KÖY ENSTİTÜLERİ….


Eğitim bir insanın diktatör olmasına değil, önder olmasına yarar.
LORD BROUGHAM

1940 yılından başlayarak, tarım işlerine elverişli geniş arazisi bulunan köylerde ya da onların hemen yakınlarında Köy Ensititüleri açıldı. Bunlar Türkiye’nin her yanında ilkokullara öğretmen yetiştirmek üzere açılmış okullardır. Devrim niteliğnde girişimler olup, batı dünyasında hayranlıkla izlenmişlerdir. Batıdaki bir çok bilim yuvasında bu kuruluşlar için tez çalışmaları yapılmıştır.

1946 yılında hükümetin yaklaşan seçimleri yitirme kaygısıyla CHP içinden muhalif milletvekillerinin başını çektiği örgütlü muhalefetin kampanyasıyla, müfredatı ile yapılanmasında kuruluş amaçlarından uzaklaşan değişiklikler yapıldı. İlerleyen yıllarda da, daha önceleri sıkı sıkıya bağlı olduğu “iş için iş içinde eğitim” ilkesinden uzaklaştırıldı. Önceleri yaratıcılığın ön plana çıktığı eğitim anlayışının yerine giderek geleneksel, ezberci eğitimin yerleştiği öğretmen okullarına dönüştürülerek, özellikle de birer komünizm yuvası haline geldikleri ileri sürülerek 1954′te kapatıldılar.

Neredeyse tüm Anadolu’nun okulsuz ile öğretmensiz olduğu gerçeği gözönüne alınarak, dönemin başbakanı İsmet İnönü’nün koruması altında, Millî Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel tarafından İsmail Hakkı Tonguç’un çabalarıyla köylerden ilkokul mezunu zeki çocukların bu okullarda yetiştirildikten sonra yeniden köylere giderek öğretmen olarak çalışmaları düşüncesiyle kuruldular. Köy Enstitüleri’nin kurulması ile yaygınlaşması konusunda pedagoji uzmanı Halil Fikret Kanad’ın çalışmaları da unutulmamalıdır. Kanad, “köye göre öğretmen” fikrini savunmuştur.

Fakir Baykurt, Talip Apaydın, Mahmut Makal, Mehmet Başaran ile Dursun Akçam gibi önde gelen yazarlar ile düşünürler bu okullarda yetişmişlerdir.

Köy Enstitüleri 17 Nisan 1940 da 3083 sayılı yasayla, Hasan Ali Yücel’in Bakanlığı – fikir babası İsmail Hakkı Tonguç’un önderliğinde kurulmuştur. 1930 lar Türkiye’ sinin nüfusunun% 80 nin den fazlası köylü olan, çağdaş köy kalkınma modeline uygun olarak bugün dahi bir çok ülkeye örnek olabilecek üretime dönük öğrenimi öngören eğitim kurumlarıdır. Başka bir deyişle Anadolu’nun aydınlanması idi. Köy çocuklarının alındığı bu okullarda amaca uygun olarak eğitildikten sonra geldikleri köylere donanımlı ( tarım, iş, sanat, sağlık ) öğretmen olarak gönderiliyorlardı.

Köylülerin bu gibi aydınlanma sürecinden rahatsız olan toprak ağaları, Cumhuriyet karşıtları ile din istismarcılarının çıkarları bozuluyordu. Onlar için bu kurumların kapatılması gerekiyordu. Komünizm bahanesi ileri sürülerek kapatıldılar da. 
 Eğer kapatılmamış olsalardı; gidilmemiş köy, okulsuz çocuk, işlenmemiş toprak, kullanılmamış su, aç- açık insan, işçileri sokaktalar da aç dolaşan kapatılmış fabrikalar olmazdı. Eğer kapatılmasalardı işçilerimiz yabancı ülke kapılarında iş aramayacaklar, aileler bölünmüş olmayacaklardı. En önemlilerinden bir tanesi de, bugünkü töre cinayetleri işlenmeyecekti. Son yıllarda üzerinde en çok durulan köy boşalmaları yaşanmayacaktı. Çünkü insan için gerekli olan hizmetler köyde üretilir olacaktı. Kapatılmamış olsalardı bu günkü özgürlük kavgaları yapılmayacaktı. Çünkü Köy Enstitüleri bir özgürlük ile özgürleşme eylemi idi.


Köy enstitülerinin kurulduğu yerler ile kuruluş tarihleri aşağıda gösterildi :

Ad/Bulunduğu İl Kuruluş Tarihi

Akçadağ / Malatya 1940
Akpınar / Samsun 1940
Aksu / Antalya 1940
Arifiye / Sakarya 1940
Aksu / Antalya 1940
Beşikdüzü / Trabzon 1940
Cılavuz / Kars 1940
Çifteler / Eskişehir 1937
Dicle / Diyarbakır 1944
Düziçi / Adana 1940
Ernis / Van 1948
Gölköy / Kastamonu 1939
Gönen / Isparta 1940
Hasanoğlan / Ankara 1941
İvriz / Konya 1941
Kepirtepe / Trakya 1938
Kızılçullu / İzmir 1937
Ortaklar / Aydın 1944
Pamukpınar / Sivas 1941
Pazarören / Kayseri 1940
Pulur / Erzurum 1942
Savaştepe / Balıkesir 1940

Köy Enstitülerinin eğitim yapısı, toprak ağaları, cumhuriyet karşıtları ile din sömürücülerinin baskılarıyla CHP politikacılarınca değiştirildi. Ama buna bir de komünizm yuvası olma sakıncası eklanerek DP iktidarı zamanında kapatıldılar. Günümüzde artık bir komünizm tehlikesi kalmadığına göre, eğitim amaçları ilk kuruldukları günkü gibi yeniden canlandırılıp bu kuruluşlar tekrar açılamazlar mı?…

Yoksa toprak ağaları, açılmalarını önleyecek doğrultuda ağırlklarını tekrar korlar mı?… Ayrıca günümüz politikacıları bunları dinler mi?… Umarız her ikisi de olmaz da Köy Enstitüleri tekrar açılırlar. Çünkü bunlar 6 inci paragrafta söylenilen özellikleri taşıyan, ülke için çok yararlı kuruluşlardı. Kapanmaları, eğitimimizde büyük zarara yol açmıştır.

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*

Şu HTML etiketlerini ve özelliklerini kullanabilirsiniz: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <strike> <strong>