“Y” KROMOZOMU’NUN SERÜVENİ….

” One of the most amazing developments in the history of biology. “
Thomas Hunt Morgan

Bir kaç gün önce National Geographic televizyon kanalı bir yayınında, Y kromozomundaki bir genin mütasyonundan (değişiminden) yola çıkarak, bir grup bilim adamının bilimsel Adem’ e ulaşmaya çalıştığını konu etti. Bu yolla önce bütün moğolların Cengiz Han’ dan geldiği anlatıldı. sonra bütün insanların atası olan Adem’ in Orta Afrika’ da yaklaşık 16 000 yıl önce yaşadığı söylendi. Hıristiyanların Kutsal Kitabındaki (Holy Bible) Adem anlatımına da göndermeler yapıldı. Fakat insanoğlunun bundan milyonlarca yıl önce yaratıldığı düşünülürse, araştırmanın çok daha gerilere gidilerek yapılması gereği hemen anlaşılır.

Y kromozomu sahiplerinin erkek olmasının nedeni, Y kromozomunda bulunan SRY geninin, embriyoların erkek olarak gelişmesini sağlamasıdır. Bu cinsiyet sistemi, tüm memeliler ile benzer sistemlerde kimi balıklar, sürüngenler, dahası böceklerde de aynı.

Ne var ki, erkek cinsini belirleyen, insanın yanında bir çok hayvanda da bulunan bu Y kromozomunun çok daha değişik bir serüveni vardır. Jinemed Kadın Sağlığı Merkezi Direktörü Prof. Dr. Teksen Çamlıbel’ in bu konudaki i düşünceleri şöyledir :

“Erkek cinsiyetini belirleyen Y kromozomunun yavaş yavaş yok olduğu ortaya çıktı. Evrim sürecinde dış görünümde de değişiklikler bekleniyor. Araştırmalar Y kromozomunun artık üçte iki oranında küçüldüğünü, kendini yenileme yetisini kaybettiğini gösteriyor. Bilim adamları konuyla ilgili farklı yorumlar yapsa da gelecekte erkek kısırlığının artması, beklenen en önemli sonuçlardan biri.

Dahası son olarak haziran ayında Berlin’de yapılan Avrupa İnsan Üremesi ve Embriyoloji Topluluğu Kongresi’nde (European Society of Human Reproduction and Embryology Congress-ESHRE) “Y kromozomu kayboluyor mu?” konulu sunumda, erkeğin dış görüntüsünün bile bu nedenle değişeceği savı ileri sürüldü. Erkeklik yok mu oluyor?

Y kromozomunun küçüldüğü nasıl anlaşıldı?..

İnsanlarda 23 kromozom vardır. 22 tanesinin cinsellikle ilgisi yok. 23′üncüsü de X ya da Y oluyor. XX olursa kadın, XY olursa erkek demektir. Fakat yapılan incelemelere göre anlaşılıyor ki Y kromozomu, evrim sürecinde kendini yenilemekten giderek güçsüz hale geliyor. Y kromozomu uzun yıllar içinde ufak bir kısmını yavaş yavaş kaybediyor. Zaten X kromozomuna baktığınızda, üzerinde yaklaşık 1800 gen olduğunu görüyorsunuz. Y’de ise 300 civarında gen var. Eskiden bunlar aynı boydaymış. Demek ki, Y kromozomu küçülüyor.

“Y kromozomu bitiyor mu?.. Bu ne zaman duracak, ne zaman bitecek?..” gibi birtakım hesaplar yapılıyor. Belli bir zaman sonra Y’ nin kaybolma olasılığının varlığı ile Y kromozomu sarmalının tamamen yok olacağı üzerinde duruluyor.”

Zaman ayarlı bir bomba olan evrim, Y kromozomunun karşıtıymış gibi çalışıyor görünümünde. Milyonlarca yıl önce tarih sahnesine çıktığında Y kromozomu 1500 gene sahip bir krallıkken, zamanla bu krallık küçüldü; şimdi krallıkta yalnızca 300 dolayında gen kaldı. Kimi bilim adamlarına göre, Y kromozomu 5 milyon yıl içinde o genleri de yitirip, sahnelerden çekilecek. Bu olduğunda ise, insanlık erkek olan yarısını yitirip, yeniden erkek yaratabilmek için yeni yollar arayacak demektir. Çünkü cinsellik ile üreme doğanın değişmez kuralıdır. Ne kadar zaman geçse de bu değişmez.

Ama bu düşüncedeki sonuçlar gerçekleşecek midir?..

Hiç zannetmiyoruz!.. Doğada cinsiyet ile buna bağlı olarak çoğalma olgusu kaçınılmaz olduğuna göre, gene kaçınılmaz bir biçinde X kromozomu da, Y kromozomu da varlığını yitirmeyip korunma durumundadır.

O zaman Y kromozomunun başına gelenler neyi göstermektedir?..

Her şeyden önce gerek X, gerekse Y kromozomunda yer alan bütün genlerin cinsi belirleyen genler olmayıp, çok büyük çoğunluğun başka amaçlı kodlamaları taşıyan genler olduklarının bilinip anımsanması gerekir. Böylece Y kromozomunun 1500 genden 300 dolayında gene indirgenilmesi, halen Y kromozomu erkek karakterini belirlediğine göre, erkek karakteri dışında başka amaçları hedefleyen kodları taşıyan genlerin kaybedildiğini gösterir.

Y kromozomunda bulunup ta kaybedilen genlere artık gereksinim kalmadığından ortadan kaldırıldıkları gerçeği daha akla yakın gelmektedir. Bu süreç eğer sürerse, seks kodlamalarını taşıyan genler en sona kalacaktır. Bunların da yok edilmeleri insanların da, hayvanların da sonu, demek ki yok olmaları demektir.

Tanrının mantığı buna izin vermez. Çünkü “O”nun için bireylerin değil, ama türlerin sürekliliği başlıca amaç gibi görünmektedir.

O halde Y kromozomunda olanlar bir yıkım değil, ama BİR EVRİMDİR. Gereği kadar küçüldükten sonra evrimini tamamlayıp son biçimini almış olacaktır. Bu konu için 14.06.2007 tarihli Apoptosis (yaprak dökümü) konulu makalemizi incelemenizi öneririz.

Biz insanlar (özellikle de bazı bilim adamları) felaket tellallığı yapmaya bayılıyoruz. Bazı doğa olaylarından yola çıkıp kıyamet görünümlerine varmayı marifet sayıyoruz. Böylece doğa gerçeklerini de gözardı etmiş oluyoruz. Üstelik yapılan, bir bilimsel araştırma sonuçlarını değerlendirmek değil, hiç bir ispata dayandırmadan rastgele kestirimleri ortaya koymaktır. Bu tür senaryoları üretmenin bir bilim adamından çok, gündelik olayları izlemeyi iş edinmiş medyacılara yakışabileceğini söylemek isteriz.

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*

Şu HTML etiketlerini ve özelliklerini kullanabilirsiniz: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <strike> <strong>