KAĞIT ÜZERİNE BİR SÖYLEŞİ….



Bir kaç gün önce printerimde baskı yaparken, elde olmayan nedenlerden kağıtlar makinada sıkıştı. Doğal olarak, buruşmuş olan bu kağıtları gereği gibi çıkarıp atmak zorunda kaldım. Bu olay kağıt harcamanın boyutu üzerinde düşünmeme neden oldu. Bu gerçekten de önemli bir konudur.

Elimizdeki kağıttan yapılmış eşyayı hiç sakınmadan kullanıp atıyoruz. Bu gazeteden ambalaj kağıdına kadar böyle. Kağıt havlu ya da peçeteleri saymıyoruz bile…

Oysa, yeryüzünde kağıt yapmaya yarayan sellüloz kaynakları gittikçe kurumakta. Bu gidişle kağıt önümüzdeki yıllarda epey değer kazanacağa benzer. Eskiden yapımı az olduğu için değerliymiş. Şimdi de kaynak tükenişi buna yol açacak gibi görünüyor. Bu yüzden kağıtta geri dönüşümü gerçekleştirmemiz, kağıdın değerini bilmemiz gerekmektedir.

Kâğıdın ana hammaddesi odundur. Kâğıtlık odun, mobilya vs. üretiminde kullanılan odundan düşük, yakacak olarak kullanılan odundan daha yüksek kalite seviyesindedir. Bu odun da, ya iğne yapraklı (çam vb. yumuşak) ağaçlardan ya da yapraklı (meşe vb. sert) ağaçlardan elde edilir.

Aslında memleketin orman kaynaklarının tüketiminde kağıt sanayii, orman ürünleri sanayii ile yakacaktan sonra üçüncü sırada olmakla birlikte, ormanın yetişmesinin çok zaman alması dikkate alınırsa, sadece kağıt sanayii bile, ormancılığa gereken önem verilmezse, bir memleketin orman kaynaklarını kısa zamanda tüketebilecektir. Bundan ötürü bütün dünyada kağıt sanayii, odun dışındaki kaynaklara her geçen gün daha hızla yönelmektedir. Bunlar arasında yıllık bitkiler olarak bilinen saman, kamış, kendir-kenevir ile tütün, ayçiçeği vb. bitkilerin sapları sayılabilir. Çok çeşitli olan bu bitkiler arasından şimdiye kadar sadece saman, kamış ile kendir ekonomik kullanım düzeyine erişebilmişlerdir. Genellikle ötekilerin toplanması ile biriktirilmeleri ekonomik gözükmemektedir.

Türkiye’de de dünyadaki gelişmelere koşut olarak kağıt sanayii sürekli bir ilerleme göstermiştir. Osmanlılar, kağıt gereksinimlerini doğudan temin ediyorlardı. Evliya Çelebi’nin Seyahatname adlı yapıtından, İstanbul’da Bizans’tan kalma bir kağıt fabrikasının, Kağıthane semtinde bulunduğu öğrenilmiştir. Üçüncü Sultan Selim Han zamanında, küçük de olsa bir kağıt fabrikası yapılmış, fakat daha sonra üretimin çok pahalıya mal olması nedeniyle fabrika kapatılmıştır.

İlk kağıt fabrikası 1744 yılında Yalova’da kurulmuştur. İbrahim Müteferrika tarafından ilk Türk matbaasının kurulmasıyla artan kağıt gereksinimini karşılamak için, Yalova’da kağıt fabrikasının yapılmasına karar verildi. Bu fabrikada birçok cins kağıtüretildi. Sultan Birinci Mahmud Han bu fabrikadan çok memnun oldu. Kur’an-ı kerim ile diğer İslami kitapları çoğaltmak amacıyla başka kağıt fabrikalarının da yapılmasını istedi. Fakat su azlığı, su yollarının bozulması ile Avrupa kağıtlarının rekabeti yüzünden, Yalova Kağıt Fabrikası kapandı. Osmanlı Devleti zamanında kurulan uzun ömürlü fabrika Beykoz Kağıt Fabrikasıdır. 1804′te hizmete açılan bu kağıt fabrikasında İngiliz ile Felemenk kağıtları kalitesinde kağıt yapmak istenmiştir. Sonradan dışarıdan kağıt getirmek daha ekonomik olmuş, yabancı devletler kağıtlarını değerlerinin altında, zararına Türkiye’ye satmak yoluyla kağıt sanayisi baltalamışlardır. Sonuçta Beykoz Fabrikası da kapanmıştır.

