Farsçadan gelmekte olan girdab’ a karşılık burgaç sözcüğünü karşılık olarak veren Türk Dil Kurumu Sözlüğünde bu sözcüğün anlamı için şu tanım yapılmaktadır :
“Bir engelle karşılaşan su veya hava akıntısının dönerek ve çukurlaşarak yaptığı çevrinti, ters akıntıların oluşturduğu dönme, eğrim, çevri, burgaç, anafor.”
Kuzey yarım küredeki su ile hava akımlarını etkileyen güçlerin yönü, güney yarım küredekilerle ters yönde olduğu için (dönencelerden ekvatora doğru oluyor) her iki yarım küredeki burgaçlar zıt yönde dönerler. tanımdan da anlaşıldığı üzere hortumla (tornado) benzer özellikleri vardır.
Bunun nedeni Bilim ve Teknik Dergisi’ nin bir uzmanınca şu biçimde açıklanmıştır:
“Coriolis Gücü (*) olarak bilinen eylemsizlik kuvveti buna neden olur. Buna göre, dönen bir referans sistemine Newton’ın klasik hareket yasaları uygulandığında bir iç kuvvetin ya da eylemsizlik kuvvetinin de göz önünde bulundurulması gerekir. Bu kuvvet, referans sistemi saat yönünde dönerken cismin soluna doğru, saat yönünün tersine doğru dönerken de sağına doğru etkir. Bir başka deyişle Coriolis Kuvveti, dönen bir koordinat sistemi içinde hareket eden bir nesnenin yörüngesinde görünürde bir sapmaya yol açar. Nesne gerçekte yörüngesinden sapmaz ama koordinat sisteminin hareketinin etkisiyle sapıyor gibi görünür.
Yerküre üzerinde kuzey-güney doğrultusunda, yani boylam çizgisi boyunca hareket eden bir nesne, kuzey yarıkürede sağa doğru, güney yarıkürede de sola doğru görünürde bir sapmaya uğrar. Bunun ilk nedeni, Dünya’nın doğuya doğru dönmesi, diğer nedeni de yer üzerindeki bir noktanın teğetsel hızının noktanın enleminin bir fonksiyonu olması. Bu hız kutuplarda sıfır, ekvatordaysa maksimumdur. Dolayısıyla bu kuvvet, birçok başka şeyi olduğu gibi okyanus akıntıları gibi akıntıları da etkiler.”
Bunu başka bir deyişle anlatmaya çalışırsak :
Lavabonuzu ya da küvetinizi su ile doldurup, tıkacı aniden çekin. Su düz olarak delikten boşalmayacak, döne döne bir burgaç oluşturacak biçimde boşalacaktır. Bu dönüş yönü kuzey yarımkürede sağa doğru, demek ki saat yönünde, güney yarımkürede ise tam tersidir. Bilim adamları buna “Coriolis Gücü” (*) diyorlar. Her iki yarımkürede böyle birbirine ters yönde hava akımları ile okyanus akıntılarının olduğu herkes tarafından onaylanıyor da, bir lavabodan boşalan suda, böyle küçük bir ortamda dünyanın dönüşünün etkili olup olamayacağı tartışma konusu.
Dünya kendi etrafında dönerken, boylamlar boyunca her noktadaki hız aynı değildir. Ekvatordaki bir kişi, bir günde dünya çapı kadar yani 43 200 kilometre giderken bir diğer deyiş ile saatte 1800 kilometre hızla yol alırken (çünkü dünyanın dönme hızı saniyede 500 metredir), tam kutup noktasındaki bir insan sıfır hızla sadece kendi etrafında dönmektedir. Aynı şekilde gökyüzünde asılı gibi duran bulutlar rüzgarın etkisini katmazsanız yere göre hareketsizdirler ama altlarındaki kara parçası ile birlikte dönerler. Bu durumda ekvatordaki bulutlar da kutupdakilere bakarak daha hızlı dönmektedirler.
