Gerçekten de 1889 Avusturya doğumlu Adolf Hitler, 1933 ten başlayarak Almanya başbakanı, 1934 ten sonra da Almanyanın Führer’i (Lideri) olarak Alman halkına eğemen olmuştur. Kendisi Alman İşçi Partisinin alt katmanlarından gelerek bu siyasal partinin başına geçmiştir. Bu arada partinin adını Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi (NSDAP) olarak değiştirdi.
Devlet yönetimini elinde bulundurduğu sırada Almanyada olup bitenler konusunda hiç kimsenin bilgisi yoktu denemez. Çünkü olaylar herkesin gözleri önünde gerçekleşti. Halk belki toplama kamplarıyla burada yapılanlar hakkında bilgisizdi denebilir!..Ama toplama kampı öncesi olanlar sokaklarda, gözler önünde gerçekleşiyordu. Dahası, halkın büyük bir bölümünün topluca öldürmeleri bildiğine ilişkin kanıtlar da vardır.
Adolf Hitler ile yakın çevresinin aldığı psikopatolojik (akıl hastalıklı) kararların getirdiği sonuçları, üstün nitelikli Alman halkının algılamamasına olanak olmadığını bilmek gerekir. Bu çarpık kararlar sonucundadir ki, 6 milyon insan hayatını işkenceler altında kaybettiği gibi, Almanya yaşam alanı “lebensraum” söylemiyle kendisinin yok olmasına neden olabilecek II. Dünya savaşına girme zorunluğunda bırakılmıştır. Bütün dünya o zaman olduğu gibi şimdi de bu aymazlığın nedenlerini sorgular olmuştur. Bunun bir nedeni olmak gerekir. Acaba bu neden ya da nedenler nelerdir?…
Adolf Hitler ile partisi NSDAP’ nin seçimlerde adaylıklarını koydukları sırada Almanyanın içinde bulunduğu duruma gözatma gereği vardır .
Sözü edilen bu zaman diliminde I inci dünya savaşı bitmiş, sonuçta Versaille antlaşması imzalanmıştı. Bu antlaşmaya göre :
Almanya, Belçika’ya Eupen, Malmedy ile Moresnet bölgelerini; Fransa’ya Alsas ile Loren’i veriyordu. Saar bölgesi Milletler Cemiyeti yönetimine bırakılıyor, son durumu 15 yıl sonra plebisitle belirleniyordu. Polonya’ya Poznan ile Batı Prusya verildi. Danzig koridoru serbest bölge olup Milletler Cemiyeti koruması altına girecekti. Yukarı Silezya’da plebisit yapılacaktı. 1920′de yapılan plebisit sonunda, buranın doğu yarısı Polonya’ya verildi.
Belçika’nın tarafsızlığı kaldırıldı. Ren Nehri’nin doğu ile batı kıyılarında 50 km. lik bir alan askerden arındırıldı. Almanya’nın Avusturya ile birleşmemesi yüklenim altına alındı. Almanya; Avusturya, Çek-Slovakya ile Polonya’nın bağımsızlığını tanıdı.
Almanya tüm denizaşırı topraklarından vazgeçti. Bu topraklarda Milletler Cemiyeti’nin denetiminde yeni sömürgecilik rejimlerinin kurulması kararlaştırıldı. Togo ile Kamerun İngiliz-Fransız mandasına; Tanganyika İngiltere mandasına; Ruanda-Urundi Belçika mandasına; Güney-Batı Alman Afrikası Güney Afrika Birliğine; Mariana, Marshall ile Caroline adaları ile Çin’deki Kiaochow Japonya’ya; Yeni Gine’nin Almanyanın olan yarısı, Solomon Adaları Avustralya mandalarına bırakıldı.
Almanya’nın ileride yeniden askeri bir tehdit olmasını önlemek adına bir dizi düzenlemeye gidildi. Almanya’da zorunlu askerlik kaldırıldı. Alman ordusu 100 bine indirilerek Genelkurmay organizasyonu kaldırıldı. Deniz güçleri sınırlandırıldı. Tüm gemilerini müttefiklere teslim etmesi kararlaştırıldı. Uçak denizaltı, zırhlı araç ile tank yapması yasaklandı.
Savaş ödencesi olarak 1921 yılı itibari ile 56 Milyar Dolarlık bir mali yük getirildi. Ancak aynı yıl bu borç 33 Milyar Dolara indirildi. Bu nicelikler Almanya’nın ödeme gücünün çok üstünde idi. Bu borçlanma Almanya’yı ekonomik yıkıma mahkum etti.