İzmir Kağıt Fabrikasının temeli ise 1844′te atıldı. Fabrikanın buhar gücüyle çalıştırılması kararlaştırılmıştı. Bu fabrika bir süre devletin kağıt gereksinimini karşılayabilmiştir. Yine de Avrupa’nın çeşitli oyunları sonucunda kapanmaktan kurtulamamıştır.

Hamidiye Kâğıt Fabrikası, Osmanlı Devleti döneminde kurulan son kağıt fabrikamızdır. Sultan İkinci Abdülhamid Han, Hamidiye Kağıt Fabrikasını kurmakla Serkarı Osman Beyi vazifelendirmiştir. Fabrikanın yeri olarak Beykoz’da, Kır Mevkii ile Hünkar İskelesi seçilmiştir. Osman Beyin oğlu Ali Cevat Beyin 42 dönümlük yeri de satın alınarak genişletilmiştir. Bu fabrika İstanbul ile Londra’da şubeleri olan Hamidiye Kağıt Fabrikası ya da Ottoman Paper Manifacturing Company Limited adıyla kurulan şirketçe yönetiliyordu. Şirketin çıkardığı hisse senetleri satılmadı. Masson Scott firması bir süre bu fabrikayı çalıştırdı. Şirket (Hamidiye Kağıt Fabrikası), borcunu ödemeyince mahkeme kararıyla Masson Scott firmasına devredildi. Sonradan bu firma da 1912 yılında hisse senetlerini satışa çıkardı. Hamidiye, şirketi tekrar satın aldı. Fakat o sırada Birinci Dünya Savaşı çıkınca İngiliz personeli memleketine döndü. Osmanlı Devletinin savaştan yenik çıkması yüzünden galip devletler kağıt fabrikasını dağıttılar.

Cumhuriyet döneminde ilk kâğıt fabrikasının temeli İzmit’te 14 Ağustos 1934′te atıldı. Fabrika 1936 yılında işletmeye açıldı. Bu fabrikaya 1944 yılında ikinci kağıt selüloz fabrikası, 1945′te Klor Alkali Fabrikası eklendi. 1954′te de üçüncü kağıt fabrikası kuruldu. 1957′den sonra eski makineler değiştirildi. 1960 yılında dördüncü, 1961′de beşinci kağıt fabrikası kuruldu. 1955 senesine kadar Sümerbank Kağıt ile Karton Fabrikası ismi ile çalıştıktan sonra İzmit Selüloz Sanayii Müessesesi adı verildi. Daha sonra, 1955′te çıkarılan bir kanunla Sümerbank’tan ayrılıp Türkiye Selüloz ile Kağıt Fabrikaları İşletmesi Genel Müdürlüğü (SEKA) adı ile iktisadi bir devlet kuruluşu oldu.

Yaşamın her döneminde çok çeşitli amaçlarla kullanılan kağıt, ağırlığına ( m2 gramajına), kullanılan hamurun cinsine, buna bağlı olarak yırtılma ile patlama dayanıklılığına ya da buna benzer öteki özelliklerine göre çeşitli sınıflara ayrılabilir. Fakat genel çizgileri ile şu biçimde sıralandırma olanağı vardır :

Yazı – Basım kâğıtları (1, 2 ve 3. hamur kâğıtlar, ofset kâğıdı, aydınger kâğıdı vb.),
Sargılık kâğıtlar,
Kraft torba ya da çimento torba kâğıdı,
Temizlik kâğıtları ile hijyenik kâğıtlar,
İnce özel kâğıtlar (sigara kâğıdı vb.),
Oluklu mukavva kâğıtları (kraft yüzey kağıdı, atık kağıt yüzey kağıdı, oluklu katı kağıdı),
Kartonlar.

Bir başka sıralama ise:
Kültürel kâğıtlar,
Endüstriyel kâğıtlar. Biçiminde olabilir.

Aslında M.Ö. 4000 yıllarında Mısır’da bulunan Cyperius (papirüs) denilen bitkinin sapı uygun boyutlarda kesilip bir tahta üzerine dizilip, sulu vaziyette tokmaklanarak bir çeşit kağıt üretilmekdeydi. Yapılışı ile özelliği bakımından bugünkü kağıttan farklı olmakla beraber, kağıt ismi bu papirüs kağıdından kalmıştır.

Papirüsle beraber, çeşitli hayvan derilerinden yapılan pergament (parşumen) kağıdı da tarih boyunca kullanılmıştır. Parşumen, bugün bile kullanılan, yazı yazmaya, resim yapmaya çok elverişli, uzun ömürlü bir kağıt türüdür.

