“Söylediklerinize dikkat edin; düşüncelere dönüşür…
Düşüncelerinize dikkat edin; duygularınıza dönüşür…
Duygularınıza dikkat edin; davranışlarınıza dönüşür…
Davranışlarınıza dikkat edin; alışkanlıklarınıza dönüşür…
Alışkanlıklarınıza dikkat edin; değerlerinize dönüşür…
Değerlerinize dikkat edin; karakterinize dönüşür…
Karakterinize dikkat edin; kaderinize dönüşür…”
MAHATMA GANDİ
Bilindiği gibi Mahatma Gandi (daha doğru olarak Mohandas Karamçand Gandhi), İngiltere University College London’ da hukuk öğrenimi görmüş aydın bir Hindistanlı liderdir. Ancak, kendi döneminde henüz bazı bilimsel gerçekler gün ışığına çıkmadığından da olabilir, yukarı aldığımız sözlerinden bu bilimsel gerçeklere önem vermediğini ya da onları göz ardı ettiğini sezinliyoruz.
Neden ötürü mü?…
Her şeyden önce insanoğlunun karakter yapısının 0 – 6 yaşlarında oluştuğu, bu günkü günde bir bilimsel gerçekliliktir. Daha ileri yaşlarda karakter yapısında ufak tefek değişiklikler olabilir. Ama bunlar ana yapı üzerinde önemli bir etki yapmaz Bu yüzden hep söyleniyor : Altı yaşına kadar çocukların eğitimine önem veriniz!.. Bu dönemde yalnız karakter yapısı oluşmaz, matematik kavramı da bu dönemde kazanılır.
Bu durumda, ergin bir kişinin söylediklerinden, giderek karakterinin oluşması söz konusu olamayacağı açık bir gerçektir.
Öte yanda daha başta, söylenilenlerin düşüncelere (fikirlere) dönüşeceğini anlatıyor Gandi… Hemen herkesin bilebildiği bir gerçek vardır : Söylenen sözler düşüncelerin anlatımından başka bir şey değildir. Bunun anlamı, Sözlerin değil düşüncelerin daha önde olduğudur. Önce düşünür sonra konuşuruz. Bir fikir, bir düşünce yoksa bunun sözle anlatılması da söz konusu değildir. O halde söylediklerimiz düşüncelere dönüşmez, ama düşünceler söylemlere dönüşür.
Düşüceler ayrı bir ulamda (kategoride), duygular daha başka bir ulamdadır. Bunlar birbirine karışmayacağı gibi, böyle bir girişim de uygun değildir. Düşünceler ile duygular arasında adeta bir perde duvar vardır, birbirlrinin alanına girmezler. Ayrıca asıl olan düşüncelere göre davranmaktır. Akılcı yol budur.
Tam burada duyguların davranışlara dönüşebileceğini söylüyor Gandi…. Gerçek pozitif insan zekasına sahip birisi, davranışlarını zekasının gösterdiği yönde gerçekleştirir. Ama burada, “sakın davranışlarınızın duygularınız uyarınca olmasına izin vermeyin” denmek isteniyorsa, bu bir öğüt olarak doğrudur. Çünkü düşünce ile davranışlarını duyguları doğrultusunda yapan toplumlar, bunu akılları doğrultusunda yapan toplumların karşısında ezik ya da yenik düşmeye mahkumdur.
Duyguların davranışlara dönüşmesi yukarda açıklamaya çalıştığımız nedenler yüzünden olanak dışı olmak gerekir. Ama davranışların alışkanlıklara dönmesi beklenebilir. Bu da ayrıca irdelenmeye değer bir konudur. Çünkü insan zekasıyla yeni fikirlere ulaşabilir. Buna bağlı olarak yeni, değişik davranışlar sergileyecektir. Böylece yeni davranışların insanı alışkanlıktan uzak tutması beklenir.
Alışkanlıklar insanın değerlerini olşturabilir mi?.. Evet, ama bu o kişinin yanlış yolda olduğunu gösterdiğinden Gandi bu noktada haklıdır.
Lakin insanın değerleri karakterini oluşturmaz. Çünkü karakter altıncı yaşın sonunda zaten son biçimini almıştır. O halde bunun tersi doğrudur : Karakter yapısı bir kişinin değerlerinin biçimlenmesine neden olur.
Karakter önemlidir; gerçekten de insanın kaderini belirler. Bu da Gandinin sözünü ettiği ikinci doğrudur. Özetle, Söylemden yola çıkıp, Gandinin işaret ettiği yollardan geçerek, karakter yapısına ulaşma olanağı yoktur.