Versaille antlaşması Alman halkının gururunun kırılmasıyla birlikte, onları çok ağır bir mali yıkımla karşı karşıya bıraktı. Öyle ki, enflasyon oranı haftadan haftaya değil, gün içinde saatten saate değişir duruma geldi. İşsizlik oranı katlanılamaz düzeylere çıktı.Önceleri bu gidişe ABD den alınan borçla son verilmeye çalışıldı. Sanki bir refah dönemi gelmiş gibiydi.. Ama alınan borcun ödenmesi istendiğinde, bu yalancı refah birden sona ererek Almanya çok daha büyük bir ekonomik sıkıntının içine itildi.
Alman halkı Versaille antlaşmasını imzalayanları ihanetle suçlamıştır.
1920 li yıllarda Almanyada yaşanan ağır ekonomik – siyasi kararsızlığa, Nazi Partisinin iktidara gelişine Versaille antlaşmasının neden olduğunda bir çok tarihçi birleşmekte… Bu yüzden, birinci dünya savaşından sonra ikinci dünya savaşının çıkmasında, Nazilerin iktidara gelip herkesin bildiği canavarca insanlık suçlarının işlenmesinde birinci dünya savaşı galipleri olan müttefiklarin neden olduğu fikrine ulaşmak doğal değil midir?…
Bunların dışında Hitler iktidara aday olduğunda karşısında yetkeye (otoriteye) tam bağımlı, eylemden çok söze önem verip güvenen bir Alman halkı vardı. Bu sonuncu özelliği tanımlamak için bir de anekdot anlatılır olmuştur : “ Bir kapının üzerinde ‘cennete gidilir’, ötekinin üzerinde ‘cennet üzerine konferans verilir’ yazıyorsa, Almanlar hep ikinci kapıyı yeğlerlermiş!”
Adolf Hitler, Alman halkına kırılan onurlarının onarılacağı ile daha da önemlisi içinde bulunulan ekonomik yıkımdan çıkılıp düzlüğe varılacağı sözünü vererek iktidara geldi. O sırada bu sözleri verebilecek, çevrede başka hiçkimse yoktu. Verilen bu sözler iktidara gelindiğinde unutulup bir kenara konulmdı. Birer birer yerine getirildi. Önce Alman Merkez Bankası başına getirilen Hjalmar Horace Greely Schacht(*) çeşitli “manipülasyon” larla Alman markını dengeye kavuşturdu. Böylelikle enflasyon canavarı yenildi. Bir başka deyişle, Alman halkı yıkımdan, yok olmaktan kurtarıldı. Bundan sonra bir dizi girişimle zedelenen ulusal gurur onarıldı. Fabrikalar. Versaille antlaşmasına karşın harp gereçleri üretmeye, bu arada Almanyayı zenginleştirmeye başladı. İşsizlik sorunu da otoyollar (otobahn) yapımı ile fabrikalarda iş olanağı yaratılarak çözülmüştü.
Bundan sonra Adolf Hitler sürekli olarak demeçlerinde ‘yaşam alanı “lebensraum” dan söz etmeye başladı. Bu da II. Dünya savaşının açılmasıyla sonlandı. Bundan önceki paragrafta sözü edilen nedenlerden ötürü, Alman halkı açısından bakıldığında Hitler onları yok olmaktan kurtaran adamdır. İşte bu yüzden Alman ulusu gibi alt yapısı çok güçlü bir ulus, psikiatrik özürlülüğü su götürmez bir lider olan Adolf Hitleri putlaştırarak peşinden gitmiştir. Hala bile Almanyada Nazi geleneğini sürdürmek isteyenler “Neo Nazi” adı altında varlıklarını sürdürmektedirler.
————————————————-
(*) Schacht daha sonra ekonomi bakanlığına getirildi. Fakat sonradan Almanyanın ekonomik durumunun gerilemekte olduğunu, bazı önlemlerin alınması gerektiğini bildiren bir açıklamayı Hitler’e yapınca gözden düştü. Yerinden uzaklaştırılarak, Alman ekonomisi konuyla hiç bir ilişkisi olmayan Hermann Georing’e teslim edidi!…
basarıdan ziyade cellad ve ileriyi gorebılen bır adam yahudılerı oldurmesınde kı amac onların ırkcı ve tum ınsanlıga vereceklerı zararı onlemektı fakat bıtıremedı hainler sağ olsun bırakmadılar peki ne oldu sırları dısarı satmakla ne oldu sereflerını satmakla ne oldu ıste goruyorsunuz yahudılerın dunyaya ne derece zarar verdıklerını.. o bılıyordu
Maybe I`ll be Captain Obvious, but… it's only few days to New Year last, so let's be happy!
Hoho3ho!)