EXHIBITIONNISME ( TEŞHİRCİLİK = GÖSTERMECİLİK ) ÜZERİNE….

Doğruyu söylemek değil, anlatmak güçtür. 

(anonim)

Yarın göz açtırmayacak olanlar, bu gün göz yumduklarımızdır. 

(anonim)

Bu terim ön sırada, psikiatri disiplininin içinde incelenen bir zihin bozukluğunu anlatır. Ama ilgilendirdiği çerçeveyi genişletme olanağı vardır. Çevremizde her zaman gözlemlediğimiz bir çok davranış bu terimin anlattığı tanıma girebilir.

Psikiatri yönünden teşhircilik, yedi parafiliden biridir. Amerikan Psikatri Birliğine göre,  en az 6 aylık bir süre boyunca, kişinin genital organlarını, bunu beklemeyen bir yabancıya göstermesi ile ilgili yoğun, cinsel yönden uyarıcı fantezilerinin, cinsel dürtülerinin ya da davranışlarının yineleyici bir biçimde ortaya çıkması biçiminde tanımlanır.

Exhibitonnisme olgularının hemen %100’ ünde, kişiler kendini kadınlara teşhir eden erkeklerdir. Bu tanımı sırf sözcüğün bilimsel alandaki anlamını ortaya koymak için yapmış bulunuyoruz. Bundan sonraki anlatacaklarımız bu konunun tümüyle dışında olacaktır. Öyle de algılanması gerekir.

Aslında teşhirciliğin altında bir şeyleri ötekilerin gözünün içine sokarak bundan haz almak, bir tür yararlanmak yatmaz mı?.. Teşhirciliğin psikiatrik tanımı da bunu anlatmaktadır. Ama biz bu noktadan sonra anlatacaklarımızda teşhir sözcüğünün psikiatrik tanımıyla ilişki kurma ya da ona gönderme yapma niyetiyle değil, genel anlamda “teşhir” sözünün neleri çağrıştırabileceği konusu üzerinde durmak niyetiyle hareket edeceğiz.

Şimdi, madalyonun bir de öteki yüzüne bakmaya çalışalım. Kadınların bazı vücut bölgelerini açıkta bırakacak biçimde giyinmeleri de, cinselliği akla getirmesi yönünden, teşhircilik alanına girmez mi?.. Yer yüzünde bütün toplumları içine alan moda olgusu da bu kadın giyinme biçimini paraya dönüştüren kesimi simgeler. “Moda Defileleri” bunu açıkça ortaya koyan eylemlerdir.

Konuyu, daha önce aktris ile manken olup sonradan kapanmayı seçen M. Canan Ceylan’ ın anlatışıyla inceleyelim. Diyor ki “Önce şu erkekleri Mevla’m uyandırsın. Bakıyorum, adam karısını satılık mücevher gibi koluna takmış. Bir de kadına bakana kızıyor. Hem bakmaları için süslüyor. Ne çirkin adet…Gafletten uyanıp da anlasa, toplumun kuklası olduğunu, bugün bakıyorum da bir artist gibi, dahası onlardan beter ev hanımları var. Düşünüyorum da acaba bu kadar süslenmeleri ne için? Sanki pavyon kadını gibi giyinip süsleniyorlar. Pavyon kadınlarının bir gayesi var. Kendilerini başka erkeklere beğendirmek… Ya ev hanımlarının gayesi?..”

İyi ama!.. Bu günlerde gündemin nerdeyse tamamını oluşturan “sıkma baş” ya da “türban” biçimindeki giysi de bir şeyleri teşhir etmiyor mu?.. Bu tür giyinmeyi konu alan “tesettür giyim evleri” de öteki modacılar gibi konuyu paraya çevirmeye çalışmıyorlar mı?..

Şimdi rahmetli oldu, çok yakınım bir hanımefendi vardı. Kuran-ı Kerimin gösterdiği yönde yaşamını sürdürmeyi seçmişti. Başını saçının bir teli görünmeyecek biçimde örterdi. Ama başındaki giysiye bu günkü “türban” ya da “başörtüsü” diyemezdiniz. Üzerindeki öteki giysiler de yalnızca elleri ile iskarpinli ayaklarını ortada bırakırdı. Bunlar da bu günlerde ortalıklarda dolaşan örtülü hanımlardan çok farklıydı. Bütünüyle baktığınızda tamamı örtülüydü, ama söz gelimi Paris modasına göre giyinmiş öteki hanımlardan hiç bir yönüyle ayırd edemezdiniz. Belki de bu günlerde yaşamakta olduğumuz “türban sorunu” nun çözümü bu yolla yapılabilir!..

Demek istiyorum ki, sözünü ettiğim hanımefendi giyimi kuşamıyla bir şeyleri teşhir etmiyor, kimsenin gözüne bir şeyleri sokmak istemiyordu. Ama gene de Kuran-ı Kerimin belirttiği yolda yürüyebiliyordu. “İbadet de, kabahat te gizlidir” sözü bunun için söylenmiştir. Belirli bir kesimle ilişkili olsanız bile , dıştan bunun ayırt edilebilmesi olanağını ortadan kaldırmış olmanız gerekir. Böylece, bu günlerde gündemde olan türbanlı kızlarımız Üniversiteye alınmamalı mı, yoksa alınmamalı mı?.. tartışmasına girip Ana Yasa değişikliğine kadar gidecek atılımlarda bulunmaya gerek olmayabilirdi diye düşünüyoruz. Yukardaki yaşanmış örneği bunun için verdik.

Tersi durumda sizin tutumunuzun bir amacı olduğu, ister istemez akla gelecektir.

Adolf Hitler de, dış görünüşleriyle öteki Almanlardan hiç bir farkları olmayan yahudilerin giysilerinin açıkça görünür bir yerine oldukça büyük bir altı köşeli, sarı renkli yıldız takmalarını zorunlu kılmış, başka bir deyişle, bu yolla onları teşhir etmiştir.

Vergi kaçıranların isimlerinin yayınlama yoluyla onların “teşhir” edileceğinden söz etmiyor muyuz?..

Her şey bir yana, bu konuda da akıllarımızın başımızda olması ile teşhirciliğin sadece psikiatrik bir hastalık değil, ama çok geniş bir yelpaze açılınımını kaplayacak konularda akıl bozukluğunu sergilediğini bilmemiz gerekmektedir.

Tanrı hepimize akıllar bağışlasın… Amin!..

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*

Şu HTML etiketlerini ve özelliklerini kullanabilirsiniz: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <strike> <strong>