YENİ BİR ORTADOĞU HARİTASI !..





ABD nin Irak’a, haksız yere saldırıp burayı ele geçirmesinden biraz önce (haksız deyimini kullanıyoruz, çünkü bu güne kadar açılan savaşın asıl nedeni olan “kitle imha silahları” nın varlığı kanıtlanamamıştır), gene ABD silahlı güçleri dergisinin web sayfasında yeni bir ortadoğu haritası yayınlandı. Bu haritaya göre Türkiyenin doğusunun tamamı, Suriyenin bir bölümü ile İranın, Iraka komşu ufak bir bölümü Kürdistan devleti toprakları olarak gösterilmekteydi. Söz konusu harita hala elden ele dolaşmaktadır.

Bu haritaya karşı çıkan Türk yetkililerine, bir ABD li general : “Öyleyse savaşmak zorunda kalırsınız” diyebilmiştir. Bu sırada Türk tarafının : “İyi de, kiminle savaşmaktan söz edyorsunuz, amacınız (kastınız) nedir?.. Siz böyle bir savaşı göze alabiliyormusunuz?..” diye sorup sormadığını da merak ediyorum doğrusu. Savaşmanın ne olduğunu bilmiyenlere bu soru, savaşın ne olduğunu çok iyi bilenlerce sorulması gerekliydi (“Şu Çılgın Türkler” adlı kitabı anımsatırım).

İstenilen sonuca ulaşabilmek için ABD ile yandaşları, Suriyede kargaşa çıkarmak, İran’a gözdağı vermek, Türkiye’de de PKK terörünün yaygınlaşmasına çalışmak yolunu seçmiştir. Böylelikle bu devletlerin, kendi içlerinde birlik ile beraberliklerini zayıflatıp ya da yok edip, gerekli parçaların onlardan kolayca koparılabilmesi öngörülüyor. Bu yüzdendir ki, Türkiyeyi yönetenler ile üst düzey komutanlar sık sık “birlik ile beraberliği korumak” çağrısını yineliyorlar.

Ancak, yakın tarihte 20 Temmuz 2007 de, Leyla Zana, Iğdır kentinde yaptığı bahtsız bir konuşmada, Türkiyenin eyaletlere ayrılıp bunlardan birinin de Kürt Eyaleti olması gerektiğini söyledi. Ertesi gün de “Bu sözlerimden neden gocunuyorsunuz?.. Çünkü 4 – 5 yıl sonra bunu kendiniz nasıl olsa yapacaksınız” diyerek olayın zamanını (!) da belirlemiş oldu. Leyla Zana’ nın böyle bir davranışa cüret edebilmesi dikkat çekicidir. Çünkü o tek başına olsa bunu yapamaz. Kesinlikle arkasında, bu fikri destekleyip, ortaya atılmasını isteyen çok güçlü bir grubun var olması gerekir. Bunlar kimlerdir?… Kestirilmesi hiç te zor olmayan bir konudur bu.

Irakın kuzeyinde gerçekten bir Kürt devleti kurulduğuna göre, bununla yetinmeyip böyle yeni kurulmuş, tapteze bir devlete erkenden, kendilerinin olduğu gibi, yayılımcı (emperyalist) kimliği kazandırılmaya, neden gereksinim duyulup, çalışılıyor acaba?…

Bu sorunun yanıtı dünyaya sunulan yeni orta doğu haritasında gizlidir. Şimdi birlikte bu haritada Türkiyeden kopartılmak istenen toprakların nasıl bir önem taşıdığına göz atalım : Buraları Türkiyenin petrol bölgeleridir. Ayrıca Fırat ile Dicle gibi iki büyük su kaynağının başlangıç noktasıdır. Önümüzdeki yıllarda su kaynaklarının petrolden daha değerli olabileceğini anımsayalım!.. Aslında Irak’taki kürdistan toprakları da petrol bölgeleridir. Bu yüzden Irakın kuzeyinde bir Kürt devleti, Irakın bütünlüğü göz ardı edilerek kurulmuştur. Ayrıca Türkiyenin güney-doğusundaki bu topraklar GAP bölgesinin tamamıdır!..

Tuhaf (!) bir raslantı olarak da, Dünya’nın gözünün üzerinde olduğu, Türkiye’yi Avrupa’nın enerji dağıtım projesinin başına oturtan Bakü- Tiflis- Ceyhan boru hattının geçtiği bölge . ABD’nin son yayınladığı yeni Ortadoğu haritaları ile BTC’nin geçtiği bölgenin sınırı aynen üst üste oturuyor.

Ne var ki, yıllardır Türkiyede petrol olmadığı söylenip duruldu. Yapılan sondajlar sonucu bulunan petrol kaynakları, türlü bahanelerle çimonto enjeksiyonlarıyla kapatıldı. “Burada petrol yok” denildi. Oysa Türkiyede petrol vardır. Var olan petrolün neden yer yüzüne çıkartılmak istenmediğini, daha önce burada, 02.03.2007 tarihinde yayınlamış olduğum “Türkiyede petrol varmı, yok mu?..” başlıklı makalemde anlatmaya çalışmıştım. Bu yüzden konuyu tekrar irdelemeyeceğim.

İyi de, petrol bölgeleri neden yeni kurulan Kürt devletine peşkeş çekip, verilmek isteniyor?..

Burada hemen, yeni kurulmuş Kürt devletinin, bazı nedenlerden ötürü, çok kolay yönlendirilebileceği (manipüle edilebileceği) akla geliyor. Ne de olsa Türk Devletiyle oynamak bu kadar kolay olmayacaktır. Kürt devleti yerine buraların doğrudan doğruya ABD nin kendisinin ele geçirmesi de uluslar arası arenada sevimsiz gözüküp kabul edilmeyeceği düşünülürse, bulunan çözümün ne denli yararlı olduğu anlaşılabilir. Amaç fazla üğraşıp, yorulmadan hedefe varmaktır.