Kağıt, bilim ile kültürün yayılıp gelişmesinde çok büyük bir rol oynamıştır. İlk para mantığının birşeyler satın alma, değiş tokuş gibi parasal şeylerin baslangıcı olmustur.. Yazma, taşıma ile saklanmasındaki kolaylıklar, herhangi bir yerdeki bilim ya da bilginin çok kısa bir zamanda dünyanın her tarafına kolayca yayılmasını sağlamış, böylece bugünkü medeniyete ulaşılmasının başlıca araçlarından birisi olmuştur. Bugünkü dünyada kağıt, en başta gelen sanayi ürünlerinden biridir. Günlük hayatta en çok gereksinim duyulan bir maddedir. Bilimsel çalışmalar, eğitim ile öğretim kurumları, her türlü basın, yayın etkinliklerinin yanısıra para basımında, ambalaj işlerinde, mutfakta, daha pekçok yerde kağıt kullanılmaktadır.

Eskiden kağıt üretimi az yapıldığı için, dünyanın her yerinde kıymetli tutulurdu. Sonradan üretimin bollaşması ile yaygınlaşması ile eski saygınlığını kaybetti. Ancak son yıllarda kağıt yapımında kullanılan hammaddenin tükenmeye yüz tutması, artan maliyetler ile öteki nedenler yüzünden günden güne kıymetlenmektedir.

Kağıdı kimin bulduğu bugün kesin olarak bilinmiyor. Ancak bugünkü kağıt hamuru ile elde edilen kağıdın ilk modeli milattan sonra 105′te Çin’de Ts’ai Lun adında bir saray görevlisi tarafından yapıldığı kabul edilmektedir. Ts’ai Lun Ağaç kabukları, bez parçaları ile öteki lifli gereçleri özlü, yumuşak bir hamur haline gelinceye kadar dövüp, elde ettiği hamuru geniş bir tekne içinde suyla karıştırarak ilk mekanik odun hamurunu elde etti. Daha sonra gözenekli bir kalıbı, hamurun içine daldırılıp yukarıya kaldırıldığında, su gözeneklerden süzülerek aşağıya akıyor, kalıbın yüzeyinde lifli bir tabaka kalıyordu. Bu tabaka kalıp üzerinden alınıp kurutulduğunda, üzerinden el yapımı silindirlerle ilkel kalenderlemeden sonra kullanıma hazır hale geliyordu. Keşfinden bugüne kadar 2000 yıl geçmiştir. Orta Asya’da yapılan araştırma ile kazılarda, üçüncü ile yedinci yüzyıllar arasında kullanılan kağıtların dut ağacı kabukları, kendir, kenevir ile pamuktan yapılmış olduğu anlaşıldı.

Kağıt, Çin’den, Orta Asya’ya oradan da İran’a geçti. 751 senesinde yapılan Talas Meydan Muharebesinden sonra, Çin’den alınan esirlerden kağıt yapımı öğrenildi. Çin’in dışında ilk kez Semerkand’da kağıt yapım merkezi kuruldu.

Yakın Doğuda ilk kez Abbasi hükümdarı Harun Reşid zamanında 754 senesinde Bağdat’ta, kağıt yapım birimi kurulmuştur. Batı alemi ise Müslümanlardan 400 yıl gibi uzun bir zaman sonra, yine Müslümanlar yardımıyla kağıdın varlığından haberli oldular. Bundan sonra Şam, Trablusşam, Yergen ile Mısır’da kağıt fabrikaları kurulmuştur.

Kuzey Afrika’nın Müslümanlar tarafından ele geçirilmesi ile daha sonra İspanya’ya geçilmesi yoluyla, kağıt fabrikaları da oraya taşınmıştır. Müslümanlarca kurulmasıyla birlikte Avrupa’nın ilk kağıt fabrikaları olması bakımından bunlar çok önemlidir.

Böylece Çin’de binlerce yıl önce üretimine başlanan kağıt, zamanla daha yeni yöntemlerle üretilerek, 18. yüzyılda Fransa’da ilk kez kağıt üretim makinası yapılmıştır. Kağıt makinalarında da sürekli olarak teknolojik gelişmelere koşut olarak değişiklikler olmuş, bugünkü çok motorlu hareket sistemli, kağıt hamurunun yoğunluk, sıcaklık, pH, ağırlık ile rutubet gibi özelliklerini denetim altında tutabilen özdevinimli (otomatik) kağıt makinaları ortaya çıkmıştır.
———————————————-

Kaynak :

Vikipedi Ansiklopedisi.

One Response to KAĞIT ÜZERİNE BİR SÖYLEŞİ….

  1. toplu baskı diyor ki:

    matbaayı bulan o kadar iyi etmişki günümüzde bir ticari sektör olmuş teşekkür ve iyi dileklerimiz hep onlarla. sağolsunlar

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*

Şu HTML etiketlerini ve özelliklerini kullanabilirsiniz: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <strike> <strong>