A’yi ekvatorda, B’yi ise onun tam kuzeyinde 45 derece paralelinde iki ayrı nokta olarak düşünelim. Bir top mermisini A’dan tam kuzeye nişanlayıp attığımızda, atış sırasında ekvatorun dönüş hızı B noktasına göre neredeyse iki kat olacağından mermi B noktasının doğusuna gidecektir. Aynı biçimde kuzey kutbundan hemen hemen hareketsiz bir konumdan tam güneye atılan bir mermi 45 paralelinde dünya dönüş hızı daha çok olduğundan bu sefer hedefin batısına düşecektir. Demek ki, kuzey yarımkürede kuzeye ya da güneye atılan her cisim, atanın konumuna göre sağa gitmektedir. Bu durum güney yarımkürede ise sola doğru gerçekleşmektedir.
Her iki yarımkürede kuzey – güney doğrultusunda hareket eden hava akımları ile okyanus akıntıları bu durumdan etkilenirler. Kuzey yarımkürede sağa, güneyde sola dönerler. Ancak bu, dünya yüzünde büyük bir ölçekte okyanusların dibindeki sürtünme ile bulutların, hava akımlarının üzerinde bulundukları yerle birlikte hareket etmelerinin etkileriyle oluşan bir doğa olayıdır.
Bilim adamları bunun lavabo ya da küvet gibi görece olarak mikro ölçüde de olanağının var olup olmadığını hala tartışıyorlar. Bir bölümü burada suyun musluktan çıkış biçim ile hızının, lavaboya düştüğü noktanın, lavabo ile suyun gittiği yerin yapısının etken olduğunu söylüyorlar, diğerleri de en uygun koşullarda 50 kere deney yapıp, görün diyorlar.
Burgacın her iki yarım kürede farklı yönde olduğu gerçeğini, “7 den 77 ye” adlı televizyon programlarından birinde, rahmetli Barış Manço, ekvator üzerindeki bir köye giderek göstermişti. Bu deneyde dibinde bir delik olan bir kaba su dolduruluyor, kap kuzeyden güneye doğru götürülüyordu. Bu sırada kap kuzey yarım küredeyken su burgacı saat yönünde dönmekte, tam ekvator üzerine gelindiğinde su dümdüz akarak boşalmakta, güney yarım küreye geçildiğinde burgacın saatin tersi doğrultuda yön değiştirdiği gözlemlenmişti.
Bu deney, sadece fırtınalar ile siklonlar gibi büyük olaylarda değil, ama lavabo boşaltma deliğinden soyun akması gibi “minimal” olaylarda da Coriolis Etkisinin varlığını ortaya koymuş oluyor.
——————————————————
(*) Coriolis gücü ya da etkisi : Bunu ilk kez 1835 yılında Fransız bilgini Garpard-Gustave CORIOLIS tanımlamış olup onun adıyla anılmaktadır. Dunyanın donmesi sonucunda olusan, birim kutleye etki eden saptirici guc. Bu gücün ya da etkinin buyuklugu enlem derecesi ile hava kutlesinin hareket hizina baglidir. Bu kuvvetin etkisiyle, kuzey yarimkurede hareket yonu saga dogru, guney yarimkurede ise sola dogru saptirilir. degeri kutuplarda en yuksek, ekvator da ise sıfırdır.
Genelde cisimlerin kendi eksenleri etrafında dönmesi ile ilişkilidir. Eski zamanlarda gemi yolculukları sırasında teknelerin hesaplanan yere dosdoğru gidememeleri sonucu bunun farkına varılmıştır.
Coriolis kuvveti, dönen bir platformun merkezinden karşı tarafına yürümeye çalışan biri tarafından anlaşılabilir. Yürümek istediği tarafa doğru dik açıyla itildiğini görür. Benzer biçimde, dönen yer kürenin yüzeyi üzerinde hareket eden hava, kuzey yarım kürede hareket yönünün sağına, güney yarım kürede soluna saptırır.
Non-vektör terimlerle söylersek, gözlemcinin belli bir dönme hızında, cismin Coriolis hızlanmasının büyüklüğü cismin hızıyla orantılı olduğu gibi, hareketin yönü ile dönme ekseni arasındaki açı ile de orantılıdır.
Mikroölçekte neden zıt yönlere döndüklerine dair hiçbişi anlamadım.