yıllık ömrüne 626 eser sığdırmıştır. Mozart Avrupalı bestekârların en popülerlerindendir. Birçok yapıtı standart konser repertuarlarında kullanılır. Günümüzde müzik tarihinin en büyük dehalarından biri olarak kabul görmüştür.

Mozart’ın müziği, Haydn’ınki gibi, klasik müziğin ilk örneklerindendir. Çalışmaları, o dönemin biçemini değiştirmiş, barok tarzı ile de karışımını sağlamıştır. Mozart’ın kendine ait biçemi klasik müziğin tamamının gelişimine paraleldir. Çok yönlü bir bestekardı.Hemen hemen her türde müzik yazdı. Bunların arasında senfoni, opera, solo konçerto, oda orkestrası için yapıtlar, yaylı kuartet, yaylı kintet, piyano sonataları da vardı. Bu türlerin hiçbiri yeni değildi, ama piyano konçertosu Mozart’ın tek başına geliştirip popüler ettiği bir türdü. Ayrıca önemli sayıda dini müzik de yayımladı, bunların arasında ayin müzikleri de vardı,.Bir çok dans müziği de besteledi; divertimentolar, serenadlar ile öteki hafif eğlenceli türleri.

Mozart yaşamının ilk yıllarından beri müthiş bir kulağa sahipti. Duyduğu her müziği belleğine bir daha çıkmayacak üzere yazabiliyordu. Gezilerinin de oldukça fazla olmasından ötürü, az bulunur bir deney birikimi edindi. Londra’da bir çocuk olarak Johann Christian Bach ile karşılaşarak müziğini dinledi. Paris, Mannheim ile Vİyana’da da buradaki bestekarlarla karşılaştı. Görkemli Mannheim orkestrasıyla beraber çalıştı. İtalyan açılışları ile opera buffalarıyla karşılaştı. Bunların hepsi, gelişiminde önemli bir rol oynadı.

Londra ile İtalya’da galant tarzı o dönemde oldukça popülerdi. Basit, hafif müzik, sesin yavaşlamasına bir tutku, vurgulara önem veren, hakim, ana notanın üstündeki dördüncü ile altındaki notayı çıkartarak, simetrik cümlelerle, açık bir mimari sundu. Bu tarzın etrafında gelişen klasik müzik, Barok’un karmaşık biçemine bir tepkiydi.

Mozart’ın ilk çalışmaları, İtalyan açılışlarıydı. 3 hareket birbiriyle buluşurdu. Diğerleri Johann Christian Bach’ın eserlerine oldukça benzerdi. Başkaları da Viyana’daki eserlerin değişik bir biçimde vurgulanmasıydı. Mozart’ın en tanınan özelliklerinden biri de; belli bir düzenin uyumuydu; sesin yavaşlamasına ana nota etrafında yöneliyordu. Ama Mozart, bunu değiştirerek, uyumu ses yavaşlamasının daha güçlü yarıya geçmesini sağlamıştı. Mozart’ın Phrygian mode (*) anlayışı da bunu gösterir.

Mozart olgunlaştıkça, Barok müziğinden birtakım yeni özellikler daha uygulamıştır. Örnek olarak; 29. Senfoni’nin La Majör (K. 201) ‘ünde kontrpuana ait iki ya da daha çok sayıda melodinin bir arada çalınmasından meydana gelmiş tema kullanıyordu ilk hareketinde, düzensiz ifade uzunluklarını denemiştir. 1773’deki bazı kuartetlerin fugal finalleri vardır, büyük olasılıkla Haydn’dan esinlenmiştir. O da bunu opus 20 setinde kullanmıştır. Fırtına ile stresin Alman literatüründeki etkisi, Romantizme doğru yönelirken; müzikde de bestekarları etkilemiştir.