Gerçi, 6326 sayılı Petrol Yasası yerine, 17 Ocak 2007 tarihinde 5574 sayılı Türk Petrol Yasası TBMM’de kabul edilmiştir. Cumhurbaşkanlığı makamının onayına sunulan Yasa, Cumhurbaşkanımız tarafından bazı maddelerinin yeniden görüşülmesi amacıyla tekrar TBMM’ye gönderilmiştir.

Genel olarak bu yeni yasada; devletin hükümranlık haklarından kaynaklanan denetim ile sınırlamalarının kaldırıldığı, sektörde tam bir liberalizasyonun hedeflendiği, yabancı sermaye için avantajlı koşulların yaratıldığı, arama-işletme hakları yerine daha çok üretim aşamasında teşviklerin abartıldığı görülmektedir. Belki de böylece topraklarımızdaki petrol arama işlemlerinden el etek çektiğimiz gösterilmek istenmiştir. Ama ABD ile çevresindekiler bunun çok ötesinde bir boyun eğme beklemektedirler. Bunun da ancak Kürt devletinden kopartılacağı kanısındadırlar sanıyorum.

Sonuçta ortada oynanan oyunun, yayılımcı güçlerin petrol çıkarlarında düğümlendiği anlaşılıyor. Ama, bir köy ağasının buyruğu gibi “ben öyle istiyorum, yapılsın!..” demekle iş bitmiyor. Oyun bazı kez bozuluyor. ABD nin özendirmesiyle, yakında İsrail ile Lübnan arasında yaşananları anımsayalım. Orada İsrail Hizbullahın gücü karşısında geri adım atma zorunda kaldı. Oyun bozuldu. Bazı kişilerin, deyim yerindeyse artık “her kuşun etinin yenilemeyeceğini” akıllarına iyice sokup, sindirmeleri gereği açıkça gözler önündedir. Bu gerçek Vietnamda, Afganistanda, dahası Irakta bile apaçık görüldü. Fakat, bir türlü ders alınamadığı anlaşılıyor.

Bu olanların hepsinde zeka eksikliğinin varlığını sezinlememek elde değil. Tanrı hepimize akıllar versin!… Amin.
————————————————–

İlgili Metin :

Emin Gürses, Mahir Kaynak, 2006, Büyük Ortadoğu Projesi’, Timaş Yayınları, İstanbul, ISBN 9756350059
—————————————————

NOT : Vikipedia Özgür Ansiklopedisinde bu konuda yayınlanan bir bölümü aynen aktarıyorum :

Büyük Ortadoğu Projesi ile ABD’nin Amacı

Fransa Yeşiller grubunun önemli liderlerinden biri Yves Cochet İnsani ve demokratik giysilere sokulan ABD’nin Büyük Orta Doğu Projesi, aslında bölgedeki tüm petrol musluklarına el koymaya yönelik bir girişimdir. diyerek, petrol kadar enerjetik, kullanımı, stoklanması, nakliyesi kolay, kullanım alanları çeşitli bir başka sıvı keşfetmeye zaman kalmadığını, zaten bir başka evrensel enerji kaynağına ilişkin yatırımlaınr da, on yıl içerisinde 100.000 milyar dolar civarında para gerektirdiğini; kısacası, dünyayı bekleyen bir krizin kaçınılmaz olduğunu dile getirmiştir..
Bu geniş coğrafya, dünya enerji kaynaklarının çok büyük bir bölümüne sahiptir. Bu anılan geniş bölgede farklı uluslar, kültürler, diller ve dinler yaşamaktadır. Bu alanlarda ABD ekseninde bir “düzen ve istikrarı” kurmak ve egemen kılmanın, bir bakıma dünya egemenliğini büyük bir dayanağa ve güvenceye kavuşturmak anlamına geleceği kabul edilmektedir. Başta petrol olmak üzere doğalgaz, su gibi temel maddelerin denetim altına alınması, nakil yollarının denetlenmesi demek, aynı zamanda, olası rakip devlet veya devlet gruplarının önünün kesilmesi anlamına gelmektedir.
İkinci hedefin enerji kaynaklarının ele geçirileceği ve daha şimdiden bölge petrollerinin %40’ı olan Irak petrolleri, Afganistan’daki zengin uranyum kaynakları fiilen olmak üzere el değiştirdigi bu durumun dünya bor tuzlarının %75 ine sahip bulunan Türkiye Cumhuriyeti ‘ni de yakından ilgilendirdiği belirtilmektedir.
Bir başka hedefin ise küresel sömürü aracı olarak nitelendirilen doların mevcut hegemonyasının sürdürülmesi isteğinin olduğu görüşüdür.

2 Responses to YENİ BİR ORTADOĞU HARİTASI !..

  1. Anonymous diyor ki:

    türkiye hiç bir zaman bu kötü fikirlere izin vermez gücümüzü tarihten alıyoruz ne ab ne abd nede israil bizi kalleş oyunlarıyla yıkamazlar

  2. Anonymous diyor ki:

    saniyorumki insanlar buna turk halkinin bir kismida dahil turkun , turklerin , turkiyenin bagimsiz ve bolunmezligini unutmus durumda. ama bizler bunu bilen kisiler degil turkiyenin yarisini ( avrupalilar tarafindan kurdistan olarak bilinen ve anilan kismi ) birtek tas parcasini bile vermeyiz verdirmeyiz

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*

Şu HTML etiketlerini ve özelliklerini kullanabilirsiniz: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <strike> <strong>