Düşler üzerine bilimsel düşüncemiz, onların, kendi zihinsel etkinliğimizin ürünleri olduğu varsayımından yola çıkmaktadır. Bununla birlikte tamamlanmış düş, bize yabancı bir şeymiş gibi bizi çarpar. Bu konuda kendi sorumluluğumuzu benimsememeye yatkınızdır. Düşlerin aklımıza yabancı olduğu biçimindeki bu duygunun kökeni nedir?… Düşlerin kaynağı üzerine tartışmamızın çerçevesinde bu yabancılığın, düşlerin içeriğinde yer alan malzemeden ileri gelemeyeceği sonucuna varmak zorundayız; çünkü bu malzeme büyük kesimiyle hem düş görme hem de uyanıklık yaşamında ortaktır.
Düşlerin yorumlanması konusuna girmeden önce, düşlerin genelde bazı türlere ayrılarak incelendiğini belirtmek gerekir. Aşağı yukarı bütün yazarlar böylesi bir ayrımdan söz ederler. Bu doğrultuda düşleri altı grup altında topluyorlar :
● Aklı sürekli olarak dolduran düşünceler ya da gündelik yaşamda görülüp etkisi altında kalınmış nesneler (sinema ya da televizyon filmleri gibi), uykuda düş olarak görülebilir. Bu bir etkilenme sonucu olup gerçek düş gibi kabul görmez. Bu yüzden de bilimsel yorumlamaları yapılmaz. Ama bu tür düşler sonunda bir çok bilimsel buluşlara varıldığı, matematik problemlerinin çözümüne ulaşıldığı da bir gerçektir. Bunlara Anglo-Amerikan yazınında Lucid Dreams (açık-seçik algılanan düşler) de deniyor.
● İkinci tür kabus ya da karabasan denilen düşlerdir. Bunlar genellikle iyi başlar. Sonradan düş birden korkutucu bir hal almaya yönelir. Karabasanların ayrıştırılıp incelenmesi psikanalistlerin ilgi alanı içine girer. Bunları düşte bir kez görülüveren korkutucu görüntülerle karıştırmamak gerekir. Karabasan gören kişi korkar. Bir ara düş gördüğünü hissederek uyanmak ister. Ama bunu başaramaz. Uyandığını sanır, bu arada gördüğü düş devam eder. Her insan yaşamı süresinde bir kaç kez karabasan görebilir. Fakat sık sık karabasan görenlerin uzmanlarca incelenip, derinde var olan bozukluğun anlaşılmasına gerek vardır.
● Üçüncü tür düş, olduğu gibi gerçek yaşamda gerçekleşen düştür. Bunlara “gerçek düşler” ya da “peygamber düşleri = prophetic dreams” adı veriliyor. Örnekse, yıllardır karşılaşılmayan bir dost düşte görüldükten bir süre sonra onunla gerçek yaşamda karşılaşılıp konuşulabilir. Bu tür düşleri görenler arasında bir çok ünlü kişi vardır. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ ün annesinin ölümünü anlatan düşü buna iyi bir örnek olabilir.
● Dördüncüsü en sık rastlanılan düş türüdür. Uyuyan kişi bazı düşler görür. Bunların bir bölümünü belleğinde koruyarak anımsayabilir. Psikanalistlerin ayrıştırıp yorumlayarak incelemeye aldıkları bu tür düşlerdir. Böylece var olan psikiatrik bozukluğun nedenine inmeye çalışılır.
● Beşinci tür düş ise düş içinde görülen düşlerdir. Genellikle kişi düşünde gördüğü bir düşü de yorumlar. Bu tür düşlere de çok dikkat etmek gerekir. Çünkü “böyle düşlerde yapılan yorumun gerçekleşme oranı çok yüksektir” diye, söylenti biçiminde anlatılır olmuştur.
● Altıncı tür, düşlerin en ilginç olanıdır. Bunlar yinelenen düşlerdir. Bu durumda kişi aynı düşü sık sık görmektedir. Yaşamında hiç görmediği yerleri, bölgeleri ya da davranışları düşünde sıklıkla görür kişi. Burada sanki ikinci bir benlik var gibidir. Hint felsefesi ile Karma’ya inananlar bunu bir reenkarnasyon (başka başka bedenlerle tekrar dünyaya gelme) belirtisi olarak alırlar. Ama gerçek nedir?.. Acaba, Id belli bir düşünceyi iyice anlatabilmek için mi bu yineleme ortaya çıkmaktadır?… Ya da Id’ de birikmiş yığıntının büyük bölümü bu düşlerde anlatılmak istenen konular mıdır?… Bilinemiyor.
Düşlerin gözlemlenen niteliklerini belli bir görüş açısından açıklamaya çalışan, aynı zamanda düşlerin daha geniş görüngüler evrenindeki konumunu tanımlayan her sav bir düş kuramı diye adlandırılmayı hak eder. Değişik kuramların, düşlerin şu ya da bu niteliğini temel alıp açıklama ile bağlantı kurmalarına, başlangıç noktası olarak o niteliği yerleştirmeleriyle birbirlerinden ayrıldığını görürüz. Bir kuramın düş görme için bir işlev ortaya atması gerekmez. Yine de amaçlılığa ilişkin açıklamalar arama alışkanlığımız nedeniyle düşlere bir işlev yükleyen kuramları benimsemeye daha yatkınızdır.
BEN BU SİTEYİ ÇOK AMA ÇOK SEVDİM VE BANA DA ÇOK YARARI OLDU
DİĞER SİTELER BAŞKA ŞEYLER SÖLÜO AMA BU TA KENDİSİNİ YANİ İSTEDİĞİM ŞEYİ SÖYLÜO
HELAL OLSUN!