“Doğruyu söylemekten korkmayınız!..”
Mustafa Kemal ATATÜRK
“1 Mayıs alın teriyle, emeğiyle geçinen işçiler ile tüm emekçilerin demokratik hak ile taleplerini gündeme getirdikleri, birlik, dayanışma, mücadele günü olarak kutlanır.”
Cevdet SELVİ
CHP Genel Başkan Yardımcısı
“Ayakların başları yönettiği bir yerde kıyamet kopar”
Recep Tayyip ERDOĞAN
Başbakan
Yüz otuz dört ülkede bayram olan 1 Mayıs günü, bizde bayram olmaktan çikarılmıştır. Çünkü ne yazık ki, bizde her fırsatı ganimet bilip, ortalığı karıştırmak isteyen odaklar var!…
Hepimiz 1 Mayıs 1977 de olanları anımsarız. O gün Taksim Meydanında yapılan açık hava toplantısına katılan onbinlerce kişiden 36 sı, çevre binalardan açılan ateş (7 kişi) ile meydana destursuz dalan panzerler yüzünden çıkan panik sonucu eziletek hayatını kaybetmiş, 130 kişi de değişik derecelerde yaralanmıştı. Bu olayların kontr-gerilla’ca çıkarıldığı sonradan bildirilmişse de bu güne kadar gerçek suçlular bir türlü bulunamamıştır.
Ama acaba çevre binaların üzerinden,ortada hiç bir şey yokken organize bir biçimde ateşli silahlarla halkın üzerine mermi yağdıranlar kimlerdi?..
Kışkırtmanın (provokasyonun) böylesine cinayet denir. Bunlar cinayet işlediklerini bilmiyorlar mıydı?….
Oysa olan bitenin işçi hakları ya da bu hakların kazanılmasıyla uzaktan yakından hiç bir ilgisi de yoktu. Yöneticiler o günden sonra 1 Mayısta Taksim Meydanında toplanılmasını yasaklayarak kolay yolu seçmişlerdir. Bu yasaklama bir çıban başı olarak günümüze kadar gelmiştir [*].
1 Mayıs dünyanın birçok ülkesinde resmi tatil günü. Türkiye’de ise normal çalışma günü. Ülkemizde 1 Mayıs’ın ancak şehir merkezlerinden, insanlardan uzak yerlerde kutlanılmasına izin veriliyor. O gün işe gitmeyen işçiler işten atılıyor. 1 Mayıs’ın tüm içi boşaltılarak bahar bayramına dönüştürülmesi için burjuvazi elinden gelen çabayı gösteriyor. 1 Mayıs haftası televizyonlar sürekli “aman katılmayın” diye öğütlerde bulunuyorlar, ilgisiz çatışma görüntüleri yayınlıyorlar. Yine 1 Mayıs öncesinde meydanlarda, derneklerde, kitle örgütlerinde polis terörü estiriliyor.
Yaşadığımız şu günlerde de bu Taksim’de toplanmayı yasaklama olgusu, hükümet ile işçi sendikaları arasında gerginliğe neden olmaktadır. Gerginlik günden güne artıyor. Yasağa karşın sedikalar Taksim Meydanına, hem de üç koldan yürüyeceklerini açıklamaktalar… Ama son dakikada 150 kişilik bir heyetin Taksime gelerek anıta çelenk koymasna izin çıktı!.. Bu kararın İşçi Sendikalarınca nasıl karşılanacağını bilemeyiz.
İlk 1 Mayıs düşüncesi 1856 yılında Avustralyalı işçilerden ortaya çıktı. Avustralyalı işçiler 8 saatlik işgünü için toplantılar, eğlenceler ile gösteriler düzenlediler.
1866 yılında Uluslararası İşçi Birliği (I. Enternasyonal) dünya işçilerine 8 saatlik işgünü için mücadele çağrısı yaptı. 1886 yılının 1 Mayısında ABD nin her yerinde işçiler grevler, mitingler ile eylemler düzenlediler. 8 saatlik işgünü isteminde bulundular. Chicago’da 200 bin işçi iş bıraktı. 8 saatlik işgünü için birleştiler. Burjuvazi gösteriyi bomba atarak sabote etmeye çalıştı. Ardından 4 işçi önderini idam etti. Binlerce işçiyi işten attı, yüzlercesini kara listelere aldı.
Uluslararası İşçi Kongresi (II. Enternasyonal) 1889 yılında Fransız bir işçi temsilcisinin önerisiyle 1 Mayıs’ı işçi sınıfının uluslararası birlik, savaşım ile dayanışma günü olarak ilan etti.
İşte böylece, 1 Mayıs, işçi sınıfının, burjuvaziye karşı, kapitalizme karşı savaşımının, birlik ile dayanışmasının bir simgesi oldu.
● 1 Mayıs göstermiştir ki, dünyada iki ana sınıf vardır. İşçiler ile kapitalistler. Kapitalist sınıf dünyanın her ülkesinde işçi sınıfının emek gücünü sömürerek zenginleşmektedir. İşçi sınıfı her ülkede karın tokluğuna, uzun saatler kapitalistler için çalışmaktadır. Kapitalist sınıfın bütün tarihi işçi sınıfının sömürüsü üzerine kurulmuştur.
● 1 Mayıs göstermiştir ki, işçiler birleşmeden, örgütlenmeden, bilinçlenmeden hiçbir hak elde edemezler. İşçiler kapitalizmi tanımadan, tarihte yaşadıklarını öğrenmeden, yarına hazırlanmadan hiçbir hak elde edemezler.
Tüm bunlar niçin? Çünkü burjuvazi işçi sınıfından korkuyor. Burjuvazi biliyor ki birleşen işçileri hiçbir güç durduramaz. O nedenle elinden gelen her araca başvurarak kadın, erkek tüm işçilerin 1 Mayıs’a katılmasını engellemeye çalışıyor.
En başta, 1 Mayıs’ta işçilerin istemi 8 saatlik işgünü idi… Ancak bugün dünya işçilerinin ortak istemleri bunun çok ötesine geçmiş durumdadır. gereksinim duyulan şey, ortak istemler için, sınıfsız, sömürüsüz, sosyalist bir dünya için mücadele edilecek uluslararası devrimci önderliktir.
—————————————
2008 Nisan’ında, “Emek ve Dayanışma Günü” olarak kutlanması kabul edilmiştir. 22 Nisan 2009 tarihinde TBMM’de kabul edilen yasa ile 1 Mayıs resmi tatil ilan edilmiştir.
—————————————
[*] 1 Mayıs 32 yıl sonra, demek ki 2010 yılında, ilk kez Taksimde kutlandı. 150 bin işçinin katılımı bekleniyor. Sıkı önlemler alındı. Dışardan gelenlerle birlikte tam 22 bin 361 polis görev yapacak.
Yapılan kutlamalar, bir kaç önemsiz çekişme dışında olaysız geçmiştir
peki bu kimden cikmis bu 1 mayis kimler tarafindan nasil olmus ilk hangi ülkede cikmis ve sonra nasil öbür ülkelere yayilmis ???