DİLDE BİR YANLIŞ KULLANIM DAHA…..

Kelimelerin gücünü anlamadan, insanların gücünü anlayamazsınız.
KONFUÇYÜS

“Milli bilincin ayakta kalabilmesi ve uyanık bulunması için dil ve tarih uğrunda çalışmaya mecburuz.
Türk milletinin milli dili ve milli benliği bütün hayatında egemen ve esas kalacaktır.”

Mustafa Kemal ATATÜRK (1933)

Madem ki dil insanlar arasında anlaşmayı, fikirleri aktarmayı amaçlayan bir araçtır; kendimizi bir aydın olarak bellemişsek, dili doğru olarak kullanmayı da bir görev olarak bilmemiz gerekir. Bu bağlamda aşağıda anlatacaklarımız dikkat çekicidir.

Yemekten önce yenilip içilenler için yabancı dilden (Fransızca’dan) alınma deyişlerde yanılmalar olmaktadır. Bu ya o yabancı dlli iyi bilememekten, ya her konuda yaptığımız gibi kulaktan dolma bilgiyi yeğlediğimiz için, ya da dile, bir anlamda söylediklerimize hiç özen göstermediğimizden olmaktadır. Bu hem kendi dilimize, hem de alıntı yaptığımız dile yapılan bir haksızlık değil de nedir?…

Böylelikle yanlış olarak kullanım sonunda, yabancı dilden gelen deyiş bambaşka anlamda dile yerleşip gidiyor. Unutmayalım ki fikirler ile düşünceler dil aracını kullanarak dışa vurulur.

Sözünü ettiğimiz deyişler “apéritive” ile “hors d’oevres” dir.

Genelde yemekten önce yenilen şeylere apéritive denme eğilimi vardır. Oysa bu sözcük Fransızlarca yemekten önce içilen alkollü içkileri anlatmak için kullanılır. Çünkü apéritive’in kökü l’appétit (=iştah) sözcüğüdür. Fransızca sözlüğe de baktığımızda “apéritive” karşısında “iştah açıcı” yazdığını görürüz. Zira alkollü içecekler hızla kan şekeri değerlerini düşürürler. Kandaki şeker düzeyi belli bir değere (70 – 80 mg/dlt) düşünce açlık hissedilir. Acıkmanın fizyolojik anlamı da budur. O halde apéritive bir yiyecek değil, bir alkollü içeceği anlatmak için kullanılır. Ya da öyle kullanılması doğrudur.

Hors d’oevres deyimine gelince… Bunu galiba hiç kullanmıyoruz. Bunun yerine apéritive deyip geçiyoruz. Oysa ana yemekten önce, ana yemek gecikecekse, iştahı bastırmak için (iştahı açmak için değil!..) yenen öte beriye l’hors d’oevres denir. Burada “hors” sözcüğü “dışında” demektir. İkinci sözcük olan “oevres” de “yapıt, eser” anlamını taşır. Demek ki sofrada yenecek ana yemeği amaçlayan bir sözcüktür. İkisi birlikte “ana yemeğin dışında yenen” şeyleri anlatan bir deyimi oluştururlar.

Sonuçta her iki söylem de yemekten önce olarak, apértive iştahı açmak için, hors d’oevres de tam tersine iştahı kapamak için kullanılır.

Yabancı dillerden hiç bir sözcük ya da deyim almayalım demiyoruz. Ancak aldığımız ya da almak zorunda kaldığımız sözcüklerin de asıl anlamlarını çarpıtmamamız gerekmez mi?..

Tersi yönde hareket bilgisizliğin, rastgeleciliğin, içi boş bilgiçlik taslamanın bir göstergesi olmaz mı?..

Biz bunun kaçınılması gerekli bir durum olduğunu onaylayıp, savunuyoruz.

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*

Şu HTML etiketlerini ve özelliklerini kullanabilirsiniz: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <strike> <strong>