Mozart’ın çalışma hayatındaki odağı, enstrümental müzikten operalara kadar gitmiş, gelmiştir. Avrupa’da o anda bulunan iki biçemde de operalar yazmıştır. Figaro’nun Düğünü, Don Giovanni, ya da Cosi fan tutte (Bütün kadınlar böyle yapar) opera buffa tarzında iken; Idomeneo, Singspiel ile Sihirli Flüt de opera seria biçemindedir. Daha sonraki operalarında da, enstrümanların, orkestranın, ton renginin psikolojik ile duygusal hisleri, dramatik geçişleri anlatabilmek için yeni yöntemler geliştirmiştir. Senfonilerinde çözülemeyecek düzeyde karmaşık bir biçimde orkestrayı kullanması, orkestranın psikolojik etkilerini geliştirmiş, bu daha sonra opera olmayan öteki yapıtlarında da görülmüştür.

Mozart’ın bestelediği tüm müzik türlerinin, kuşaklar boyunca, besteciler üzerindeki etkisi oldukça büyüktür. Gerçekten, Mozart’dan sonraki tüm önemli bestekarlar Mozart’ın büyüklüğünden bahsetmişlerdir. Rossini onun hakkında “O bir dahi kadar bilgili, ve bilgi kadar dahi olan tek müzisyendi” demiştir. Ludwig van Beethoven’in Mozart hayranlığı da açıktır. Beethoven Mozart’ı birçok kez kendisine örnek olarak almıştır. Örnek olarak; Beethoven’in Sol majör 4. Piyano Konçertosu Mozart’ın Do Majör Piyano Konçerto’suna (K.503) bir göstergedir. Beethoven’in apartmanında öğrencilerinden birine, Mozart’ın Do majör kuartet’ini (K.464) gösterip “Ah, ne eser. Bu Mozart’ın ‘işte benim yapabileceğim bu, dinleyebilecek kulakların olsaydı!’ demesidir” demiştir.

Beethoven’in daha birçok yapıtı Mozart’ın eserlerine benzemekte ya da onları çağrıştırmaktadır. Bunların içinde Beethoven’in Do minör 3. Piyano Konçertosu ile Mozart’ın Do mnör 24. Piyano Konçerto’su da vardır. İkisi de Haydn öğrencisi olup, buluştuğuna inanılır. Mozart da Beethoven hakkında “Dünya’ya hakkında bahsedilecek bir şey bırakacak” dediği söylenmektedir. Tchaikovsky Mozartiana’yı Mozart’ı övmek için yazmıştır. Max Reger’in 1914′de yazdığı Mozart Tema’sı da en tanınmış yapıtlarından biridir.

Buna ek olarak Mozart; Frédéric Chopin, Franz Schubert, Peter Ilich Tchaikovsky, Robert Schumann, ile daha birçok besteci tarafından en iyi olarak nitelendirilmiştir. Dahası Fredeic Chopin, cenazesinde kendi yazdığı cenaze müziğini değil mozart’ın requıemi’nin çalınmasını istemiştir.

Mozart popüler müzik için de bir esin kaynağı olarak kalmıştır : Jazz’dan, Rock’a, hatta Heavy Metal’e kadar… Jazz piyanisti Chick Corea, Mozart’ın piyano konçertolarını çalarken , kendisi konçertolar yazmak için esinlenmiştir.

Köchel Dizini

Mozart öldükten sonra, eserlerinin dizilimi için birçok kez uğraşılmıştır. Ancak, bunu 12 yıllık bir uğraşı sonunda; 1862′de Ludwig von Köchel başarır. Mozart’ın yapıtları halen Köchel’in katalog numaralarına göre sıralandırılmıştır. Bu nedenle; örnek olarak La majör 23. Piyano Konçertosu demek yerine, basitçe “K. 488″ ya da “KV. 488″ diye yazılır. Buradaki KV’nin açılımı Köchel Verzeichnis (Köchel Dizini)’dir. Bu katalog 6 kez tekrar gözden geçirilmiş olup, Mozart’ın eserleri de K.1 den K.626′ya kadar numaralandırılmıştır.

——————————————————————–

(*) Bu mode, tarih boyunca karışıklığa yol açan birbirinden çok farklı iki müzik mode’ una ya da iki diatonik ölçüye bağlanabilir.

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*

Şu HTML etiketlerini ve özelliklerini kullanabilirsiniz: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <strike> <strong>